Hükümeti ortadan kaldırmak

AKP - MHP anayasa değişikliği metni bizim için halâ sır. Sızan parçalar sorularımızın tümünü yanıtlamaya yetmiyor.

Öyle görünüyor ki, değişikliğin içinde hükümeti ortadan kaldırmak da var.

Hükümet, yani başbakan ve bakanlar kurulundan oluşan yürütme organı. Ortadan kaldırma işlemi basit: Anayasa’da başbakan ve bakanlar kurulu sözleri nerede geçiyorsa silinecek. Ama sonrası pek zor.

***

Şimdi hükümet tarafından yapılan genel siyaseti belirleme ve yürütme işi cumhurbaşkanına devredilmiş olacak. İş devredilecek; ama başbakan ve bakanlar kurulunun Beştepe’ye devri diye bir şey olmayacak. Çünkü hükümet ortadan kalkmış olacak.

***

Bakanların tek tek ve bakanlar kurulu halinde ortak olarak TBMM’ye karşı sorumlulukları artık söz konusu olmayacak. Bakanlar Kurulu imzalı kararnameler çıkarılamayacak. Devlet üst kademe yönetimlerine bakan - başbakan - cumhurbaşkan ıimzalı üçlü kararnamelerle atama yapma devri kapanmış olacak. Bu işlerin tümü, Başkanlık Kararnamesi’ne konu olacak. Yönetim aygıtı bürokrasi, tek imzalı bir dünyaya dönüşecek.

***

TBMM’ne hükümetten gelen “kanun tasarısı” devri bitmiş olacak.

Türkiye’de meclisin yaptığı yasaların neredeyse tamamına yakını, TBMM Başkanlığına hükümet eliyle getirilen kanun tasarılarıyla üretilmiştir. Çok az bir kısmı tek tek milletvekillerinin önerdikleri yasa taslağı anlamına gelen “kanun teklifi”nden doğmuştur.

Hükümet yoksa, ‘kanun tasarısı’ da yok demektir. Bürokrasi, “hükümetsiz olarak” cumhurbaşkanlığına bağlanınca, “kuvvetler ayrılığı” diye sunulan mantık gereğince, TBMM’ye ‘kanun tasarısı’ da gönderemeyecek. İdari gövdeden taşınacak yasama gereksinmesi cumhurbaşkanı masasına konacak, oradan “başkanlık kararnamesi” olarak hüküm işletecek. Bu kararnameler TBMM’nin siyasal karar sürecine girmeden uygulamaya dökülecek.

Meclis, ülkenin Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama yetkilerinin çok büyük bölümünü böylece yitirmiş olacak. Meclis sınırlanacak.

***

Oysa hükümet eliyle kanun tasarısı hazırlamak, ilgili bakanlık bürokrasisinin bir bütün olarak devreye girmesi anlamına gelir. O işin uygulayıcısı olan bakanlık, uygulama sonuçlarına sahiptir; siyasal iradeyi toplumsal gerekliliklerle birleştirir ve yeni kurallar anlamına gelen yasa hazırlığını yapar. Pek çok konu başka bakanlıkların da ilgi alanına girdiği için onlardan da görüş alır. Taslak bakanlar kurulunda siyasal sorumluluk sahiplerinin imzalarına bağlanır. Toplumsal gereksinme, siyasal hedef, hukuksal bütünlük, mali hesaplamalar, tüm boyutlar böylece göz önüne alınır. “Kanun Tasarısı”, TBMM’ne bu süreçlerden sonra sunulur. Toplum - bürokrasi - siyaset, bu işleyiş sürecinde ortaklaşa çalışmış, uzlaşma ve işbirliği sağlanmış olur.

Kimilerinin hantal ve yavaş bulduğu bu işleyiş doğru, katılımcı ve adil bir yönetim yaratmanın güvencesidir.

***

TBMM’nin sınırlandırılması ve hem yürütme hem yasama gücünün Cumhurbaşkanlığında yoğunlaşması, asıl olarak hükümetin ortadan kaldırılmasıyla ortaya çıkan olumsuz sonuçlar. Bu tasarruf, rejimin doğrudan doğruya “başkanlık rejimi” haline getirilmesinin de temel aracı.

***

Tüm bakanlıkları, valilikleri ve kaymakamlarıyla tek devlet tüzelkişiliği içinde toplanmış, personel sayısı 3 milyonu aşmış, toprak üzerinde üniter esasa göre örgütlenmiş bir aygıttan söz ediyoruz.

Bu aygıtın hükümetsizleştirilmesi, bir adım sonra idari gövdede hem kurumlar hem de coğrafya temelinde özerkleştirme taleplerinin dayatılmasına yol açacaktır.

Yaklaşık 200 yıllık bir süreçte olgunlaşmış yürütme - yönetim aygıtından söz ediyoruz. Bu aygıta rastgele müdahalelerde bulunmanın Türkiye’ye bir yararı olmaz.

Başkanlık rejimi bize yaramaz.