H.Ersin Düzen’in TRT düzeni devam

Bu bir fikri takip yazısıdır. Neredeyse 1 yıl önce, 11 Aralık 2016’da şöyle yazmışım bu köşede; “Meclis’te verilen soru önergelerine cevaben, TRT Genel Müdürü Şenol Göka imzasıyla, TBMM KİT Komisyonu’na gönderilen 25 Mayıs 2016 tarihli yazıda, Hüseyin E. Düzen’in ‘Stadyum’ programına ödenen bölüm başı bütçenin 34 bin 370 TL olduğu görülüyor.”

Sonra devam etmişim; “Bu arada medyada, kendisine ait ERS Ltd.Şti’ne, TRT’nin, kendi personeliyle rahatlıkla yapabileceği tanıtım, seslendirme gibi işlerin de yağdırıldığı, dolayısıyla aylık 270 bin lirayı aşan ödemenin makulleştirilmeye çalışıldığı haberleri yer alıyor.

4 Kasım’da Sertel yeni bir soru önergesiyle, Stadyum programının haftada 3 güne çıkarılmasından kıyasla, Hüseyin Düzen’e -zam yapılmasa bile- ayda 417 bin lira ödenip ödenmediğini öğrenmek istiyor. Önergesinde, bir ‘Dış yapım’ olan programın neden TRT’nin stüdyo, kamera, personel gibi olanaklarıyla gerçekleştirildiğini sorguluyor.”

O süreçte, Hüseyin E. Düzen açıklama yapmış ve “Bu yalan ve iftiraları dava edip, sonucunu kamuoyuyla paylaşacağım.” demişti. Sertel de “Beni mahkemeye vermezsen namertsin” diyerek yolunu açmıştı. Bir yılı geçti, tık yok! Dava eden falan olmadı, zaten resmi belgeler ortada, neyin davasını açacak... Demek ki, lafının arkasında durmak, diz kırıp sırıtmak kadar kolay değilmiş!

75 MİLYON NEREYE GİDİYOR

Bu kez de, yazıda adı geçen önerge sahibi, CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel’in, 1 Haziran 2017 tarihinde TBMM KİT Alt Komisyon toplantısındaki sorularını ve aldığı cevapları aktarıyorum:

“Soru 12: (...) Aldığı ücret (Ersin Düzen’in) kurumu zarara sokan bir ücrettir. Niçin dışarıya yaptırıyorsunuz bu programı, Stadyum programına niçin 4 tane teknik adamla birlikte program başına 35 bin lira gibi bir rakam ödüyorsunuz?

Cevap: Hüseyin Ersin Düzen ayda 8 bölüm için net 15 bin TL ücret almaktadır. Programın diğer katılımcıları Süleyman Kaya Çilingiroğlu, Ali Kurtuluş Gültiken ve Giray Bulak için de ayda 8 bölüm için net 25 bin TL ücret ödenmektedir.”

Sertel ayrıca, hizmetlerinden yararlanılan kurum ve şahıslara yapılan 75 milyon 892 bin liralık ödemenin kimlere gittiğini de öğrenmek istiyor. Cevap şu şekilde: “2016 yılında kurum dışına yaptırılan programların isimleri şunlardır.(*) Bölüm başı maliyetler, ticari sır niteliğinde olduğundan açıklanamamaktadır.”

Aklınız eriyor mu, yapımcı sadece 15 bin alırken, yorumcularının 25’er bin lira kazanacağına; buna kim inanır? Gelelim aritmetik hesaba... 2016’da bölüm başına 34 bin 370 lira ödendiği açıklanmışken; 2017’de Hüseyin-Süleyman-Ali-Giray’dan oluşan kadroya 8 bölüm için 90 bin lira ödeme yapıldığı TRT tarafından belirtilmiş. Yani bölüm başına yaklaşık 11 bin lira. 34 binden 11 bine düşmüş bölüm ücreti. Vay canına! Ücretlerinde 3’te 2’lik indirim yaptınız öyle mi? Peki, buna inanacak mıyız şimdi? Aradaki fark nasıl ödeniyor, siz onu söyleyin! “Ticari sır” kapsamındaki ödemelerden olmasın? Mesela şöyle...

hesabını soracağız elbette

“Sır küpü” TRT’nin verdiği ekli listede(*), ERS Prodüksiyon Reklamcılık ve Organizasyon Ltd.Şti. de var. Karşısında, “TRT 1 kanalı tanıtım seslendirme(1 yıl)” açıklaması yer alıyor. 2012 yılında tescil olunan, 60 bin lira sermayeli ERS Limited Şirketi’nin merkezi İstanbul Şişli’de, yüzde 50 hisseli 2 ortaktan birisi ve 2037 yılına kadar şirket adına münferiden yetkili olanı TRT’ye program yapan Hüseyin E.Düzen... Şirketin aslında kimin olduğunu tahmin etmek zor değil.

Basında haberleri yer aldığı için sadece soruyorum; ücretlerdeki 3’te 2’lik müthiş indirim, ERS’e yapılan diğer(seslendirme vs.) ödemelerle dengeleniyor olabilir mi? Açıklanmak zorunda olduğu için tepki çeken yüksek ücret ödemeleri, “ticari sır” diye geçiştirilen şirket ödemelerine kaydırılmış (kompanse edilmiş) olabilir mi?

“Parasında gözümüz yok” kalenderliğine yaslanacak halimiz yok, parasında gözümüz var! Çünkü o bizlerin parası, yandaşlara cebellezi olsun istemiyoruz. Üşenmeyip hesapladım; 2016’da TRT için 11 lira 50 kuruşu, metazori tahsil etmişler elektrik faturalarım üzerinden. 2015 yılında bu “11.50’ler” bir araya geldi ve tam 843 milyon lira olarak girdi TRT’nin kasasına.

Eski parayla 1 katrilyon 776 trilyonluk TRT 2015 bütçe gelirinin, yüzde 47’sini oluşturdu bizim “haraçlar”. Aynı dönemde, televizyonların gerçek yaşam kaynağı olan ilan-reklam geliriyse, sadece yüzde 6’sıydı bütçenin. Hem kamu malı olması nedeniyle hem de finansör sıfatımızla TRT’nin hissedarı, sahibiyiz. TRT’nin gerçek patronu bizleriz, hepimiz! Özgür ve eşit yurttaşlar olarak ödediğimiz paranın hesabını soracağız elbette. Neticede, Hüseyingiller kadar, hesabın ucunu kaçıracak kadar zengin değiliz.