HDP KİMDİR? NEDİR? NE DEĞİLDİR?

HDP ve PKK’yı Birbirinden ayırmalı mıyız?

En başta; HDP’yi PKK’dan ayrı tutan anlayışa değinmemiz lazım.

Çay ile simidi, köfte ile ayranı, kuru fasulye ile pilavı, Tom ve Jerry’i hatta Ferhat ile Şirin’i birbirinden ayırabilirsiniz fakat HDP ve PKK’yı da birbirinden ayıramazsınız. Selahattin Demirtaş tarafından deklare edilen ‘’HDP bizzat, Öcalan’ın projesidir’’ sözü kimi vatandaşlarımız tarafından yeterli görülmese de HDP’nin yaptığı her eylemde talimatı doğrudan terörist elebaşı Öcalan’dan almaktadır doğrudan ona bağlıdır. Hatta o kadar bağlıdırlar ki kendi başlarına inisiyatif alıp bir eyleme ya da işe giriştikleri zaman doğrudan Kandil’den uyarılar almaktadırlar.

PKK’lı teröristlerin cenazelerine katılan, taziye mesajları iletenleri de uzakta aramaya gerek yok. Bizzat yanıbaşımızda. HDP’li vekillerin maşallah katılmadığı cenaze yok. Üstelik bunları, utanmadan, sıkılmadan ve çekinmeden yapıyorlar.

Peki, HDP’nin bir dönem önceki Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın, kürsülerden ‘’biz sırtımızı YPG’ye, YPJ’ye ve PYD’ye’’ yaslıyoruz demesine ne demeliyiz? Özgürlük talebi mi? Demokrasi naraları mı? Yoksa terör örgütü propagandası mı? Tabii, kesin bir kanıya varmadan önce saydığı örgütlerin isimlerini araştırmak, soruşturmak gerekli. Ya da biz çok uğraşmayalım doğrudan Hatay’da tutuklanan 11 YPG/PKK’lı bir itirafçının (M.C) sözlerine kulak verelim: ‘’Yanımızdakilerden biri doçkayla Türk askerini gördü ve ateş etmeye başladı. Bizler de üzerimizde kalaşnikoflarla ateş etmeye başladık.’’

Yine bir dönem önceki Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş’ın Abdullah Öcalan’ın heykelini dikme özlemine ne demeliyiz? Sanat sevgisi mi? Heykel aşkı mı? Yoksa terörist elebaşı Öcalan’a olan bağlılığı mı? Eğer Abdullah Öcalan’ın kim olduğunu, eylemlerini, katliamlarını biliyorsak bu soruya vereceğimiz cevapta çok basit.

Son olarak 26. Dönem HDP Milletvekili olan Abdullah Zeydan’ın, mikrofonlardan çığırırcasına ‘’PKK sizi tükürüğüyle boğar, tükürüğüyle’’ demesine ne demeliyiz? Kimi boğacak tükürüğüyle? Türk ordusunu mu? Mehmetçiği mi? Hayaller aleminde yaşayan ve Türk Milletine açıkça düşmanlık eden vekil herhalde HDP’nin amaçlarını ve siyasetlerini öğrenmemiz için yeterli olacaktır.

Örnekleri daha da arttırabiliriz. Fakat bu örneklerinde yeterli olacağını düşünüyorum. Kısacası HDP, açıkça Türkiye’ye, Türk Milletine ve Türk ordusuna düşman bir konumdadır. Aksini iddia edenler ispatla yükümlüdür.

HDP’nin Destekçileri Kimdir?

HDP’yle PKK ve YPG’nin ilişkisini yazımızın ilk bölümünde aktarmaya çalıştık. Peki terör örgütlerinin, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yürüttüğü silahlı operasyonları kim finanse ediyor? Askeri teçhizat ve mühimmatları kim sağlıyor?

