‘İbra falan uzun iş... Değmez!’

Denizcilik sektörüyle ilgiliydi, gazetede okuduğum haber. Bilal Erdoğan’ın şirketinin, 2.tankeri de denize indirdiğinden söz ediyordu. Birden, haberde adı geçen herkesin, aynı zamanda futbol âleminin içinde olduğunu fark ettim.

“Fenerbahçeli” Bilal’in, üyesi olduğu kulüple ve başkanıyla ilgili düşüncelerini, kendisine ait olduğu “iddia edilen” ses kayıtlarından hatırlıyoruz. Hani şu, gıyabında Aziz Yıldırım’dan “namussuz” diye bahseden, meşhur “Babacım”lı konuşmalardan.

Bilal’in denizcilik şirketindeki ortağı ve amcası Mustafa Erdoğan’ın, Futbol Federasyonu’ndan çıkmadığını, perde arkasındaki yöneticilerden olduğunuysa zaten duymayan kalmadı. Bu Erdoğan, tepedekinin futbol eskortluğunu yapan Rıdvan Bey’le de canciğerdir malumunuz. “Mustafa Abi”si olur.

DUYAN GELMİŞ FUTBOLA...

Adı geçenlerden biri de, tankerin yapıldığı tersanenin sahibi Servet Yardımcı. Servet Bey, hâli hazırda Türkiye Futbol Federasyonu 1.Başkanvekili. Adı, müstakbel başkan olarak anılıyor. RTE’nin hemşerisi. Ağabeyi ve ortağı Kemal Yardımcı, 23.Dönem AKP milletvekiliydi.

Yine haberde, gemileri alabilmesi için Erdoğangiller’e, eski parayla 400 trilyon kadar kredi açan ve aldıkları gemileri anında kiralayarak, onları müşteri aramak zahmetinden kurtaran Palmali Grup’un adı geçmekteydi. Palmali, Azeri iş adamı Mübariz Mansimov’a ait. Eski bir Kızılordu subayı olan Mansimov, hem şirketindeki tepe yöneticisini, kulüp yönetim kuruluna sokacak kadar Beşiktaşlı; hem de velinimetlerine şirinlik olsun diye, milyonlarca dolar harcanarak ayağa kaldırılan kulübün yönetimine girecek kadar Kasımpaşalı!

Şimdi, haksız mıyım ekonomi haberinin tüm kahramanları, futbol dünyasının içinde derken? Buradan devam edelim. Futbol Federasyonu yönetim kurulu, başkan ve 14 asil üyeden oluşuyor. Bu 15 “tuzu kuru” vatan evladının, çorba parasını nerden kazandığına bir göz atalım. Başkan Demirören’in de çalıştığı tahmin edilen babasına ait Holding, başta gaz olmak üzere inşaat, sanayi ve eğitim sektörlerinde faaliyet gösteriyor.

NALBURDAN İNŞAATÇIYA KADAR...

Başkanvekillerinin birisi armatör, diğeri hukukçu. Diğer üyelerin profesyonel uğraşları ise şöyle: Tarım-hayvancılık işletmesi sahibi, nalbur, otomotiv bayii, cerrah, makine mühendisi, inşaatçı, akademisyen, tekstilci vesaire... Elbette bunu, bir performans ölçütü olarak kabul etmek yanıltıcı olabilir. Keza, kabul etmemek de...

Vurgulamak istediğim; spor denilen çok bileşenli sektöre dair donanımları, soru işaretleriyle dolu insanların, hiçbir konuda yeterlikleri sorgulanmadan, usta şoför edasıyla direksiyona kurulmaları. En son Galatasaray zor kurtuldu, bir finans sihirbazının(!) elinden...

Eski Galatasaray başkanlarından birisine sordu gazeteci: “376 milyon dolar net borç bırakıp giden Ünal Aysal’ın ibra edilmemesi(aklanmaması) konuşuluyor, ne dersiniz?” Cevabı neydi biliyor musunuz? “İbra falan uzun iş... Değmez!” dedi. Pardon ya, ibra dediğin ne işe yarar? Onunda mı içini boşalttınız? Buna değmezse, neye değer bu ibra mekanizması?

Mevcut sistem zaten yeterince berbatken, seçeni-seçileni bu kafada olunca; kulüplerin ve federasyonların “sihirbazlardan” kurtulması zor görünüyor.

BİLGİ KİTABEVİ ARTIK YOK...

Bu yazının amacı, saygı duruşu... Hani, hayatı zenginleştiren, dünyayı daha iyi, bizi daha mutlu kılan, iz bırakan, emeği olanların ardından yaptığımız türden... 60 yıla yakın, kent kültürüne katkı sağlayan bir varlığımızı yitirdik çünkü.

25 Aralık 1955’te, Ankara’da Sakarya Caddesi’nde açılan kepenk, bu yaz aynı adreste kapandı. Tıpkı, kadim komşusu Tarhan Kitabevi gibi, Kültür gibi, Sergi gibi anılarımızda kalacak Bilgi de...

Kim bilir kaç kişi, sırf o havayı solumak, kitaplara göz atmak, dokunmak için girmiştir bu kitapçılara... Alışverişe ayıracak parası, dolayısıyla niyeti yokken, satın aldığı kitapların coşkusuyla çıkışta buluvermiştir kendisini.

2014, birçok şeyle beraber yorgun binanın altındaki Bilgi Kitabevi’ni de aldı bizden.