Hukuk aydını Robert Badinter hayata veda etti
Mitterrand’lı yıllarda idam cezasının kaldırılmasını sağlayan, Fransız Meclisi ve Senatosunun Ermeni Soykırımı yalanını kabul etmeyenlere yönelik ceza öngören yasa tasa tasarısının Anayasaya aykırı olduğunu savunan, Adâlet Bakanlığı ve Anayasa Konseyi Başkanlığı yapan Robert Badinter, 8 Şubat gecesi 95 yaşında hayata veda etti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Robert Badinter’in ölümünün açıklanmasından birkaç dakika sonra, X'te yaptığı paylaşımda "Avukat, Adalet Bakanı, ölüm cezasının kaldırılmasının adamı. Robert Badinter Aydınlanmayı savunmaktan asla vazgeçmedi. O yüzyılın bir figürü, cumhuriyetçi bir vicdan, Fransız ruhuydu" ifadesini kullandı.
Badinter, 1981 yılına kadar Paris Barosuna kayıtlı Avukatlık, 1981-1986 yılları arasında Adâlet Bakanlığı ve 1986-1995 yılları arasında Anayasa Konseyi başkanlığı yapan Badinter, 1995 yılında senatör olmuş ve bu görevi 2004 yılında yeniden seçildiğinde de sürdürmüştür.
NAZİLERİN TOPLAMA KAMPINA SÜRDÜĞÜ BİR BABANIN OĞLU
Badinter, 81 yıl önce, 9 Şubat 1942'de, henüz 14 yaşındayken babası Lyon'da gözlerinin önünde Naziler tarafından tutuklandı. Ailesi İtalya sınırında bulunan Savoie bölgesine sığınırken, kendisi Polonya'daki Sobibor toplama kampına sürülmüştü. Avukat olmayı hedefleyen Robert Badinter, Paris'te edebiyat ve hukuk okudu. 1948 yılında mezun olduktan sonra eğitimini ABD’de Columbia Üniversitesi'nde tamamladı ve bir yıl sonra yüksek lisans derecesi aldı. 1951 yılında Paris'te avukatlığa başladı. Ertesi yıl Paris Hukuk Fakültesi'nden doktorasını aldı ve Fransa’nın birçok üniversitesinde hukuk profesörü olarak görev yaptı. Daha o yıllarda idam cezasının ateşli bir karşıtı olan Badinter, aldığı pek çok dava ile ünlendi.
ÖLÜM CEZASINI KALDIRAN HUKUK ADAMI
1981 yılında, ölüm cezasının kaldırılmasını öngören yasa tasarısını Ulusal Meclis’in önüne getirmiş ve Meclis’te yaptığı tarihi konuşma ile tasarının geçmesini sağlamıştı. Oylamadan bir gün önce yaptığı konuşmada “Yarın, sizin sayenizde, Fransız adaleti artık öldüren bir adalet olmayacak” demişti. Yasa 9 Ekim 1981 tarihinde yürürlüğe girdi ve 19 Şubat 2007'de, Versailles'da toplanan Fransız Milletvekili ve Senatörlerden oluşan Parlamento tarafından ölüm cezasının kaldırılması Anayasa'da yer aldı.
ERMENİ SOYKIRIMI YASASINA KARŞI ÇIKTI
12 Ekim 2006 tarihinde, Fransız Ulusal Meclisi’nde sözde Ermeni Soykırımını reddedenlere 1 yıl hapis, 45 bin Avro para ceza verilmesini öngeren yasa tasarısı oylanarak kabul edildi. Tasarının Senatoda da onaylanması gerekiyordu. Meclis’in kabul ettiği bu yasa tasarısı 2011 sonuna kadar Senato gündemine gelmedi. Senato 5 yıl aradan sonra 4 Mayıs 2011’de tasarıyı gündemine aldı ve 74’e karşı 196 oyla reddedildi.
Tasarı, dönemin Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin iktidar partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) Milletvekili Valerie Boyer öncülüğünde, 22 Aralık 2011’de yeniden Meclis gündemine geldi ve kabul edildi. Tasarı bu kez Fransa’nın 2001 yılında kabul edilen “Fransa, 1915’de yapılan Ermeni Soykırımını açıkça tanır” yasasına dayandırılıyordu. Meclis’te kabul edilen yasa tasarısı 23 Ocak 2012’de Senato’nun gündemine gelecekti.
