HDP tuzağına düşenler artıyor!

Benzer bir gelişme sizin de dikkatinizi çekti mi bilmiyorum; hayatı boyunca CHP’ye oy veren ancak parti yönetimini beğenmediği için artık bu partiye oy vermeme kararı alan bazı seçmenler birden bire HDP’ye sempati duymaya başladı. 

İnanması zor ama bunların arasında daha bir-bir buçuk ay önce “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağıranlar bile var! 

*** 

Bunlardan biriyle Pazar günü fena halde tartıştık... 

Durup dururken, “Biliyor musun benim kafam karıştı, oyumu galiba HDP’ye vereceğim” dedi... 

Oysa gerçekte HDP’yle ya da onun dünya görüşüyle en küçük bir yakınlığı yoktu. 

Dalga geçtiğini düşündüm ve “He, he” dedim.  

“İnanmıyorsun ama bunu ciddi, ciddi düşünüyorum” deyince ben de ciddileştim. 

Şaşkınlıkla ve elbette biraz da öfkeyle, “Nasıl yani?” diye çıkıştım. 

Aramızdaki konuşma daha sonra aynen şöyle devam etti: 

*** 

“Bunlar Meclis’e giremezse AKP silip süpürecek...” 

“Eee; sen de bu yüzden bölücü ya da şeriatçı arasında bir seçim yapmak zorunda mı hissediyorsun kendini?” 

“Niye bölücü diyorsun ki bu insanlara? Hiç bölünmeden falan söz etmiyorlar...” 

“Sen de yiyorsun bunu...” 

“Düşünüyorum da onlarca yıllardır bu bölgeye çivi bile çakmamışız. İnsanları aç, işsiz bırakmışız...” 

“Neden ‘biz’ zamiriyle konuşuyorsun ki? Senin oy verdiğin parti en son ne zaman tek başına iktidara geldi?” 

“Türk hükümetlerini kast ediyorum.” 

“Türk hükümetleri o bölgeye yeterince yatırım yapmadı da Kırşehir’e, Amasya’ya, Kastamonu’ya çivi mi çaktı sanki? Ayrıca sağcı iktidarlar o bölge insanını toprak ağalarına mahkum etmek için özellikle geri bıraktı o bölgeyi... Bunda senin, benim suçum yok...” 

“Peki; asker yıllarca bölge insanını ezdi, bok bile yedirdi, bunu da mı yok sayacaksın?” 

“Saymayacağım elbette ama bu tamamen adli bir vaka... Asker, gazeteci, siyasetçi fark etmez; bir dangalağın marifeti bu... Madem artık Meclis’te bir partin bile var; yapışırsın o adamın yakasına, mahkemelerde sorarsın hesabını... Ama bunun için ülkeyi bölmeye kalkmazsın! Binlerce insanın ölümüne yol açmazsın! Hem Kürt ırkçılığı yapmak, Girit doğumlu biri olarak sana mı kaldı?” 

“HDP, BDP gibi değil. Bunlar daha solcu...” 

“HADEP de HDP de BDP de hepsi PKK’nın soyu! Birbirlerinden zerrece farkları yok, olamaz da...” 

“Solcu değiller mi yani?” 

“Solcu parti, dincilerle, toprak ağalarıyla işbirliği mi yapar? Laikliğe savaş açmış bir toprak ağasını (Dengir Mir Mehmet Fırat) milletvekili adayı mı yapar?” 

“Haklısın da HDP dışındaki bir partinin barajı geçme şansı yok ki!”  

“Herkes senin gibi yaparsa hiçbir parti geçemez elbette... Bu ülkeden 5 milyon gerçek vatansever çıkmayacaksa; vatansever geçinenlerin hepsi senin gibi ‘dandik vatansever’se; geçmesin ayrıca...” 

“Kırıcı oluyorsun!” 

“Dur bak ben seni daha nasıl kıracağım... Ama önce söyle bakalım; kim girdi senin kanına? Kimden etkilendin?” 

“Bodrumlu bir arkadaş... Yıllarca görmemiştim kendisini... Geçenlerde Facebook’ta buldu beni... O da benim gibi oy verecek parti bulamıyormuş; sonuçta HDP’de karar kılmış...” 

“Aferin, sen de balıklama atladın!” 

“Yok öyle değil de...” 

*** 

Kürt ırkçısı HDP’ye umut bağlayan tatlı su sazanları; sözüm size... 

HDP’yi Meclis’e soktuğunuz zaman:  

AKP’yle kol kola girerek, Anayasa’nın değiştirilmesi teklif bile edilemez ilk üç maddesini değiştirmeyeceğini... 

Başkanlığı “sevdalısına” vererek karşılığında Apo’yu çıkarmayacağını...  

Ülkeyi bölmeye kalkmayacağını garanti edebilir misiniz? 

Kısacası...  

Aklınızı başına alın, elin ırkçısına hizmet etmeyin! 

HUBER! (149) 

Şaka gibi: 

14 Şubat’ta 100’üncü yazı için Huber Köşkü’nün önündeydik; yarın 150’inci yazı olacak, beyefendi hâlâ istifini bozmadı. 

Üstelik 20 Şubat’ta “Taşınıyoruz” dediği halde... 

*** 

Farkındayım: 

Siz her gün aynı şeyi okumaktan sıkıldınız; ancak o, on binlerce kişiden “Ah” almaktan sıkılmadı. 

Beni bağışlayın; bizde söz ağızdan bir kez çıkar: 

O Köşk’ün işgali bitinceye kadar YA-ZA-CA-ĞIM! 

GÜNÜN SORUSU 

Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye’de 90’dan fazla siyasi parti bulunduğunu, yeni bir partiye ihtiyaç olmadığını söylemiş... Sorum kendisine: 

Siz bizim; yüzde 10 baraj olduğu sürece, parti çokluğunun demokrasiye hizmet etmediğini görmeyecek kadar aptal olduğumuzu mu sanıyorsunuz? 

AKP’DE ‘ADAYLIK TİCARETİ’ YAPAN SİYASETÇİ YAKINI KİM? 

Anımsarsınız; AKP’den Bingöl Milletvekili Aday Adayı olan genç işadamı Celal Ayrancı, aday listeleri açıklandıktan sonra otel odasında tabanca ile intihar etmişti.  

AKP kulislerinde herkes bu intiharın perde arkasını konuşuyormuş... 

İddialara göre, “etkili ve önemli bir siyasetçinin yakını”, adaylık ve listede birinci sıra sözü vererek Ayrancı’dan yüklü miktarda para almış...  

Bu parayı ödemek için tüm maddi birikimini harcayan genç adam, aday olamayınca intiharı seçmiş...  

Başbakan Davutoğlu: 

Partinizden milletvekili adaylığını satışa çıkaran bu “etkili ve önemli bir siyasetçinin yakını”nı bulup adalete teslim etmek, partinize ve genç işadamının ailesine borcunuzdur! 

GÜNÜN İSYANI 

Soma’da geçen yıl meydana gelen maden faciasına ilişkin davanın ilk duruşması dün yapıldı. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi, 301 şehidin yakınlarından sadece “birer kişi”nin duruşmaya alınmasına karar verince olaylar çıktı. İsyanım Mahkeme Başkanı’na: 

O “şanslı” şehit yakınını belirlemek için düzenlenecek kurayı, Milli Piyango İdaresi’nin çekmesini de ister misiniz?