İki tezgah
Tezgâh kelimesinin TDK Sözlüğü’nde beş farklı anlamı var. Geçtiğimiz hafta sonu hem voleybolda hem futbolda iki tezgâhı izledik. Hangi anlamda olduğuna siz karar verin.
VOLEYBOLDA SONU KURGULANMIŞ
1. LİG Geçtiğimiz hafta voleyboldaki tezgâhı yazmıştım. Süreç bu hafta sonu tamamlandı. Türkiye Voleybol Federasyonu İzmir İl Temsilcisi Hakan Gürsu 2021 Ekim’inde Sultanlar Ligi’ne bir İzmir takımı çıkartmak için projeleri olduğunu açıklamıştı. Ardından, Milli Takım’a ve Voleybol Federasyonu’na sponsor olan ve merkezi İzmir’de bulunmayan Aras Kargo’ya İzmir’de mücadele eden bir takım kurduruldu. Ne Bölgesel Amatör Lig’de ne de 2. Lig’de oynamadan alt yapısı, kulüp binası, antrenman sahası bulunmayan Aras Kargo 1. Lig’e alındı. Takımın 9 oyuncusu aynı menajerlik şirketi aracılığıyla Aras Kargo’ya getirildi. Maçlarını TVF’ye ait salonda oynadı. Grubundaki son maçına çıkarken yarıfinale kalmayı garantilemişti. Bodrum’u yenerse Karşıyaka yarıfinale kalacaktı, yenilirse Bodrum. Karşılaşmayı 3-1 Bodrum kazandı ve İzmir’in en köklü voleybol şubesine sahip Karşıyaka yarıfinal oynayamadı. Sezon sonuna doğru kadrosunu ikinci yabancı oyuncusuyla güçlendiren Karşıyaka, yarı finale çıksa Sultanlar Ligi’ne çıkma olasılığı çoktu. Karşıyaka, Sultanlar Ligi için önceden projelendirilmiş bir İzmir takımı tezgahını bozabilirdi. Geçtiğimiz haftaki yazımda belirtmiştim “Final etabında oynanacak Bodrum-Aras Kargo karşılaşması bize ligin son haftası bu iki takım arasında oynanan karşılaşmanın sonucunun ne kadar güvenilir olduğunu kanıtlayacak!” diye. Kanıtladı da. 2 Mart’ta Bodrum’a 3-1 yenilen Aras Kargo 15 Mart’taki final etabı maçının ilk setini 25-8 kazandı. Karşılaşmayı da 3-0… İki hafta içinde aynı kadrolarla aynı takımların oynadığı iki karşılaşmadan Sultanlar Ligi’ne çıkacak takımı belirleyecek karşılaşmanın ilk setini 25-8 kazanıp maçı da 3-0 kazanan bir takımın, ligin sonundaki karşılaşmayı 3-1 kaybetmesi ne mantığa ne ahlaka sığar. Hizmet sektöründe faaliyet gösteren bir müessesenin değerli adının bu amaçla kullanılması üzücü. Umarım, daha da kötüsü olmaz. Sultanlar Ligi’ne çıktıktan sonra; bu lige çıkmamış bir kulübe katılma hakkını satmaz. Bu daha aşağılayıcı olur!
İkinci tezgâh malumunuz…
UEFA’DAN 3 MAÇ CEZA
Fenerbahçe’nin UEFA Konferans Ligi’nde Belçika’da oynadığı karşılaşmada tribünlerimizde akıl noksanlığı vardı. Kale arkasındaki Fenerbahçe taraftarları yaktıkları meşalelerle karşılaşmanın durmasına neden oldu. Sanki bu lümpen davranış güzel bir şeymiş gibi, karşılaşmanın Sunucusu da bunu övdü. Bu görmemişliğe UEFA cezasını kesti. UEFA, kimsenin gözünün yaşına bakmadan cezasını veriyor. Bir daha Fenerbahçe taraftarı kimseye yararı olmayan meşale gösterisini yapabilir mi?
