İBB'nin metro fiyaskosu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, son dönemde "neler neler yapmak istiyoruz ama yaptırmıyorlar" söylemini yükseltmiş durumda. İş yapmayan her belediyecinin son sığınağı budur. Seçim öncesi bol keseden verilen vaatler, üç boyutlu animasyonlarla yapılan izleyeni hayran bırakan 'projeler', 'nasıl olsa hesap soran olmaz' diyerek miting kürselerinde atıp tutmalar geride kaldı. İmamoğlu ve dev reklam bütçesi, ortada icraat görmeyen seçmenleri "yaptırmıyorlar, engelliyorlar" şikâyetiyle motive etme çabasında. Tabii bu bir çıkmaz, siz 99 kez "yaptırmıyorlar" derseniz, millet bir süre size üzülür, sonra yapacak olana yönelir.

GERÇEKTEN ENGELLENİYOR MU?

Bu işin bir boyutu. Peki gerçekten "yaptırmıyorlar" mı? Bunu son örnek üzerinden inceleyelim.

İmamoğlu sosyal medyada üzerinden şu açıklamayı yaptı: "Milyonlarca vatandaşın kullanacağı İncirli - Sefaköy - Beylikdüzü metrosunun yapımını kimse engelleyemeyecek. Projeler hazır, yatırımcılar hazır, finansmanı hazır. Ama bir imza eksik. NEDEN?"

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na bağlı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü bu iddiaya bir açıklamayla yanıt verdi. Açıklamaya göre 12 Mart 2021'de İBB, Bakanlığa bir proje sunup başvuruyor. Başvurudaki talep, projenin Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın yatırım programına alınması için Bakanlığın onay vermesi. Yani Bakanlık, projeyi inceleyip Cumhurbaşkanlığına "uygundur" diyecek.

OLMAZSA OLMAZ RAPORLAR SUNULMAMIŞ

Bakanlık sunulan projenin "avan" yani "ön hazırlık", "tasarım" aşamasında kaldığını, "kesin proje" vasfını taşımadığını söylüyor. Eksiklikleri hem İBB'ye hem de İBB'nin çalıştığı proje firmasına bildiriyor. Bununla da kalınmıyor, proje firması Bakanlıkla teknik toplantılar yapıyor, sunumlar gerçekleştiriyor. 28 Mayıs ve 3 Kasım 2021'de Bakanlığa yeni belgeler sunuluyor ancak Bakanlık hala eksiklikler olduğunu ifade ediyor. Onların ne olduğunu da şöyle sıralıyor:

  • Sondaja Dayalı Zemin Etüt Raporu
  • Jeolojik Plan ve Kesit Kesin Projeleri
  • Deprem Etüt Raporu
  • Mimari Kesin Projeler
  • Kazı-Destek Sistemleri ve Diğer Teknik Projelerin Hazırlanması

Bakanlık, söz konusu proje ve raporları "olmazsa olmaz" diyerek tarif ediyor ve bunların yer aldığı Fizibilite Etüdü'nün sunulmasının ve bunun teknik incelemesinin ardından Bakanlığın görüş açıklayabileceğini belirtiyor. Yani ortada bir reddetme yok. "Tamamlayın, getirin" diyor.

İBB'DEN DOLAYLI KABUL

İBB'den biz baskıya girene kadar 2 gündür bu açıklamaya açık bir yanıt gelmedi. Siz bu yazıyı okuduğunuzda 3 gün olacak. Belediyeden, Bakanlığa ilk yazının 12 Mart 2021'de yazıldığı hatırlatılarak "neden 311 gün sonra yanıt verdiniz" çıkışı yapıldı. Hâlbuki Bakanlığın açıklamasında eksikliklerin tespit edilerek bildirildiği, dahası proje firması ile teknik toplantıların yapıldığı belirtiliyor. Bu bir yönü. Asıl önemli olan, Bakanlığın tek tek saydığı "olmazsa olmaz" rapor ve projelerin sunulup sunulmadığı ile ilgili bir yanıt henüz veremediler. İmamoğlu da önceki gün gazetecilere yaptığı açıklamada "311 gün sonra yanıt verdiler" iddiasını kendi kendine çürüttü. Dedi ki, "Arkadaşlarım defalarca Ankara'ya gitti, 7 Eylül'de bizden talepleri oldu, 3 Kasım'da sunduk." "Bizden istedikleri projeleri 15 gün içinde sunabiliriz." diyerek, bugüne kadar sunmadıklarını da kabul etmiş oldu. Kesin proje ile ilgili de mealen şunu söyledi, "Başka belediyelerin avan projelerine onay veriyorsunuz ama... " Yani avan proje ile 3,5 milyon insana hizmet verecek 18.4 km'lik metro inşaatına onay verilmesini istedi.