Bu soruya en iyi ve en net cevabı. ABD’nin 44. Dönem Devlet Başkanı olan Barrack Obama. Obama açıklamasında diyor ki; ‘’PKK/PYD bizim stratejik ortağımızdır, Suriye’deki kara gücümüzdür’’ demiştir. PKK’yı doğrudan kara gücü ilan eden ABD Devlet Başkanı, bu ilanın gereği olarak binlerce tır silahı, askeri mühimmatı ve tıbbi malzemeyi PKK’ya sevk etmiştir.

24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren Türk ordusunun, PKK’ya karşı gerçekleştirdiği operasyonlara karşı NATO’yu ve AB’yi göreve çağıran Selahattin Demirtaş, iplerinin kimlerde olduğunu itiraf etmiştir.

Biz Ne Yapmalıyız?

HDP’nin yani PKK ve YPG’nin eylemlerini bizzat birinci ağızdan, HDP’nin sözcülerinden aktardık. Terörist elebaşı Abdullah Öcalan’ın emriyle kurulan bir partinin faaliyetlerinden başka bir şey beklemek mantıksız olurdu. Fakat her şeye rağmen bu mantıksızlığa alet olan, HDP’yi ‘’sevimlileştirme’’ çabalarına aldanan vatandaşlarımız olabiliyor. Hatta bu kişiler kendilerine ‘’Atatürkçü’’ bile diyebiliyor.

Peki Atatürkçülük nedir? Atatürkçülük en temelinde anti-emperyalist olmaktır. Bağımsızlıkçılıktır. Milli kurtuluş mücadelesini başarıya ulaştırmış, dönemin baş emperyalistleri İngiltere ve Fransa’yı dize getirmiş, bu ülkelerin içeride yaratmaya çalıştığı ayrılıkçı hareketleri bastırmış, etnik ve mezhepsel ayrımların önüne geçmek için içeride devrimler gerçekleştirmiş, Türk Milletini, ağanın marabası, şeyhin yanaşması olmaktan kurtarmış, başı dik, çağdaş bir devlet kurulmasında öncülük etmiş büyük bir devrimcidir.

Şimdi nasıl oluyor da kendisine Atatürkçü diyenler, HDP’yle ittifak yapabiliyor? Onlardan oy dileniyor? Terör örgütüyle işbirliğine bu denli gönüllü olabiliyor?

Seçim sürecinin yarattığı oy kaygısıyla hareket edenler, programlarından ve ilkelerinden ödün verirler. Türkiye’nin önündeki en büyük problemlerden birisi PKK’dır. Kimse bizden HDP/PKK’yı sevimli görmemizi beklemesin. Sevimli göstermeye çalışanlar, 15 yaşında PKK kurşunuyla şehit edilen Eren Bülbül’ün ailesine ne diyecekler? Ya da daha ilk karnesini verirken şehit edilen Şenay Aybüke Yalçın’ın ailesinin yüzüne bakabilecekler mi? 2014 yılında Diyarbakır’da eşi ile pazarda alışveriş yaparken alçakça katledilen Astsubay Necdet Aydoğdu’nun eşine ne cevap verecekler? Nice canlarını, kardeşini, eşini, dostunu, komşusunu Türkiye’nin bağımsız bütünlüğü için feda eden bu millete verilecek bir cevapları var mı?

Bizler sorumluluğumuzun ve görevlerimizi farkındayız. Görevini Bursa Nutku’ndan ve Gençliğe Hitabe’den alan gençler, aldanmayacak!

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/afrinde-yakalanan-teroristler-itiraf-etti-40977553

https://www.youtube.com/watch?v=UGbT0MajOsI

https://www.youtube.com/watch?v=dosZi70qlNQ

https://odatv.com/demirtas-natoyu-goreve-cagirdi-0708151200.html

https://odatv.com/askeri-pazarda-sirtindan-vurdular-2910141200.html

https://www.sabah.com.tr/gundem/2016/06/09/midyat-sehitleri-son-yolculuguna-ugurlaniyor