Hukuk devleti ihlalli arayışlar

Yeni Anayasacılar, can suyu olan “masa”nın dağılmasıyla birlikte “biz de kendi taslağımızı getiririz” demeye başladılar.
Elbette kendi taslaklarını getirebilirler.
Anayasa buna olanak veriyor. Anayasaya göre 550 milletvekilinin 110’u bir araya gelip TBMM’ne bir anayasa değişikliği önerebilirler.
Ama mesele önermekte değil, önerinin kabul edilmesini sağlamakta.
***
Bunun için iki yol var.
Önerilerini kabul edecek en az 367 vekilleri varsa, sorun yok; önerileri görüşülür ve kabul görür. Bu sayıda vekilleri yoksa, ama en az 330 vekilleri varsa, yine önerileri görüşülür ve referandum yolu açılır. Referandumda geçerli oyların yüzde 51’inden destek alırlarsa, önerileri anayasa değişikliği haline gelir.
Şimdiki meclis aritmetiği bu iki yol için yetersiz. AKP’nin 317 vekili var. “Mebus borsası” açabilir; oy transfer edebilir ve 330 ya da 367’yi bulmak için çalışabilir. Elbette zorlu ve siyasal sonuçları da çok ve çeşitli bir yol.
***
Şimdiki TBMM aritmetiği yetersizse, erken seçim başka bir formül. 2014’te yerel seçim ve başkanlık seçimi; 2015’te iki genel seçim; 2016’da bir seçim yüklemesi daha. Mantığı, matematiği ve maliyeti kendi başına ayrı bir hesap gerektiren siyasal yol. Güçlükleri açık, ama elbette meşru bir yol. Aklı kesip gücü yeten aktörler elbette bu yola girebilirler. Nitekim Eylül - Ekim 2016 dolaylarında bir erken seçim olabilir yönünde ‘değerlendirmeler’ ayyuka çıkmış durumda.
***
“Kendi taslağımızı getiririz” diyenlerin zorladıkları anlaşılan bir kapı daha var ki, işte o tam bir akıl tutulması işareti.
Son günlerde kimi gazeteciler çeşitli kesimlere “AKP’nin yasa çıkarmak için yeterli sayısı var. Bir yasa çıkarır, referandum yapma yetkisini YSK’ya verir, kendi anayasası için referanduma gider. Ne dersiniz?” türünden bir soru soruyor.
Anayasa, hukuk devleti, yönetim sorumluluğu kavramlarını bilenler, soruyu sorana “bu kişi ne dediğinin farkında mı” der gibi bakıyorlar. Haklılar, çünkü ‘gazeteci’, iktidarın anayasayı ihlal edip askıya almasına ne dersiniz diye soruyor.
Anayasa değişikliklerinde referandum dahil tüm kuralların neler olduğu anayasada belirlenmiş durumda. Dolayısıyla bu kuralları değiştirmek de anayasa değişikliği gerektirir; “herhangi bir yasa ile” yapılamaz. Yapmaya kalkışan olursa, yalnızca anayasa ihlal edilmiş olmaz; ilkelerinden biri yasaların anayasalara uygunluğunun sağlanması olan hukuk devleti ilkesi ortadan kaldırılmış olur. Bunun adı da olsa olsa “kaos” ya da “darbe” olur.
***
Arayışın adı, ulusal ve laik devletin reddini, hukuk devleti ilkesini ortadan kaldırarak yeni anayasaya bağlamak...
“90 yıllık parantez”, “90 yıllık reklam arası”, “90 yıllık enkaz” küfürbazları, hedeflerindeki şeyin 12 Eylül anayasası falan değil, doğrudan doğruya Cumhuriyet rejimi olduğunu zaten yeterince basit bir dille açık ettiler.
Şimdi bu hedefe anayasayı askıya alarak, hukuk devletini ortadan kaldırarak yürümeye cesaretleri olup olmadığını test ediyorlar. Ve elbette bir de, karşılarında yer alanların akıl ve direnç güçlerini...
Ölçü almaların ve tartmaların son dönemi... Madem ölçü alınacak, hem çatılı hem çatısız parlamentonun hazırlıklarını buna göre yapması gerek.