ŞİDDETİN MERKEZİ OLDU
Cezasını vermezseniz ise, arsızlaştıkça arsızlaşıyorlar. 2015’in Ocak ayında Trabzon’da Büyükçekmece Basketbol Takımı Trabzon’u yendi. Karşılaşmadan sonra, yıllardır FIBA turnuvalarında gururumuz Basketbol Ligimizin en iyi hakemlerinden olan Zafer Yılmaz’a yumruk ile saldırı yapıldı. Yumruk atan saldırgan, onca kameraya rağmen yakalanamadı. Aynı yıl, 4 Nisan’da Rize deplasmanından Trabzon Havaalanı’na giden Fenerbahçe Futbol takımı kafilesine silahlı saldırı düzenlendi. Otobüsün şoförünü hedef alan silahlı saldırıda amaç katliama neden olabilecek bir kazayı gerçekleştirmekti. Türkiye’yi büyük bir çatışmaya çekecek bu saldırı halen aydınlanamadı. Katliam yaratmak isteyenler teröristlerin, yaptıkları yanlarına kar kaldı. Aynı yıl Ekim ayında, bu sefer Gaziantep futbol karşılaşması sonrası Trabzonspor Yönetimi karşılaşmanın hakemleri Çağatay Şahan ve arkadaşlarını hakem odasına kilitlendi, hakemler tüm ülkenin gözü önünde rehin alındı. 5 saat kapalı bir odada tehditlerle edilerek rehin alınan hakemleri özgürlüğüne anca Cumhurbaşkanı’nın araya girmesi sağladı. Çağatay Şahan “hakemliğini bitiririz” tehditlerine rağmen, kendisine özgürlüğünü kısıtlayarak korkulu anlar yaşatanlardan şikayetçi oldu. Suçlulara bir şey olmadı. Ama, ülkemizin en iyi hakemi olacak Şahan’ın hakemliği gerçekten bitirildi. 2016 Nisan’ında bu sefer Fenerbahçe maçında, Trabzonlu bir taraftar sahaya girip karşılaşmanın altıncı hakemi Volkan Bayarslan’ı yere yatırıp yumrukladı. Yine bir tutuklama duymadık. Bir ülkenin emniyeti ve adaleti, birkaç tetikçiye karşı nasıl bu kadar aciz kalabilir?
Hem salonda, hem statta hakem dövüldü, takım kafilesine silahlı saldırı düzenlendi. Hakemler 5 saat rehin alındı. Ve nihayet, 90 dakika sahaya yaralayıcı yabancı madde atılan karşılaşmanın sonunda futbolcu ve antrenörleri dövmek için sahaya girildi. 6222 imiş. 2011 yılında çıkan Spor Kanunu gereği ağzından bir hakaret çıktığı iddia edilen taraftarlar mahkemesiz sürüm sürüm süründürülürken, bunca adli suç işleyenlerin kılına dokunulmadı. Tam da yerel seçimlerden önce, tam da can çekişen FETÖ’nün Türkiye’deki olası karışıklıklara umut bağladığı zamanda; iç karışıklıkları tetikleyecek böyle bir saldırı Federasyon’un keyfine bırakılacak bir konu değildir. Önceki yazılarımda defalarca yazdım. Yugoslavya’daki, Suriye’deki, Irak’taki karışıkları alevlendirmek için hep futbol karşılaşmaları kullanıldı. UEFA bir meşale gösterisine üç deplasman yasağı ceza veriyorsa, bunca şiddet içeren saldırıya verilecek ceza saha kapatma gibi iç karışıklık çıkartmak amacı güdenler için caydırıcılığı olamayan cezalar değildir.
KONU FEDERASYONUN DEĞİL DEVLETİN KONUSUDUR
Devlet güçlüdür! Teröriste boyun eğmez!
Trabzon’da yaşanan bu saldırıların benzerinin Avrupa Kupası maçında yapıldığını düşünebiliyor musunuz? Trabzonspor’a Avrupa kupalarına katılmama cezası verilmelidir. Futbol sahalarımızdaki bu şiddet görüntüleri sona ermezse; İtalya ile düzenleyeceğimiz 2032 Avrupa Şampiyonası’nın ev sahipliğini kaybedebiliriz. Şiddetle mücadelede içten olduğumuzu kanıtlayabilmek adına Euro 2032 için aday ev sahibi şehirler arasında belirttiğimiz Trabzon’un bu listeden hemen çıkarılması gerekir.
TFF’den zaten bir beklentim yok. Hakemi dövülen TFF Başkanı gecesinde kameralara çıkıp “Yeter” diye bağırmıştı. Aynı TFF’nin çok daha büyük bir rezaletin yaşandığı pazar gecesi kayda değer bir açıklaması oldu mu? Neyse ki İçişleri Bakanı ve Spor Bakanı ilgili açıklamaları yaptı. Bakanlarımızın açıklaması, konunun artık bir devlet sorunu olduğunun göstergesiydi.
Pazar gecesi olanları cezalandırmak; bugüne kadar hiçbir sorunu çözememiş TFF ve PFDK, tahkim gibi kurullarının boyunu çok aşar. Devlet, federasyonların ve kulüplerin içine yerleşmiş terörist unsurların tezgahlarına izin vermemeli. Sporda şiddete karşı alınacak önlemler, emperyalizmin Türkiye’de planladığı iç karışıklık senaryolarını engeller!