Herkes nakit para peşinde

Ekonomik kriz ticari yaşamı bir anlamda felç etmiş durumda. İşadamı, tüccar, ithalatçı, esnaf nakit para peşinde. Para piyasalardan çekilmiş sanki. Kredi almak demek ateşten gömlek giymek gibi. Faizler yüzde 35-40 bandında. Bu faizleri çıkartacak kar Kaf dağında. Hadi bankadan kredi alayım, bir süre zarar edeyim, desen kredi veren artık nazlı ve çekingen.
Doların vurgununu yiyenler ve kredi ile dönenler batma noktasında. İflaslar ve konkordato ilanlar bir bir gelmeye başladı. İnşaat sektörü çökmüş ve imdat diye haykırıyor. Nakit akışını öz kaynağa ve sabırlı büyümeye göre düzenlemeyenler birer birer yıkılıyor veya yıkılmak üzere.
Basın işletmeleri hem genel krizden hem de kâğıt krizinden dolayı ciddi bunalımda.
Ailelerin kredi kartları son limitte. Yarın öbür gün kullanılamaz hale gelecek. Ceplerde para yok. Ödünç alma olanakları da oldukça sınırlı. Kimse kimseye borç verecek durumda değil, artık.
Fakirleşiyor ve parasız kalmak üzereyiz!
Peki, ne olacak? Ne yapmalıyız? Devlet ne yapmalı? Çözümler nelerdir?
GÜVENİ SAĞLAMAK
Güveni tesis etmek temel çözüm. Bunun için de şunlar yapılmalı:
1-Birinci sırada Başkanı yanlış yönlendirmeyecek, ona gerçekleri söyleyecek bir çevre ve danışmanlar lazım.
2-Başkanımıza ekonomik krizin derinleştiği bugünlerde gündemi değiştirmek için gereksiz konuları ortaya atıp sorunlardan uzaklaşmamızın hiçbir kimseye yararı olmayacağını açık seçik anlatılması şart. İnsanlar burunlarından soluyor. Anlamsız gündem değişiklikleri krizi daha da büyütüyor.
3-Katar’dan hediye gelen uçak ya iade edilmeli ya da orduya verilmeli.
4-Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisseleri tartışma konusu olmaktan çıkartılmalı.
5-Devlet kurumları ciddi tasarrufa gitmeli. Lale devrine son verilmeli.
6-Cumhurbaşkanı kararları alelacele ve hesap-kitap yapmadan alınmamalı. Çünkü ‘ben yaptım oldu’, şeklinde çıkartılan kararlar uygulamada oldukça büyük sıkıntılar yaratmakta.
7-Bizi yönetenler hangi düzeyde olursa olsunlar halka yalan söylemeyi bırakmalı. Halkın merak ettiği hususları gizlemekten vazgeçmeleri ülkenin yararına olacaktır.
8-Haklarını aramak veya demokratik bir tepki koymak için yürüyen, toplantı yapan işçi, vatandaş ve gence müdahale etmemek, devlet baba şefkati ile yaklaşmak çok mu zor? Bırakın konuşsunlar, bırakın yürüsünler.
9-Cumhurbaşkanlığı kararnameleri kanun gibi, kararları kanun gücünde bir emir gibi. Bu uygulamada bir yanlışlık ve anayasamıza aykırı bir durum var. Başkanlık sistemi buysa halkın devlete güvenini tesis etmek oldukça zor gözüküyor.
10-Cumhurbaşkanı, Türkiye Varlık Yönetim Şirketinden istifa etmeli. ‘Yanlış buldum ve vazgeçtim’ demeli. Bu herkes açısından Cumhurbaşkanına olan güveni zedelemekte.
11-Başkan, FETÖ ve terörle mücadele konusundaki kararlılığı ve ülke çıkarları doğrultusundaki adımlarını yukarıda saydığımız hususlar gibi uygulamalarla kurban etmemeli. Ülkenin bekası için önemli mücadele verirken diğer yaptığı yanlışlıklarla ülkeyi tehlikeye atmamalı. Bu konuda Başkan güvendiği insanlar tarafından ikna edilmeli.
12-Yağcılık ve körü körüne savunma konusunda medya kendine çeki düzen vermelidir. Cumhurbaşkanının aldığı her kararı mutlak doğru olarak yansıtma yarışına zemin olmamalıdır.
13-Hukuk, hukuk ille de hukuk.
TEMEL EKONOMİK TEDBİRLER
1-Bugüne kadar alınan kararlar gözden geçirilerek gerçeklere uymayan durumlar düzeltilmeli.
2-Tüm kesimlerden oluşan ekonomik krize çözüm platformu oluşturularak tüm önlemler ve seçenekler ortak akılla masaya konulmalı.
3-Orta Vadeli Program yanında “Kalkınma ve Üretim Plan ve Programı” hazırlanmalı.
4-Dış finansman temini için tutarlı ve onurlu bir yol haritası belirlenmeli
Yanlış doğru, haklı haksız, bizden samimi uyarılar...