Isparta’nın Aydınlıkçı Reisi Mehmet Ali Tüfekli

“Çukurova bayramlığın giyerken,

Çıplaklığın üzerinden soyarken,

Şubat ayı kış yelini kovarken,

Cennet dense sana yakışır dağlar”

Karacaoğlan’ın Çukurova şiirinde cenneti yakıştırdığı dağların yamacında dokuz köy yerleşiminin bulunduğu Tapan’ın Paşalı Köyünde dünyaya geldiğinde takvim yaprakları 16 Ocak 1945’i gösteriyormuş...

TÜFEKLİ DEDELERİN SOYADI ARMAĞANI

İstiklâl Savaşı yıllarında dedeleri tüfek yaptıkları için, sülalesi 60 Tüfekliler olarak anılıyor. 1934 yılında çıkarılan Soyadı Kanunu üzerine Tüfekli soyadını alıyorlar. Mehmet Ali’nin soyadı İstiklâl Savaşı mirası.

Oğlu Bora Tüfekli anlatıyor babasını:

“Toroslar’ın yetiştirdiği onca devrimcinin ısrarcı, inatçı, kararlı ve bir o kadar naif ruhunu babamda gördüm hep... Askerlikten gelen sert duruşunun altındaki insancıl yanı, sanatçı ruhu onu yakından tanımaya başlayanları önce şaşırtır ve heyecanlandırır, sonra da onun nazarlığı oluverir...

“Bir çocuğun kendisini tanımaya başladığı yıllarda kendisine edindiği rol model babadır hep... Ben de paylaşmayı, bölüşmeyi, haksızlıklara karşı dövüşmeyi babamdan öğrendim.

“Hayatı kendi içimde anlamlandırmaya çalıştığım yıllarda sık sık evimize gelen misafirler, babamın her hafta saatlerce notlar alarak okuduğu 2000’e Doğru dergisi, televizyonda bazen hafif küfürlerle izlediği tartışma programları geliyor aklıma...

“Sisteme boyun eğmeyen insanların bilinen özelliklerinin yanı sıra onun yapıcı, öğretici, bıkmadan, usanmadan anlatan, ikna etmeye çalışan ve çoğunlukla başaran yönüne hep imrenmişimdir.”

HER GÖNÜLDE İZİ VAR

Isparta’da onu herkes “Aydınlıkçı Reis” olarak tanır... Her ilçesinde, her beldesinde, her köyünde, her mahallesinde, her dağında, her taşında, her gönülde izi vardır Aydınlıkçı Reis’in...

Astsubaylıktan ayrılıp fotoğrafçılık yaptığı yıllarda elinden düşürmediği piposu ve öncü tavırları nedeniyle arkadaşları ona “Reis” demişler. “Aydınlıkçı Reis”.

1965 sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Mustafa Kemal’in astsubayı.

1970’lerin sonunda DİSK Genel İş’in Isparta Şube Başkanı, yaman bir sendikacı... Isparta Belediyesi’nin tarihindeki ilk grevin işçi önderi...

TİKP’in İl Başkanı yiğit bir Aydınlıkçı...

Isparta’da emek kalesinin, vatan kalesinin, namus kalesinin mazgallarında nöbetçi, yorulmayan savaşçı.

AYDINLIKÇI REİSİN GÜVENLİ BAKIŞI

Aydınlıkçı Reis, şimdi yine yaman bir mücadelede, kanserle savaşıyor. 10 Mart günü Isparta Şehir Hastanesi Yoğun Bakımında elinden tuttum. İki elimle kucakladım ellerini. Namuslu elin, üreten elin, güvenli elin sıcağı. Devrimci bileğin bükülmezliği.

Göz göze bakıştık. Bu dünyadan giderken, gözünün arkada kalmaması için nasıl bakılırsa, öyle baktım O’na. Gülerek yanıt verdi. Güven dolu bakışlarını bırakıyordu bize. Biliyorum Aydınlıkçı son nefesinde hep bu dünyadan gidişini değil, yarınları düşünür. Umutlarını, özlemlerini emanet ettiği Partisidir aklında ve fikrinde olan. O’na bakışlarımla söz verdim. Bizden istediği oydu çünkü. Bu yazıyı o son nefesini vermeden yayınlıyorum. O çok iyi biliyor, emanetler kutsaldır.

HER ZAMAN EMEK VE PARTİ FEDAİSİ

Hayatı hep mücadeleyle geçti Mehmet Ali Tüfekli’nin... Kimi zaman özelleştirmelere karşı düzenlenen bir yürüyüşün başında... Kimi zaman maaşlarını alamayan işçilerin hak mücadelesinde...Kimi zaman çiftçiye konan kotalara karşı köy mücadelesinde... Kimi zaman mahkeme salonlarında vatansızlarla ve cumhuriyet yıkıcılarıyla hesaplaşmada... Kimi zaman Silivri duvarlarının önünde...

Ama her zaman eğilmeyen ve bükülmeyen.

Her zaman insancıl ve fedakâr.

Her zaman bilgi ve bilim peşinde.

Her zaman Partinin fedaisi.

Her zaman bir kahramanlık destanı.

Şimdi Türkiye, kahramanlık çağına girmiştir.

Mehmet Ali Tüfekli bıraktığı hatıralarla her zaman kahramanların önünde olacaktır.