Hükümet direksiyon hakimiyetini kaybetti
Aşağıdaki olaylar son birkaç haftaya ait:
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ‘değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ 3. maddeyi değiştirmeyi önerdi.
TRT Genel Müdürü Zahit Sobacı ‘İran’ı rahatsız edeceğiz. Farsça kanal kuruyoruz’ açıklaması yaptı.
PKK’nın siyasi partisi DEM’e el uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘O ellerin sayısı artmalı’ dileğinde bulundu.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmayan gelire vergi icat etti.
Sayıştay raporlarıyla neredeyse tüm kurumlarda usulsüzlük yaşandığı belgelendi.
Aydınlık, Türk bankaların ABD baskısı altında kaldığını, Rusya’yla ticarete yeni başlayacak firmalara hesap açtırılmadığını ortaya çıkardı.
Fener Rum patriği topraklarımızdan egemenliğimize meydan okudu.
Deprem bölgesi önümüzdeki kışa da hazırlanamadı.
Türkiye’nin en büyük sendikası Türk-İş ‘sorunlarına kulak tıkandığını muhatap bulamadıklarını’ açıklayarak 20 Ekim’de ‘2 bin otobüsle Ankara’dayız açıklaması yaptı.
Türkiye’nin dört bir yanında emekçiler sendikalı oldukları için kapı önüne konuldu.
Aile Hekimleri de eylem kararı aldı.
Ziraat Odaları’nın tarım politikasını eleştirmediği gün yok.
Öğrenciler yurt telaşında yine FETÖ vari örgütlerin kucağına itildi.
AK Partili sosyal medya hesapları sabah akşam Atatürk düşmanlığı yaptı.
TÜİK’in son verileri zenginlerin hızla zenginleşmeye devam ettiğini fakirlerin uçurumdan yuvarlandığını gösterdi...
Bunları bir çırpıda neden saydık:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son günlerde sık sık ‘iç cepheyi sağlam tutalım’ vurgusu yapıyor. Haklı, doğru ve önemli bir uyarı. Fakat yukarıdaki sorunlara çözüm üretemeyen bir iktidar bırakın iç cepheyi sağlam tutmayı bir iç cephe sorunu haline gelir. Sıkıntılar büyüyor, AK Parti direksiyon hakimiyetini kaybediyor.
İşaret ettiğimiz sorunlar Türkiye’nin, emperyalist sistemin tahakkümü altında olmasından kaynaklanıyor. Çözüm Devrimci-Halkçı bir programla icraat yapacak, Üreticilerin Milli Hükümeti’nde. Vatan Partisi seçimlerden sonra, ‘Batı’ya boyun eğen’ tavrın sorunları ağırlaştıracağına işaret ederek Hükümet’i uyarmıştı.
Yağmur duasına çıkar gibi çaresiz/çözümsüz iç cephe duasına çıkanlar hem sıkıntıları büyütüyor hem de Batıcı muhalefete alan açarak iç cepheyi zaafa uğratıyor.
Bu durumda AK Parti bir süre sonra ‘iç çekmek’ dışında bir şey yapamaz.