İnönü düşmanı mısınız Kemal Bey?
Yerel seçimlerden sonra Türkiye’nin hemen hemen her yerinde seçime itirazlar oluyor.
Haksızlığa uğradığına inanan CHP’liler tek başlarına ellerinden geldiğince bir hukuk mücadelesi veriyorlar.
Elbette başka parti adaylarının oyları da AKP tarafından gasp edilmiş, sandıkta usulsüzlükler olmuştur.
Ağrı da AKP tarafından gasp edilmek istenen yerlerden biri olabilir.
BDP’lilerin buna karşı mücadele etmeleri en doğal haklarıdır.
Cumartesi günü sosyal medyaya, CHP’nin, Sırrı Sakık’a destek vermek üzere, bir heyeti Ağrı’ya göndereceğine dair herkesi hayretler içinde bırakan bir haber düştü.
Kılıçdaroğlu’nun, CHP’ye verilmeyen böyle bir desteği, BDP’li Sırrı Sakık’a vermesinin bir anlamı olduğunu, TBMM tutanak dergisine göz gezdirirken anladım.
CHP tarihine ve onun eski Genel Başkanlarına kin ve nefret duygusuyla dolu bir kişiye, hem de açılım politikalarında uzlaştığı AKP ile girdiği mücadelede yardımcı olunmasının altında yatan asıl neden, o kişinin İsmet Paşa’yı “Dersim”de katliam yapmakla suçlamış olmasıdır.
Kamu ihale kanunu görüşülürken, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba kürsüde İsmet Paşa’nın Malatya Sümerbank’ta kendisine hediye edilen üç metre bezin bile bedelini ödediğini, bunun faturasını gerektiğinde ibraz etmesinin bir erdemlilik olarak nitelemesi üzerine Muş Milletvekili Sırrı Sakık söz almıştır.
Sırrı Sakık İsmet Paşa’nın Dersim’de 1937 de 1938’de katliamlar yaptığını söyledikten sonra, kendilerinden özür dilenmesini istemiştir.
Sırrı Sakık’ın İnönü düşmanlığı, haksız da olsa ideolojisi açısından, önlerine koydukları ayrılıkçı hedef bakımından anlaşılabilinir.
Başka herhangi bir partinin yaptığı bu tür hukuk mücadelelerine destek verilmezken, Sırrı Sakık’ın yaptığı hukuki mücadeleye destek verilmesinin altında yatan asıl neden, Kılıçdaroğlu’nun sırf İsmet Paşa’nın katliam yapmakla suçlanmış olmasına duyduğu sempati midir?
Ayrıca, böyle yapılarak Doğu ve Güneydoğu’da partinin oylarını arttırılacağımı düşünülüyor?
Bakın o bölgelerde, CHP milletvekilleri “oyunuzu CHP’ye vermiyorsanız DTP’ye verin” demişlerdi, buna rağmen o bölgede oylarımız artmadı, tam aksine düştü, birçok yerde MHP’nin de altında kaldı.
Aslında bu İnönü düşmanlığı Kılıçdaroğlu tarafından ilk defa açığa vurulmuyor. Hatırlar mısınız, Tayyip Erdoğan ve şürekasının Adnan Menderes’i İnönü astırdı, “Dersimde katliam yaptı “şeklindeki asılsız suçlamalarından sonra, İsmet Paşa’ya yapılan bu haksız çirkin iddialara destek verircesine Kılıçdaroğlu yanına Sezgin Tanrıkulu’nu alarak rahmetli Menderes’in mezarına gitmişti.
Sayın Kılıçdaroğlu, İnönü’den nefret edebilir, ama tarih Paşa’yı “Çağın yetiştirdiği en büyük devlet adamlarından biri” diye anacak.
İlk defa Genel Başkan seçildiği Kurultay’da da Kılıçdaroğlu “Atatürk’ün, İsmet Paşa’nın koltuğunda oturduğumu unutmayacağım” demişti.
Halbuki o zaman o Kurultay delegelerine doğruları söyleyip, kendisinin CHP tarihi ile onun eski genel başkanları ile sorunları olduğunu söyleseydi, acaba o aldığı oyu alabilir miydi?
Hatta Genel Başkan seçilebilir miydi?
Tarihle yüzleşmek, yalan yanlış kulaktan dolma bilgilerle bilimselliği olmayan dedikodulara destek vermekle olmaz.
Atatürk ve İsmet Paşa’nın “Dersim” de katliam yaptıklarına inanılıyorsa, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, o dönemin Fransız, Rus ve İngiliz arşivlerini de kapsayacak şekilde bir bilimsel araştırma yaptırması için ön alınıp, Meclis’e teklif sunulmalıdır.
İsmet Paşa’yı devirdiği için olsa gerek Kılıçdaroğlu’nun kendisine idol olarak seçtiği rahmetli Ecevit’in bir sözünü kendisine anımsatayım, “Kin insan yüreği için bir yüktür” derdi.
Bu kin duygusundan kurtulmaya çalışsın, hem o iki büyük adamın ardılı olarak o koltuğa oturacaksın, hem de birine açıktan, öbürüne açıktan yapmaya yüreğin yetmediği için örtülü olarak saldıracaksın.
Çevresindeki devşirmeler bundan mutlu olabilirler, ama gerçek CHP’liler buna izin vermezler.