Hileci Atlantik
Paris’te Paralimpik Oyunları’nda ülkemizi temsil eden sporcularımızla gurur duyuyoruz. Pazar gecesini madalya sıralamasında 12. sırada tamamladık. Oyunları daha kötü bir yerde tamamlamayız. Paris’te, özellikle iki kadın sporcumuzun final mücadelesi düşündürücüydü.
TÜRK VE İRANLI KADINLAR ZİRVEDE
Öznur Cüre okçulukta altın alırken final karşılaşmasını İranlı Fatma Hemmati ile karşılaştı. Atıcılıkta Aysel Özgen ikinci olurken final atışlarını yine bir başka İranlı kadın sporcu Sareh Javanmardi ile yaptı. Türk kadın sporcular neredeyse tüm branşlarda erkek sporculardan daha başarılı. İran’a baktığımızda yine kadın sporcuları görüyoruz. Pazar gecesi itibariyle Paralimpik Oyunları’nda İran’ın tek madalyası kadınlarda geldi, 4 gümüşün 3’ünü yine kadınlar kazandı. Demek Türk kadını da başarıyor, İran kadını da başarıyor. Atlantik ise, anca iftira atıyor.
YILDIRIM GİBİ MAHKEME
İşte o iftiralardan birini de Dünya Şampiyonası’nda 2 altın birden kazanan Serkan Yıldırım’a attılar. Son ana kadar ismini Paralimpik Oyunları’na katılan sporcular arasında görmeyince şaşırmıştım. Meğer, Dünya Şampiyonası’nda yarışan ve sınıflandırması tamamlanan Serkan Yıldırım’ın sınıflandırmasını Uluslararası Paralimpik Komitesi’ne bağlı Dünya Para-atletizm Federasyonu’nun tam da Paralimpik Oyunları’ndan önce tekrar inceleyesi gelmiş.
Neyse ki, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi bu kısıtlı sürede hızla Almanya’da “tekrar sınıflandırma” kararına karşı dava açıyor ve Serkan, yarışına 5 saat kala yarışacağını öğreniyor. A be insafsızlar; bari hayata tutunuşları spor olan engelli sporcular üzerinde Atlantikçi ahlaksız tutumunuzu göstermeyin. Ama olmaz, Atlantik’te vicdan aranmaz! Serkan, umarım bugün de 400 metre seçmelerinde yarışacak, yarın yarı final koşacak. Perşembe günü de ikinci altınını alacak. Serkan hep ulusun yüzünü güldürüyor.
AVCI AVRUPA KUPALARINA GİDEN TAKIM ÇALIŞTIRMASIN
Bir de ulusun yüzünü hep astıranlar var. Halbuki ne güzel başlamıştı, 2005’te 17 yaş altı FIFA Dünya Şampiyonası’nda Peru’da Türkiye Dünya dördüncüsü olduğunda. Abdullah Avcı Avrupa kupalarında tartışmasız en başarısız teknik direktör. Bu sene değişen ülke puanı hesaplamasında hem Avrupa Ligi’nden hem Konferans Ligi’nden elenen Trabzonspor, diğer kulüplerimizin topladığı puanların yüzde yirmisinin yok sayılmasına neden oldu. Abdullah Avcı’nın Avrupa karnesini 5 Mayıs 2022’de yazmıştım. Bir defa Lig’i Avrupa’ya tercih edince, bir daha Avrupa’ya dönemiyorsunuz demek.
ŞAİBELİ KURA
UEFA; Avrupa Kupaları tarihinin en çirkin kura çekimin gerçekleştirdi. Torbalardan tek tek takımların isimleri çıktı ama rakipleri kura ile belirlenmedi. İnanırsanız kura çekildi. Bugüne kadar yapılan her turnuvada fikstür kura ile belirlenirken fikstür de kura ile belirlenmedi. Kısaca; UEFA, Şampiyonlar Ligi’nde daha fazla kazanabilmek adına kafasına göre eşleşmeleri gerçekleştirdi.
DEPLASMANLARIN YARISI HOLLANDA’YA
Kura çekimini incelersek ilginç rastlantıları görüyoruz. Hollanda takımları ile 6 karşılaşmayı da deplasmanda oynuyoruz. Alkmaar deplasmanına Fenerbahçe ve Galatasaray; Ajax deplasmanına Galatasaray ve Beşiktaş; Twente deplasmanına Fenerbahçe ve Beşiktaş gidiyor. Anlaşılan Hollanda’da Türk takımlarının maçları UEFA’ya daha fazla kazandırıyor. Hollanda’ya 6 kez gidiyoruz ama Türkiye’ye gelen Hollanda takımı yok.
İSRAİL TAKIMLARI TÜRKİYE’YE NEDEN GELMİYOR?
Peki, Türkiye’ye kim geliyor? Maccabi Telaviv… Madem her takım 4 maçı deplasmanda 4 maçı sahasında oynuyor; Beşiktaş da sahasında oynaması gereken Maccabi Telaviv karşılaşmasını İstanbul’da oynamalı.
Kurada Türk takımları ile Güney Kıbrıs takımlarının karşılaşmaması için de ayrı bir çaba gösterildiğini anıyorum. Başakşehir’in 3 Güney Kıbrıs takımı ile eşleşme şansı vardı, bunun olasılığı da %50’den fazlaydı. Gerçekleşmedi.
Hollanda takımlarından başka; Lyon, Malmö ve Atletic Bilbao da iki karşılaşmalarını Türk takımları ile yapacaklar. Avrupa Ligi’ne katılan 36 takım var. Türk takımlarını saymazsanız 33 takım var. Takımlarımız 3 farklı torbadan kuraya girdikleri için aynı takımlarla eşleşme olasılıkları daha düşük olmasına rağmen 6 takımın 2 maçını Türk takımları ile yapması çok düşük bir olasılık. Avrupa Ligi’nde 3 takımımız toplam 24 karşılaşma yapacak. Bu 24 karşılaşmanın yarısını aynı 6 takımla oynuyoruz.
Maçlarını sahasında oynamayan Ukrayna ve İsrail takımları ile eşleşmelerimiz hep sahamızdaki karşılaşmalarda, deplasmanda bu takımlarla eşleşmedik.
UEFA yaptığı kura çekimi ile şaibe altındadır. Kimin neye göre nasıl eşleştiği anlaşılamayan ve açıklanamayacak bu kura çekimi aklanamaz. Atlantik’in hileci kurumu UEFA, anlaşılan yine hile peşinde… Biz de tiyatroyu izliyoruz…