İran, Türkiye’nin düşmanlarını vurdu

İran’ın 15 Ocak gecesi Irak ve Suriye’deki hedeflere uzun menzilli füzelerle düzenlediği operasyon, Tahran’ın ilk en uzun menzilli harekatı niteliğiyle dikkat çekiyor. İran Devrim Muhafızları harekât sırasında toplamda 24 füzenin atıldığını açıkladı. Bunların 11’i Irak’ın kuzeyindeki, 4’ü İdlib’deki, 9’u da Suriye’nin farklı bölgelerindeki hedeflere atılmış. Birinci mesaj İsrail’e. Hem İsrail’in bölgedeki örtülü faaliyetlerini yürüttüğü karargâhların hedef alınması hem de fırlatılan füzelerin menzili ile bu mesaj veriliyor. İran’ın vurduğu kuvvetler, Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ve onunla işbirliği içindeki DEAŞ’ın Horasan şubesi, yine onlarla iç içe geçmiş bir yapı olan Türkistan İslam Partisi (TİP) ve Irak’taki MOSSAD’ın “güvenli evleri”. Evleri diyoruz çünkü Falcon Grup adlı şirketin sahibi olan Peşrev Dızayi’nin villasının yanı sıra Irak’ın kuzeyinde başka noktalara da füze isabet ettiğine dair bilgiler var. Hatta Reuters’in iddasına göre Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin istihbarat yöneticilerinden birinin evinin ve bir istihbarat merkezinin de vurulduğu bildiriliyor (Reuters, 16 Ocak 2024).

NEDİR BU FALCON GRUP?

İran’ın MOSSAD merkezi diye nitelediği Erbil yakınlarındaki villanın sahibi Peşrev Dızai, Falcon Grup adlı bir şirketin sahibi. Aynı zamanda Empire Holding adlı bir şirketin da başkanı. Falcon Grup, Irak genelinde faaliyet gösteren en büyük özel güvenlik şirketlerinden başında geliyor. Açık kaynaklardaki bilgilere göre, Peşrev Dızai’nin yükselişi 2003 yılındaki Amerikan işgaliyle başlıyor. Daha önce İsveç’te yaşayan Dızai, 2003 yılında Irak’ın kuzeyine dönüyor. O dönem Barzani istihbaratı Parastin’in tepesinde olan şimdiki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesrur Barzani’ye çok yakın bir kişi. Doğrudan CIA ve MOSSAD unsurlarınca örgütlenen Parastin’in başındaki Mesrur Barzani’nin MOSSAD ile derin bağları bulunuyor.

Peşrev’in sahibi olduğu Falcon Güvenlik’in personelinin kilit görevlerini “eski” ABD askerleri yürütüyor. Falcon Güvenlik’e, işgalden sonra kurulan yeni Irak Ordusu’nun eğitimi için açılan Al Kasik askeri üssünün güvenliğini sağlama ihalesi Haziran 2004’te verilmiş. Bu, o dönemde, ABD’nin bir Iraklı şirkete verdiği ilk ihale. Bu ihaleler için, Amerikan Savunma İstihbarat Örgütü’nün (DNI) ve CIA’nın temiz kağıdı (klerans) vermesi zorunlu. Falcon Güvenlik’e, ardı ardına ABD’nin resmi kurumları ve ABD-İsrail bağlantılı şirketlerin güvenliğini sağlama işleri verilmiş. Barzani peşmergesinin eğitim, lojistik ve cephane gibi ihtiyaçlarını da karşılayan Dızayi gücüne güç katarak bugünkü noktaya ulaşmış. Kısacası, Peşrev Dızayi’nin sahibi olduğu şirket, ABD ve onunla birlikte çalışan İsrail’in Irak’ta kılıf olarak kullandığı önde gelen organizasyonlardan.

İRAN VE TÜRKİYE’NİN DÜŞMANLARI ORTAK

İran’ın İdlib’de vurduğu DEAŞ’ın Horasan şubesi, İran, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Afganistan, Tacikistan, Pakistan ve Çin’e karşı örtülü operasyonlar yürütmek üzere 2015 yılında CIA ve ABD Özel Operasyonlar Komutanlığı’nca (SOCOM) imal edildi. Daha önce farklı ülkelerde farklı adlar altında faaliyet gösteren çeşitli terörist grupların üyeleri tarafından kuruldu. Bunlar arasında Özbekistan İslami Hareketi ve Tahrik-i Taliban Pakistan gibi örgütler de var. Suriye’nin kuzeybatısında Türkiye sınırında HTŞ’nin kontrolü altındaki İdlib bölgesinde yuvalanan bu grup, Suriye’den başlayıp özellikle Irak’ın kuzeyinden ve kimi zaman da Türkiye üzerinden Orta Asya’ya uzanan ve iki yönlü olarak CIA’nın örgütlediği terörist trafiğiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Bu trafik, yasadışı olarak çeşitli yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Özellikle Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’dan örgütlenen gruplar ile Çin’in Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nden kaçıp gelen unsurlar, bu ülkelerdeki devlet denetimi dışındaki alanlardaki kamplarda teorik ve pratik eğitimlerden geçiriliyor. Farklı yollarla Suriye’ye getirilen teröristler, buradaki saha eğitimlerinin ardından yeniden Orta Asya’ya ve diğer bölgelere çeşitli yöntemlerle götürülüyor. 2017 yılbaşında İstanbul’daki Reina baskınını yapan Abdülkadir Masharipov adlı terörist de aynı güzergahlardan geçirilerek getirilmiş, aynı yöntemlerle yetiştirilmişti.

TERÖRÜ KAYNAĞINDA KURUTMAK İÇİN…

İran’ın vurduğu bir diğer hedef, Türkistan İslam Partisi. İdlib bölgesinde, eskiden Doğu Türkistan İslami Hareketi adını kullanan, Çin’in Sinciang Uygur Bölgesi’nde devşirilen unsurların örgütlendiği Türkistan İslam Partisi, DEAŞ ve HTŞ ile iç içe. Fırat Kalkanı Harekatı’ndan itibaren Türkiye’nin karşısında yer alan bu örgüt, Mehmetçiği hedef alan saldırılar da düzenlemişti.

DEAŞ, HTŞ ve onların kucağındaki Türkistan İslam Partisi adlı örgüt, Türkiye için çok ciddi güvenlik riski oluşturuyor. Bu örgütlerin faaliyet gösterdiği İdlib’de Şam yönetiminin otoritesinin olmaması, Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından tehdit yaratıyor. Kamuoyunda çok tartışılmıyor ama güvenlik güçleri Türkiye’nin farklı bölgelerinde sık DEAŞ’a yönelik operasyonlar yapıyor. Bu operasyonlar sonucunda Türkiye’de düzenlenecek saldırılar önleniyor. Aynı zamanda CIA ve MOSSAD’ın yasadışı terörist trafiğine darbe de vuruluyor. Fakat, terörü kaynağında kurutmak için İdlib bölgesindeki otorite boşluğunun ortadan kaldırılması zorunlu. Toplam olarak değerlendirecek olursak, İran’ın vurduğu hedefler incelenince açıkça görülüyor: Vurulan hedefler sadece İran’ın değil Türkiye’nin de düşmanlarıdır.