PARLAMENTO BİR MAHKEME DEĞİLDİR
Senato oylaması öncesi 14 Ocak 2012 tarihinde Robert Badinter, Le Monde gazetesinde yayımlanan “Parlamento bir mahkeme değildir” başlıklı bir makale gündeme aldı. Badinter “Ermeni soykırımının inkârını cezalandırmaya yönelik yasa teklifi kabul edilemez. Aşırı ve anayasaya aykırıdır” diye yazıyordu: “22 Aralık 2011 tarihinde Ulusal Meclis tarafından kabul edilen ve yakında Senato'ya sunulacak olan, ‘Fransız yasaları tarafından tanınan bir soykırımı inkâr eden veya çirkin bir şekilde küçümseyen’ kişileri bir yıl hapis ve 45 bin Avro para cezası ile cezalandıran yasa tasarısını onaylamaya yönlendiremez” diyor ve tezini şöyle ifade ediyordu:
“Naziler tarafından gerçekleştirilen Yahudi soykırımı, Nürnberg'deki Uluslararası Askeri Mahkeme tarafından tespit edilmiş ve failleri mahkûm edilmiştir. Fransa tarafından imzalanan 8 Ağustos 1945 tarihli Londra Anlaşması ile kurulan bu mahkemede Fransız yargıçlar da yer almıştır. Bu mahkeme tarafından verilen kararlar Fransa'da ‘res judicata’ (karara bağlanmış kesin hüküm) niteliğindedir. Aynı şey, yetkisi Fransa'yı bağlayacak herhangi bir uluslararası veya ulusal mahkemenin kararına konu olmamış olan Ermeni soykırımı için söylenemez… Fransız Parlamentosu kendisini bir dünya tarihi mahkemesi yerine koyarak, bir asır önce Osmanlı İmparatorluğu yetkilileri tarafından, hiçbir Fransız'ın kurban ya da infazcı olarak dahil olmadığı bir soykırım suçunun işlendiğini ilan edebilir mi?”
Parlamentoların mahkeme olmadığını söyleyen Badinter, “Parlamento her şeye karar veremez. Özellikle kuvvetler ayrılığı ilkesi bakımından, bir soykırım suçunun filanca zamanda ve filanca yerde işlendiğine karar vermek için ulusal veya uluslararası bir mahkemenin yerini alamaz.” ifadelerini kullanmıştı.
2001 TANIMA YASASI YOK HÜKMÜNDEDİR
Meclis’in kabul ettiği tasarı 2001’de Fransa’nın asılsız Ermeni Soykırımı’nı tanıyan yasasına dayandırılıyordu. Bu yasa Anayasa Konseyine götürülmemiş ve kabul edilmişti. Ama Anayasa Konseyi bu Tanıma Yasasını “Kural dışı/normlara uymayan” yasalar arasında gördüğünü ilan etmişti. Badinter, makalesinde "Fransa 1915 Ermeni soykırımını alenen tanır" diyen 2001 tarihli yasasının Anayasaya aykırılığına dikkat çekerek, “Bu nedenle tartışma öncelikle 2001 tarihli kanunun anayasaya uygunluğu üzerine odaklanacaktır. Eğer bu yasa anayasaya aykırı ilan edilirse, yasayla tanınan soykırımın inkarını cezalandıran yeni yasa da anayasaya aykırı ilan edilmiş olacaktır… Dolayısıyla, Senato'ya sunulan yasa tasarısı, kabul edildiği takdirde, Ermeni davasını savunanların istediği sonucun tam tersine yol açacaktır” dedi ve Senatörlere bu tasarıya oy vermeme çağrısı yaptı.
Senato tasarıyı kabul etti ama Badinter’in de dikkat çektiği gibi Anayasa Konseyi tasarıyı reddetti. Bilindiği gibi, 2005’de İsviçre’de Doğu Perinçek’in önderliğinde başlayan yalan çiğneme eylemi, 2006 Berlin, 2007 Paris eylemleri ve Lozan mahkeme süreçlerinden geçerek Strazburg’da AİHM zaferiyle sonuçlandı.
14 Şubat Çarşamba günü, Paris’te, Adalet Bakanlığı'nın hemen karşısında bulunan Place Vendôme'da düzenlenen anma töreninde konuşan Emmanuel Macron Badinter’in cenazesinin ünlü Fransız aydınlarının bulunduğu Panthéon’a defin edileceğini açıkladı.