Hukuku yok sayan zihniyet (TAMAMI)

Hukuk sadece suç işleyenler için işleyen bir mekanizma değildir. Hukuk devleti yönetenler yasa ve yönergeler ya da yasa gücünde kararnamelerle iş yaparlar. Elbette hukuk herkes için bir gün lazım olacaktır.

Hele hukuku savunmak için ortaya çıkanlar, hukuksuzluklara karşı savaş açtığını meydanlarda bağıranlar, iktidarları suçlayanlar için de hukuk dışına çıkmak, tarihin görmediği, siyasetin hiç ama denemeye bile cesaret edemeyeceği bir yaşam felsefesinin temelidir. Siyaset ve siyasetçiler niçin vardırlar? Elbette bireyin, yani halkın, yani seçmenin hukukunu korumak için.

Peki. Ya bir parti lideri hukuka tasallutta bulunuyorsa ne olacaktır. Ya Müdafa-i hukuktan gelen, açıkçası bugünkü CHP’nin temelinde hukukun savunması varsa, ve bir lider ‘hukuk, hukuk’ diye diye açıktan hukuku çiğniyorsa ne olacak?

“Ben Yaparım olur” henüz düşünce sürecindeyse, ya da açıktan ilan eden bir parti başkanıysa susup oturacak mıyız? İktidarı eleştiren ve özel mahkemelere ağzına geleni söyleyen ve halkı gözünün içine baka, baka aldatan bir parti lideri kendi iç tüzüğünü çiğnemeye teşebbüs ediyorsa, ona ne yapacağız? “Aman efendim. Bugün söyler yarın yalanlar” deyip geçecek miyiz?

CHP nereye gidiyor?

Yeni CHP Genel Başkanı hukuk bilmiyor, iç tüzükle istediği gibi oynar. CHP’yi tüzük kurultayında değiştirmek ve yandaşlarına peşkeş çekerken parçalamak niyetideyse! Bu akıl alacak iş değildir. 362 delege imzalarıyla tüzük kurultayının yapılması için gereken sayıyı bulduklarında, Genel Başkan kalkıp diyebilir mi ki:

“-Hele siz o kurultay gündemini bir yana atın. Ben kurultayı kendime göre hazırladığım gündemle toplayayım da, beğenmezseniz yeni bir kurultay da siz yaparsınız!” Bu yaklaşıma giden adamın ya aklından zoru vardır, ya parti içinde demokrasi değil, diktatörlüğünü ilan edebileceğini sanmaktadır.

Yargı ne yapar?

Buna CHP örgütü izin verirse, önce bu partiyi kuranları sonra kendilerini inkar etmiş olurlar. (CHP İç Tüzüğü madde-54-Toplanacak kurultayın gündemini isteyenler belirler ve Genel Başkanının SADECE SEÇİM İSTEME MADDESİ KOYMA HAKKI VARDIR) İçtüzük CHP’nin bir çeşit Anayasasıdır. Onu ihlal etmenin sonu yargıya dek uzanır. Yargı böyle zamanlarda ne yapar? CHP’yi yasa dışı yönetmek isteyenlerin elinden alır ve hukuku çiğneme suçundan CHP gibi tarihi ve hiçbir dönemde hukuk dışı işlere bulaşmamış bu partiyi kayyumlara teslim eder. Ne zamana dek? Partinin tasfiyesine kadar...

Şimdi Kılıçdaroğlu bu suçu işlemekte görünüyor ve eğer ısrar ederse, önce uyarılır, sonra da CHP mahkemeye götürülür. Nerede kaldı AKP’nin Deniz Feneri davasında hukuksuzluk olduğunu bas, bas grup kürsülerinde bağıranlar?

İsmet Paşa’nın ünlü sözünü anımsayalım: “Suçluların telaşı içindesiniz.”

Bir suç var ki, telaş gırla gidiyor. Ne iç tüzük tanınıyor, ne Partiler Yasası! Bir adam yanındakilerle hukuki söylemle “bilerek ve tasarlayarak suç işlemekte”. 362 kişinin noter tasdikli imzasını hiçe sayarak “Ben kendi bildiğimi okuyacağım!” diyor.

Atatürk bunu yapmadı. O beğenilmeyen 27 Mayıs bunu yapmadı. İsmet Paşa hiç ama hiç hukuktan adaletten ayrılmadı. Ecevit yapmayı düşündüğünde karşısında bizleri buldu ve “Mumu Söndü.”

Kılıçdaroğlu bunu neden yapar? Eski Genel Başkanını devirmek suçuyla sıkıntıdadır ve açıklamalar gösteriyor ki ‘Suçluların telaşı içindedir’ Bunu ben iddia etmiyorum bir TV kanalında bir eski CHP yöneticisi söylüyor. ( Beyaz TV-29 Ocak Dinamit Programı- Savcı Sayan- VATAN Gazetesi manşeti- 30 Ocak 2012)

Şimdi denilebilir ki,”Ben öyle söylemedim yanlış anlaşıldı” Ya da suret-i haktan görünerek hem Vatan’ı hem de Beyaz TV’yi yalanlayanlar çıkabilir. Tutunuz ki gerçek dışı.

Ancak bizim bu gibi hallerde söylediğimiz bir söz vardır: Bir hadisenin şuyuu vukuundan beterdir.