İş dünyasında Gazze tedirginliği

Bu hafta esasen küresel ticaretteki eğilimlere yönelik bir yazı kaleme almak istiyordum ki yıllardır Ortadoğu'nun dinmeden kanayan yarası İsrail-Filistin meselesi yeniden alevlendi. İşin politik kısmına hiç girmeyeceğim. Çünkü gazetemiz Aydınlık günlerdir bu konuda son derece yerinde tespitler ve manşetlerle kamusal görevini ifa ediyor. Çatışmaların yeniden başlamasının iş dünyasında nasıl yankılandığını sizlere aktarmak istiyorum. Öncelikle genel kanaatin şu olduğunu belirtelim: “Tam da Ortadoğu ile ilişkilerimiz düzeliyor, sıra Suriye'ye de gelir mi, derken bu olayların patlaması hiç iyi olmadı.”

AMERİKAN RÜYASI KISA SÜRDÜ

Gerçekten de Türkiye'nin Suudi Arabistan'a ihracatı eski günlerine hızla dönmeye başlamış, İsrail ile de bu ülkedeki altyapı yatırımları için yeni anlaşmalar yapılması söz konusu iken ve bütün dünyanın gözü Ukrayna krizine çevrilmişken birden oklar yeniden Ortadoğu'ya dönüverdi. Elbette İsrail hükümetlerinin yıllardır mazlum Filistin halkı üzerinde uyguladıkları şiddet ve ablukanın karşılığı olarak her an bir karşı taarruz yaşanması olasılığı hep vardı. Bu döneme denk gelmeseydi başka bir döneme de denk gelebilirdi. Ancak ilginç gelişmelerin yaşandığı bir dönemde olduğumuzu hatırlatmak isterim. Nedir mesela? Mesela ABD'deki Birleşmiş Milletler (BM) toplantıları öncesi malum medyamızda ve iş dünyamızda, PYD'ye verilen destekler, Türkiye'ye yapılan tehditler, ambargo ve davalar unutularak, yine bir Amerikan baharı esmeye başlamıştı. Hatta İHA-SİHA üretimi ve ihracatı yapan Baykar'ın Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, davet üzerine ABD donanmasına ait dünyanın en büyük uçak gemisi olduğu ifade edilen USS Gerald R. Ford'a çıkarak pozlar verdi. (O ABD gemisi şimdi Gazze açıklarında ve ABD böylece bir mesaj daha vermiş oldu.) Mesela okyanus ülkesi ABD'nin gemisi neden Akdeniz'de idi? Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'den döndükten sonra İçişleri Bakanlığımıza bombalı saldırı oldu. Bunun üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri güney sınırlarımızdaki terör tehdidine karşı harekata başlamıştı ki ABD bir Türk SİHA'sını düşürdü. Ardından yaptığı açıklamada da resmen bölücü terör örgütü PYD'yi “Koruyacağım” mesajı verdi. Derken Gazze hadisesi patladı.

HEYETLER İPTAL OLUYOR

Bütün bu gelişmeler iş dünyasına “Yine neler oluyor?” sorusunu sordurturken bir yandan da İsrail ve Suudi Arabistan odaklı olmak üzere iptaller gelmeye başladı. Cuma günü ambalaj fuarındaydım. Bir İsrailli heyet bekleniyormuş ama çatışmalar yüzünden gelmekten vazgeçmişler. Yine bir başka iş heyeti. Bu sefer çelik tarafında. Suudiler, İsrailliler olacaksa biz olmayız; İsrailliler de Suudiler olacaksa biz olmayız, diyerek gelmekten vazgeçmişler. Gıda tarafında konuştuğum ve bu ülkelere ürün gönderen bir iş kadını da “Sadece bizim birden fazla konteynerimiz bekletiliyor. Bu iş hiç iyi olmadı.” dedi. Tam da işler yoluna giriyor derken savaş ortamının hasıl olması iş dünyasını karamsarlığa itebilir. İstanbul Sanayi Odası'nın hazırladığı ihracat iklim endeksine baktığımızda son iki aydır eşik değerin altındaydı. Ana pazar Avrupa'daki durgunluk eğilimleri ihracatın düşmesine yol açarken Ortadoğu'da iyileşen ilişkiler ve bu ülkelerin ekonomilerinin nispeten canlı kalması sayesinde ihracatçının gideceği bir kapı vardı. İsrail-Filistin çatışmaları bu kapının da kapanma ihtimalini gündeme getirdi. Oysa daha geçen hafta Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, TİM ve MÜSİAD iş birliğiyle düzenlenen ‘Suudi Arabistan Genel Alım Heyeti’ programı için 55 Suudi firmanın temsilcisi İstanbul’a gelmişti.