İmamoğlu'nun ABD ve AB'ye mesajları
Ramazan Bayramınızı kutlarım Ceyhan Hocam. Nasıl geçiyor bayram ziyaretleri, hangi konular konuşuluyor daha çok?
Ekonomi ve seçim sonuçları konuşuluyor.
Yorumlar nasıl? Ekonomide çözüm anlatan var mı?
Herkes rahatsız ama çözüm anlatan pek çıkmadı.
AK Parti’ye oy vermeyenlerde de çözüm yok mu?
CHP’liler seçim sonuçlarından memnun. Ekonomiden çok rahatsızlar haliyle.
Onlarda çözüm vurguları var mı?
Tuhaf olan da bu. CHP’nin çözümünü soruyorum. Yanıt alamıyorum (Gülüyor) Erdoğan zarar görsün de nasıl olursa olsun havası var daha çok. AK Parti iktidardan düşerse her şeyin kendiliğinden düzeleceği zannediliyor. Tabi bu seçim sonuçlarını AK Parti’nin büyük hataları getirdi. Sadece ekonomide değil dış politikada, NATO’yla, ABD’yle uyumlu çizgi izlemek gibi sorunları ağırlaştıran hatalar yapıyorlar. Hükümet’in çözümü Mehmet Şimşek! Buradan hesap edelim çare var mı! CHP’nin ekonomide kaynak yaratacak bir programı da görünmüyor. Siyasi partiler içerisinde bir tek Vatan Partisi’nin somut kaynak önerileri var. Yurtdışındaki birikimlerin Türkiye’de yatırıma çevrilmesi, bankaların olağanüstü boyutlara ulaşan karlarının üretime ayrılması, kamuculuğun uygulanması vb.
Sizin için seçim sonuçlarında şaşırtıcı ne var?
Yeniden Refah’a şaşırdım. Aniden yükseldi. Demek ki AK Parti hızlı çözülüyor…
AK PARTİ’NİN HATASI
Neden?
Denge denge dediler, dengeleri bozuldu. Milli cepheye yönelselerdi etkili olurlardı. Buralarda bulanıklık yarattıkça gerilediler. 15 Temmuz’dan sonraki milli süreci değerlendiremediler. HÜDA PAR ve tarikat – cemaatçilik dayatması geniş kesimlerin uzaklaşmasına yol açıyor. AK Parti’de bunu görecek bir kurmaylık birikimi olmadığı anlaşılıyor. Tüm siyasi partilerde bunalım var aslında.
Akşener de bırakma kararı aldı. Geri döner mi sizce?
Bence dönmez. İtibar kaybetti zaten.
Bayram sohbetlerinde başka neler var?
İsrail’e yönelik öfke baya yoğun. Her kesimde var bu tepki.
Ne yapılması öneriliyor?
Ordu Filistin’e gitsin diyen yok tabi. Ama Ak Parti’nin burada da sınıfta kaldığı konusunda herkes hemfikir. Kürsüde nutuk atılıyor sadece. Doğu Perinçek herkes kendi bölgesinde ABD ve İsrail’e yanıt vermeli demişti. Suriye’nin kuzeyinde adım atamadılar.
Yeni bir konuya geçelim dilerseniz. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun Washington Post, Die Welt ve The Economist’te yayımlanan makalelerinde şu iki fikir işleniyor: ‘Siyasetin dışına itilen kuvvetleri merkeze çektik…’ Ne demek istiyor?
PKK etkisinde faaliyet yürüten DEM’i kastediyor tabii… Batı için kırmızı çizgilerden birisi bu çünkü. Diğeri nedir?
Genel bir ‘otoriterlik’ vurgusu. Ben ‘demokratım’, despotluğa karşı mücadele ediyorum söylemi.
Önce CHP tarihindeki otoriter dönemlere bakılsın. Atatürk’ten sonra bu parti nasıl değişti onu anlatsın. Nazım Hikmet CHP zamanında özgür müydü? Sabahattin Ali özgür müydü? Deniz Gezmiş kimlerin zamanında asıldı? Nihat Erim’i anlatsın...
Daha önce bir belediye başkanının Washington Post’ta makaleleri yayımlanıyor muydu?
Hatırlamıyorum. Tayyip Erdoğan’ın da Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanlık döneminde yazıları yayımlanmıştı galiba. Ama İmamoğlu kadar yabancı misyonlarla görüşeni, oralara mesaj göndermek için uğraşanı hatırlamıyorum. Emperyalizme hizmet ihalesine başvuru metnidir bu yazılar.
‘ATATÜRKÇÜLÜK GÖRMEKTİR’
Atatürkçü kesim bunu neden göremiyor?
Görmedikleri için Atatürkçü sayılmazlar. Atatürkçülük bunları görmektir.
Şu sıralar ne okuyorsunuz?
Daha önce okumaya başladığımı söylediğim Prof. Dr. Yahya Akgüz'ün Çanakkale Savaşı ve Fransız Kamuoyu kitabını bitirdim. Öneririm.
Çok değerli bir kitap. Çanakkale Savaşlarını çok boyutlu incelemiş. Fakat yayınevine bir önerim var. Mürekkepten çok kısmasınlar. Az da olsa bazı yerler okunmuyor. Yeni baskıda çok mürekkep kullansınlar.