Hitler’in oyu önemsiz de HDP’ninki niye önemli?
AKP Lideri Erdoğan’ın Türkiye’de seçilmiş bir diktatörlük kurduğunu iddia edenler ne diyordu?
“Hitler de seçimle iş başına geldi ama diktatör oldu.”
Hitler’in çok oy almış olmasının bir önemi olmadığını vurguluyordu bunu söyleyenler...
Doğrusu ya biz de bu düşüncedeyiz... Laik, demokratik sistemi yıkmaya çalışan bir yapı, isterse yüzde 99 oy alsın, yasadışıdır. AKP’nin sadece laik devlette yarattığı yıkıma bakın, Anayasa’nın 2. Maddesini çiğnediğini görürsünüz.
SOSYAL DEMOKRAT YENİ LİBERALLER
Gel gör ki Erdoğan’a karşı Hitler örneğini verenler; son günlerde “oy”un ne kadar önemli olduğunu söylemeye başladılar. PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi savunmaya çabalayan Merdan Yanardağ ve Emre Kongar gibi “Yeni Liberaller”, kendi televizyonlarında durmadan, “İyi ama siz 7 milyona yakın oy almış bir partiyi gayri meşru ilan edemezsiniz!” diyorlar.
Yani, Erdoğan söz konusu olunca alınan oyun önemi olmadığını vurgulayanlar, PKK söz konusu olunca “Çok oy aldılar!” diyerek hemen savunmaya başlıyorlar.
İşte Türkiye’deki aydın sefaletinin en açık örneklerinden birisi budur.
Bu zihniyettekiler, CHP’yi HDP’ye koruma kalkanı yaparak PKK’nın varlığını sürdürmesine katkı yaptıklarını bilmiyorlar mı? Ve bundan çok daha önemlisi, HDP ile işbirliğini savunarak AKP’ye hizmet ettiklerinin farkında değiller mi?
Bence farkındalar... Tıpkı 2015 ortalarına kadar Erdoğan’ı öven eski liberaller gibi... Erdoğan’ın demokrat olmadığını ben biliyordum da onlar mı bilmiyorlardı? Amaç, Erdoğan’ı kullanıp ABD askeri PKK’yı kuvvetlendirmekti. Şimdi o görev, demokratik solcu görüntülü Yeni Liberaller takımına verilmiş gözüküyor. Göreceksiniz, bu HDP sevdalıları sayesinde AKP hiç de hak etmediği halde, belediyelerin büyük bölümünü yine kazanacak...
AKP’NİN ÖFKELİ ÇOCUKLARI İLE BUNLARIN PKK’SI AYNI
Hatırlayın: Bir zamanların başbakanı olan Ahmet Davutoğlu; Dışişleri Bakanı iken Suriye’de insan kellesi kesen IŞİD’lileri savunmak niyetiyle bir canlı yayında şöyle demişti: “IŞİD radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir ama katılanlar arasında Türkler, Araplar, Kürtler vardır. Oradaki yapı, daha önceki hoşnutsuzluklar, öfkeler büyük bir cephede geniş bir reaksiyon doğurdu.”
AKP; bu yaklaşımıyla radikal dinci teröristleri masumlaştırırken, bizim yeni liberaller de şimdi HDP üstünden PKK’yı masumlaştırmaya çabalıyorlar. Onları, demokrasinin olmazsa olmazları gibi göstererek...
Ülkede yoksulluk derinleşmişken, açlık kol geziyorken; ilaç karaborsaya döşmüş, milyonlarca insanın hayatı tehlikeye girmişken; köylüler-çiftçiler perişan edilmişken; hazine yandaş müteahhitlere yağmalatılıyorken; bunları bırakıp HDP-PKK’dan gelecek oyla seçim kazanacağını sananlara sadece gülünür.
AKP’Cİ VAKIFLARI CIA MI YÖNLENDİRİYOR?
Emperyalist ABD, başka ülkeleri nasıl sömürür?
O ülkelerde iç kargaşa çıkartır, sonra da darbe yaptırarak yönetime kendi adamlarını getirir... Tıpkı 12 Eylül 1980’de Türkiye’de olduğu gibi... Şu sıralarda Venezüela’da devreye soktuğu gibi...
Hedefte Türkiye de var kuşkusuz.
ABD’nin taktiği ne?
-Türkiye’de sokak olayları çıkartmak...
Bu işi de baştaki hükümeti korumaya çabalayan adamlar görüntüsündeki tipleri kullanarak yapar.
Mafya lideri olduğu söylenen Sedat Peker’in, adamlarına, “Sokakları korumak için silahlanın!” çağrısı yapmasının anlamı budur.
Aynı kargaşa projesinin ikinci ayağı AKP’li dernekler, vakıflar... Bir örnek verelim: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın İstişare Kurulu Üyesi olduğu TÜGVA’da sadece erkeklerden oluşan bir gruba “Yalnız Allah için öleceğiz” diyerek yemin ettirilmiş...
Allah dedikleri de AKP iktidarının ta kendisi... Bu amaçla hızla silahlanıyorlar. Akıllarınca sokağa çıkanları vurup öldürünce düzeni sağlayacaklar... İşte tam da ABD’nin istediği bu... Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan bunları koruyor... İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı bu kışkırtıcılardan hesap sormuyor...
Ve bu tavır tam anlamıyla Amerikan derin devletine hizmet ediyor...
Hadi silahlanın bakalım; öldürmekle kafanızdaki düzeni kurabilecek misiniz?
Unutmayın ki IŞİD de adam öldürerek bir zamanlar Suriye’nin yüzde 60’ına sahip olmuştu... Şimdilerde ise can çekişiyor...
O TERÖRİST TOKATIN CEZASINI NİHAYET ALDI
Bir zamanlar DBP Eş Genel Başkanı olan Sebahat Tuncel, yargılandığı davada geçen hafta 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Onu, 2011 yılı Nevruz’daki polis müdahalesi sırasında, Şırnak Güvenlik Şube Müdürü Murat Çetiner’e attığı tokattan tanıyoruz.
Bunun gibi PKK temsilcileri, o sıralarda AKP ile “Açılım Projesi” yürütüyorlardı. Dönemin başbakanı Erdoğan, askere-polise emir vermiş; kimse PKK’lılara dokunamıyordu. Böyle bir ortamda polis müdürünü tokatlayacak kadar şımarmıştı siyasi teröristler.
Sonunda AKP-PKK ittifakı bozuldu ve hak yerini buldu...