İkilemde kalan Türk futbolu
SAYIN Aydınlık okurları ve futbolsever kardeşlerim... Futbolda, Avrupa kupalarında başarılı sonuçlar elde etmeye öyle hasret kalmışız, başarıya öyle susamışız ki... Geçen hafta dört temsilcimizin aldığı 3 galibiyet ve 1 beraberlik bize büyük mutluluk verdi, adeta Susuz Yaz filmindeki gibi üzerimize dökülen damlaların sevincini yaşadık. Ülke puanındaki artış da bize nefes aldırdı. Başakşehir, Sivasspor ve Trabzonspor'un galibiyetleri ile Fenerbahçe'nin rakibini zorlayarak deplasmandan söküp aldığı 1 puan büyük mutluluk getirdi. Ancak Avrupa Ligi ve Konferans Ligi gruplarında bu başarının devam edip etmeyeceği düşüncesi sarıyor beni bazen.
KÖTÜMSER DEĞİLİM AMA...
Kulüplerimizin kadrosu lejyoner futbolcularla dolu iken Avrupa futboluna karşı daha ne kadar başarılı olabilir ve onlara kafa tutabiliriz ki? Kötü sonuçlar gelince, hep birlikte ve her zaman olduğu gibi, “Şansımız yaver gitmedi. Üstün oynadık ama bizi galibiyete götürecek golleri maalesef atamadık.” diye mi açıklamasını yapacağız? Bu durumda önceki başarılarla aldığımız nefesi tüketmiş olmayacak mıyız?
Bana sorarsınız ya da sormazsınız, bilemiyorum. Global bir evrende yaşamak güzel ve zevkli olmasına rağmen, Süper Lig takımlarımızın sahaya en fazla 3-4 Türk futbolcu ile çıkması açıkçası bana çok dokunuyor. Adeta azınlıkta olmamız beni çok üzüyor. Kulüplerimizin altyapısından yetişen gençlerimizin göz göre göre yurtdışına gönderilmesi, yetiştikleri kulüplere Avrupa maçlarında katkı yapamadan ülkemizden ayrılmaları gündemden hiç ama hiç düşmüyor. Kulüplerin isteği, Türkiye Futbol Federasyonunun da kabulü ile Türk futbolcularımızın bonservisleri devamlı olarak satışa sunuluyor.
ALAN DA SATAN DA MEMNUN
Türk futbolcularının satışından gelen milyonlarca avro da maşallah yerini buluyor. Bana kim onlar diye sormayın lütfen. Paraların nerelere gittiğini herkes biliyor artık.
Birkaç sağlam yabancı futbolcu transfer etmek yerine hemen her kulübümüz yabancı futbolcuları rulet oynarmış gibi kadrosuna katıyor. Kariyeri düşüşte olanlar da dahil. Ben şahsen birkaç yabancı futbolcu haricinde diğerlerinin isimlerini aklımda tutma gereği hissetmiyorum. Nasıl olsa her transfer döneminde yabancı futbolcuların çoğu “Ben işimi yaptım” dercesine kutup yıldızları gibi başka ülkelere doğru kayıyorlar.
GENÇ FUTBOLCU POTANSİYELİNE BAKTIĞIMIZDA...
Avrupa genelinde en üst düzey liglerde forma giyiyor genç futbolcularımız. Bilmem hatırlar mısınız? Bizim güzel Türkiyemizin bir kulübünde görev yapan bir yabancı teknik direktör, “Bana kalsa hep yabancı oyuncu oynatırdım.” cümlesini kaçırmıştı ağzından. Biz, yabancı futbolcuya karşı değiliz. Biz, yabancı futbolcularla kadrolarını senede iki kez doldurarak başarıyı doğaçlama yakalayabileceklerinin rüyasına yatanlara karşıyız. Bilmiyorum, kaç kere yazdım hatırlamıyorum ancak A Milli Futbol Takımımıza koşarak ve severek gelen teknik direktör Stefan Kuntz'un, yabancı ülkelerde oynayan gençlerimiz için, “Türkiye'de maddi ve manevi açıdan tatmin olurlarsa yurt dışına gitmezler.” cümlesini unutmadım, unutmak da istemiyorum. Yine de umarım UEFA maçlarından gelecek puanlarla ülke puanı sıralamasında birkaç basamak daha atlayabiliriz.
Kalın sağlıcakla...