UZMAN GÖRÜŞÜ

Peki bu mümkün mü? Konuyu duayen bir inşaat mühendisine, Sayın Mustafa Aynur'a danıştık. Bize basitçe anlatmasını istedik. Kendisi uzun yıllar Yapı Denetim Kuruluşları Birliği'nin Genel Sekreterliğini yaptı. Aynı zamanda Ankara Yönetim Kurulu üyesi. Onur Kurulu'nda yer alıyor. Aynur bize şunları aktardı:

"Bakanlığın belirttiği projelerin sunulması lâzım. Sondaja dayalı zemin etüt raporu, o zeminin özelliklerini ortaya koyar. Kaya zemin mi, çamur mu, kil mi, karışık mı? Bu bilgiye göre tünel açılırken önünüze neler çıkacağını görürsünüz. Bataklık çıkabilir, mağara çıkabilir. Örneğin Ankara Lalahan'da makine tünel açarken çamura battı. Zemin etüt raporunun eksikliğinden kaynaklandı. Bütün inşaatlarda sondaja dayalı zemin etüt raporu olmazsa olmazdır. Bu rapora göre jeolojik kesit planları hazırlanır. Tünelin nasıl ilerleyeceği bu bilgilerle belirlenir. Deprem etüt raporu da hayati. Deprem Araştırma Merkezinden oranın deprem riski ve deprem geçmişi hakkında bilgi alınmak zorunda. Bunlar değerlendirilmeli ki, tünel açıldığı zaman onun faylarla ilişkisi, dayanıklığı değerlendirilebilsin. Mimari projenin olmaması da kabul edilemez. Bu proje istasyonlar, geçitler, bağlantılar, tüneller gibi ana unsurların da yer aldığı ayrıntılı bir projedir. Bu hazırlanmadan bir projeye onay verilmesi mümkün değil.

‘BIRAKIN İNŞAATI İHALE BİLE YAPILAMAZ’

"Eğer sadece avan proje sunulduysa, Bakanlığın bahsettiği projeleri ve raporları istemesi normal. Avan proje sadece bir tasarım, düşünce. Bakanlık 'yapamazsın' demiyor ki. 'Bu bilgileri de getir, inceleyelim, uygunsa onaylayalım" diyor. Kazı destek sistemleri de önemli. Bu jeoloji ve inşaat mühendislerinin birlikte çalışıp, hazırlayacakları bir proje. Zaten bunlar hazırlanmadan bir inşaatın başlama ihtimali yok. Çünkü önünü göremezsin. Elinde veri yok, bilgi yok. Bırakın inşaatı, bu projeler hazırlanmadan ihaleye bile çıkamazsınız. Finansmanı bulabilirsiniz. Nitekim Avrupa İmar ve Yatırım Bankası ile yatırım bütçesi için anlaşılmış. Ama bu teknik bilgiler olmadan yükleniciler teklif hazırlayamaz ki. Maliyet hesaplanamaz. Bakanlığın talepleri doğal ve olması gerekenler. Belediye belli ki alelacele hazırlık yapmış, şimdi de Bakanlıkla tartışmaya girerek durumu kurtarmaya çalışıyor."

LİYAKAT DEDİKLERİ...

Peki koskoca bir belediye ve onun çalıştığı proje firması, ayrıntılı bir proje hazırlamadan nasıl onay bekliyor? Bakanlığın bırakın metro gibi karmaşık ve zor bir inşaatı, apartman dikerken bile istenen belgeleri istemek zorunda kalması tuhaf değil mi? Acaba her fırsatta "liyakat, liyakat" diye söylenen İBB Başkanının belediyeye yerleştirdiği kadrolarda bir sorun olabilir mi? Eşin, dostun, parti yöneticilerinin hısım akrabalarının doldurulduğu kadrolar bu sonuca yol açmış olabilir mi? Gerçi kime soruyoruz? Seçimden önce söz verdikleri için PKK'nın DİAYDER'ini belediyeye yerleştirenlerden söz ediyoruz...