İngiltere'de ırkçı saldırılar

Bir haftadır Birleşik Krallık, İngiltere ve Kuzey İrlanda ırkçı saldırılarla karşı karşıya. Polisler yaralanıyor, araçları ve karakolları yakılıyor, Müslümanlara saldırılıyor. Olayların başlangıç noktası Kuzey Batı İngiltere’deki bir ufak kentte 3 ufak kız çocuğunun dans dersinde bıçaklanıp öldürülmesiyle başlıyor. 6, 7 ve 9 yaşlarındaki kızları öldüren 17 yaşındaki siyahi bir Ruandalı genç. Gallerde doğmuş yani Britanyalı, bu kültürde büyümüş, Afrikalı değil. Reşit olmadığı için polis ismini saklıyor.

Belki saklamamalıydı çünkü polisin bu hareketi sosyal medyada şaibeli mesajlara, öldürenin Müslüman ve mülteci olduğuna dönüşüyor. Zaten dünyada İslamofobi adı altında bir kavram geliştirilmiş durumda, zaten İşid gibi örgütler Batı tarafından yaratılıp Müslümanları kafa kesen caniler olarak tanıtmakta, zaten şeriatın hırsızın kolunu kes gibi maddeleri Müslümanlığı ilkel ve cani bir din olarak tanıtmaktayken bu son olayları sosyal medyada bir Müslümana yüklemek zor olmadı. Alt yapı yıllardır hazırlanmıştı.

İNGİLTERE'DE IRKÇILIK VAR MI?

Asıl soru İkinci Dünya savaşında faşizm ve Nazizm’e karşı savaşmış ve bununla gurur duyan İngiltere’de böyle bir ırkçılık var mıydı ve nasıl gelişti? Anakara Avrupa’da açık ve direkt ırkçılık varken, Fransa’da Cezayir ve Türklere, Hollanda ve Almanya’da Türklere açık saldırı varken İngiltere’de bu tür açık saldırılar olmamasına karşın örtük olarak ırkçılık hep vardı. Örtük olduğundan anlaşılamayabiliyordu ama belki bu olaylar iyi oldu, örtük ırkçılık alenen ortaya döküldü.

Şimdi bu ülke ırkçılıkla ilgili sınavını verecek. Gerçekten önleyici adımlar atacak mı? Olayları söndürüp bu durumu halının altına mı süpürecek? Zaman bunu gösterecek. Asırlar boyu sömürgecilikle Afrika, Asya, Karayip, Okyanus ülkelerini sömürmüş, hala sömüren, onların altın, petrol, gümüş, uranyum gibi zenginliklerini çalan İngiltere’nin halkı bugün açlık içinde kıvranan bu kıta insanlarının iş ve ekmek bulmak, oralarda çıkarılan savaşlardan kaçıp canlarını kurtarmak için ülkelerine gelmelerini istemiyor. Sömürürken iyi ama paylaşmaya gelince yok.

SORUMLU KİM?

Sosyal medyada bu olayları kim karıştırdı gibi sorular da soruluyor ama halkın içinde bu nefret olmasa sosyal medya ülkeyi karıştıramazdı. Asıl karışma nedeni yıllarca Muhafazakar Parti yönetiminde varsıl varsıllaşıp, yoksul iyice yoksullaşınca, Ukrayna’ya, İsrail’e yardım derken halkın vergileri halka hizmet olarak dönmeyince halk sıkıntılarının nedenini Müslüman nüfustan çıkarmaya, onlardan nefret etmeye başladı.

Sorumluluk ve fatura başını örten kadına, rengi koyu adama kesildi. İnsanların hayatları zorlaştıkça öfke büyüdü. İlk dikkat çeken farklı giyinen ve farklı inanca sahip olanlardı ama dünya genelinde de Müslümanları saldırgan, ilkel gibi gösterme eğilimi var. İslamofobi sözcüğü bile bu amaçla yerleştirilmiş bir sözcük.

SUBLİMİNAL MESAJLAR

İslamofobi sözcüğü “Saldırgan Müslümanlara fobi duyun” diyor size, oysa “Antisemitizm” sözcüğü “Museviler mağdurdur” hissi yaratıyor, onları koruyun, buna izin vermeyin diyor adeta. Subliminal mesajlarla dünyaya bu kavramlar yerleştirilmekte. Saldırganın mağdur, mağdurun saldırgan gösterildiği bir dünyada halkı galeyana getirmek de zor olmuyor.