Hoşgeldin 2022! Büyük çözümlerin yılına merhaba!
2021 yılı ülkemiz açısından çok kritik konularda atılan adımlarla önemli bir yıl olmuştur.
Her şeyden önce, Cumhuriyet'imizin bağımsızlığına ve egemenliğine karşı başlıca tehdit olan ABD Emperyalizmi'nin yeni girişimlerine tanık olduğumuz bir yıl oldu 2021. Çöken ABD Emperyalizmi 90'lı yıllarda ilan ettiği milli devletleri parçalama hedefli asimetrik savaşı kaybettikten sonra, 2019'daki "Yeni Savunma Stratejisi"nin gereği olarak, askeri güçlerini harekete geçirmiş ve bölgemizde düşman gördüğü Türkiye, Rusya ve İran'ı kuşatma stratejisini yoğunlaştırmıştır. Suriye ve Irak'ın kuzeyinden, Doğu Akdeniz, Ege, Karadeniz, Balkanlar ve Kafkaslar'a kadar askeri yığınaklar, tatbikatlar ve yeni üsler... Bu arada iş birliği yaptığı İsrail, Yunanistan ve GKRY ile tehdit girişimleri... Hep söyledik; Bunlar çöken ABD Emperyalizmi'nin son çırpınışlarıdır hiçbir başarı şansı yoktur.
Nitekim 2021 aynı zamanda başta Türkiye, Rusya ve İran, bölge ülkelerinin bu saldırganlığa cevap verdiği bir yıl olarak da tarihe geçecektir. En önemlisi, Türkiye, Rusya ve İran, ASTANA Mutabakatı'nı geliştirmiş ve bu iş birliğiyle, Azerbaycan'ın öncülüğünde kazanılan Karabağ Zaferi'nden sonra 2021'de Kafkaslar ABD'nin bölücü girişimlerinden büyük ölçüde temizlenmiştir.
Yine bu yıl Atlantik Sistemi'nin KKTC üzerindeki oyunları da bozularak, KKTC bağımsızlığını bir kez daha dünyaya ilan etmiş ve Kıbrıs'ta iki devletli çözümü yeniden bütün dünyanın önüne koymuştur.
24 Temmuz 2015'ten sonraki kararlı tutumumuzla ve Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla, ABD'nin Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki İkinci İsrail (Sözde Kürdistan) planını bozduk. 2021, Türkiye'nin, ABD'nin "Kara gücüm" dediği PKK-PYD'nin peş peşe aldığı yenilgilerden sonra sığındığı Fırat'ın doğusundan temizlenmesine hazırlık yılı olarak geçmiştir.
Yıl sonuna doğru ise, Körfez'deki ABD mevzileri dağılmaya başlamış, Birleşik Arap Emirlikleri, İran'dan sonra Türkiye'ye de dostluk elini uzatmıştır. BAE ile ilişkileri başlatmamız da 2021'de önemli bir adım olmuştur. Mısır'la olumsuz ilişkilerimiz de değişmiş ve iş birliği yönünde adımlar atılmıştır.
Bütün bu gelişmeler milletimizin bağımsızlık azmini ve milli birliğimizi güçlendirmiş, millet-ordu beraberliğimizi pekiştirmiştir. Kuşkusuz, ABD Emperyalizmi ve Atlantik güçlerini, 2022'de çok daha zor bir yıl beklemektedir.
Yine de şu noktanın altını çiziyoruz; mevcut iktidarın dış ilişkilerdeki başarılı adımlarına rağmen, stratejik düzlemdeki bazı hataları işimizi zorlaştırıyor, bize zaman kaybettiriyor. Bütün bir yıl boyunca altını çizerek vurguladık; ABD saldırganlığını bir tehdit olarak görüyor ve ilan ediyorsunuz. Peki, bu durumda Rusya ve İran'la kurduğumuz ASTANA iş birliğini, başta Suriye, ABD'nin tehdidi altındaki diğer bölge ülkeleriyle niçin geliştirmiyorsunuz? Bu Suriye (Rejim) karşıtlığının yıllardır Türkiye'ye verdiği zararı görmüyor musunuz? İkincisi, Ukrayna gibi bir ABD piyonuyla iş birliği yaparak, bizim gibi ABD tehditlerine maruz komşumuz, ekonomik, siyasi her alanda en önemli ortağımız Rusya Federasyonu'nu niçin karşımıza alıyorsunuz? İşte böyle yapınca da, Karadeniz'de Abhazya'dan, Umman Denizi'ne kadar ABD saldırganlığına karşı geliştirmemiz gereken ASTANA konusunda bir adım atamıyorsunuz. KKTC'nin tanınması konusunda da yerinizde sayıp duruyorsunuz.
Bütün bu yanlışların temelinde, kafalarının derinliklerindeki bir saplantı yer alıyor; 'ABD, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) hepsi aynı.' ABD'nin bütün dünya, bölgemiz ve Türkiye için baş tehdit olduğunu ve buna karşı Rusya'yla, ÇHC'yle ve tehdit altındaki bütün ülkelerle iş birliği zorunluluğumuzu görmüyorlar. Stratejik düzlemdeki bu hatalı yaklaşım uygulamaya, taktik adımlara da yansıyor. 2021'de dış ilişkilerimizde yaşadığımız en büyük sıkıntımız bu oldu.
İçeride ise, en büyük sorunumuz, ekonomik kriz. Turgut Özal'la girdiğimiz Neoliberalizm, borçlanma ekonomisi iflas etti. Türkiye'nin üretmekten başka çaresi yok. Üretim Devrimi diyoruz buna. İl il, ilçe ilçe, köy köy dolaşıp Üretim Devrimi Kurultaylarıyla bu çözümü gündeme getiriyoruz. AK Parti Hükümeti de yılın ikinci yarısında bu sistemin yürümediğini ve Ekonomide Kurtuluş Savaşı'na girdiğimizi ilan etti.
Bu yönde atılan en önemli adım, yıl sonunda açıklanan Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Sistemi oldu. TL' nin değerini korumayı ve parayla para kazanma saltanatını sınırlamayı hedefleyen bir sistem.
Ama, bu sistemi de, Ekonomide Kurtuluş Savaşı'nı da açıklarken tek vurguları, serbest piyasa ekonomisi! İşte o serbest piyasa ekonomisinden sıçrayarak bugünkü Mafya Gladyo Sistemi'ne geldik. Bu yüzden ısrarla vurguluyoruz; tek çözüm, tıpkı Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra yaptığımız gibi, devlet önderliğinde! Evet, karma ekonomi, ama devlet önderliğinde.
2021'de en sancılı yaşadığımız süreç, bu hükümetin icat ettiği Cumhurbaşkanlığı Sistemi oldu. Yukarıda özetlediğimiz bütün sıkıntıların çözümünün merkezinde Üreticilerin Milli Hükümeti bulunuyor. İşçisinden çiftçisine, sanayicisinden tüccarına kadar bütün üretici sınıfların iş birliği, dayanışması ve paylaşmasıyla. Elbette, bu çözümü benimseyen tüm siyasi güçlerle. Vatan Partisi'nin ısrarla dile getirdiği bu çözüm, partimizi, programıyla ve siyasetleriyle de bu çözümün merkezine koyuyor. 2022'ye girerken, bir kez daha vurguluyoruz; Bir devrim dönemindeyiz. Bu acil ihtiyacımızın ve çözümün altını bir kez daha çiziyoruz. İkinci İstiklâl Savaşı, Ekonomide Kurtuluş Savaşı diye tanımlanan bugünkü koşullarda hiçbir güç bu çözümü engelleyemez, hatta geciktiremez.