İstanbul Emniyeti'nde 'organize işler'
15 Temmuz darbe girişiminden 2 ay önce yaşanan olayla ilgili olarak düzenlenen iddianamede, polislerin ele geçirdikleri uyuşturucu maddeyi piyasada sattığı ve bu eylem için sahte tutanaklar da tuttuklarının tespit edildiği belirtiliyor.
Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ahmet Demirhüyük iddianamesinde, "Bir olayı anlamak için herkes önce polisin ne yaptığına ve ne söylediğine bakar. Çünkü polis herkese eşit mesafede tarafsız ne görmüş ya da duymuş ise onu zapta geçiren kamu görevlisidir..." değerlendirmesi yapıyor.
Olay ihbarla ortaya çıktı
17 sayfalık iddianamede yer alan bilgiye göre olay emniyete yapılan bir ihbarla ortaya çıktı.
İhbara göre Levent Afyon kardeşini aradı ve "Başım büyük belada yoksa beni öldürecekler, 50 bin TL lazım" dedi. Kardeşinin yardım istediği bu telefonun ardından emniyete giden Faruk Afyon kardeşinin de karıştığı uyuşturucu trafiği ile ilgili durumu polislere aktardı.
Faruk Afyon, "Kardeşim, yaptığımız telefon görüşmesinden bir gün sonra Esenler'de Burger King isimli mekana gitmiş. Yabancı uyruku bir kurye kendisine çantada uyuşturucu getirmiş. Çantayı alıp kapının dışına çıktığında sivil polisler onu yakalanarak ekip otosuna bindirmişler. Ona polisin malı getireni neden yakalamadığını sordum. Ancak buna cevap veremedi. Polislerin kendisini aldıktan sonra elindeki çantaya bakmadığını söyledi. Polislerin bir süre ilerledikten sonra çanta içinde bulunan paketleri çıkararak paspas üzerine bıraktığını ve boş çantayla bakkala gittiklerini anlattı. Bakkaldan kola, cips gibi ürünler alarak bu çantaya koymuşlar. Onu 1 saat kadar Esenler'de gezdirmişler" şeklinde olayın başlanğıcı hakkında bilgi veriyor.
İki polis hakkında iddianame düzenlenmesine neden olan olay ise şöyle gelişiyor:
Kardeşine polislerin, "Seni bomba ihbarı diye gözaltına aldığımızı söyleyeceğiz. Sen gençsin yazık olur. Biz böyle tutanak tutuk seni kurtaracağız" dediğini söylediğini belirten Faruk Afyon ihbarı da tanıdık bir polisin cesaretlendirmesi üzerine yaptığı bilgisini veriyor.
"İhbar boş çıktı" dediler
Başvurunun ardından polisler amirlerince sorgulandı. İfadelerinde ise ihbarcıyı tanıdıklarını, şahsın yakalandığında elindeki poşetin alındığı, içinden cappy marka meyve suyu, çerez ve cips çıktığı, konunun boş olduğunu bildirdiklerini söylediler.
Madde madde suçları anlatıldı
-İhbar geldiğinde durumu amirlerine ve savcıya bildirmemişlerdir. Kişilerin yakalanması için ekip çalışmasına girilmesi gerekirken bu yapılmamıştır. Yüklü miktarda teslimat olacağı ihbarı geldiğine göre Narkotik şubeye bildirimde bulundurmaları gerekirdi.
-Olay aniden önlerine çıkmamıştır. İhbarcı durumu önceden bildirmiştir. Gereğinin düşünülüp yapılması için yeterli vakit varken bilerek ve isteyerek gereği yapılmamıştır. Bu durum en başından beri kanunsuz iş yapma niyetinin varlığını göstermektedir.
-Bu işlerden anlayan herkesin bilgi gibi asıl olan uyuşturucuyu satanların yakalanmasıdır. Çoğu zaman hatta kahir ekseriyetle satın alanlar kullanıcı oldukları ve satana göre daha az cezaları çok daha az olduğundan mutlaka satanlar öncelikle hedef şahıslar olduğu halde bu olayda satanlara hiç dikkat edilmeyip sadece alıcının taklit edilmesi hiç normal bir şey değildir. En başından beri sadece alıcıyı takip edip satıcıları görmezlikten gelmişlerdir. Bunun sebebi onlarla birlikte yakaladıklarında bu kadar büyük artı maddi menfaatleri olacağını düşünmelidir.
-Kaçakçılık olaylarını ihbar edenlerin kimlikleri izinleri olmadıkça açıklanamayacağı gözardı edilerek x eleman olarak yazılması gereken kimlik bilgileri açık olarak yazılmıştır. İsmi deşifre olmasın diye bomba tutanağı tutulması hiçbir şekilde kabul edilemez.
-Bu kadar tecrübeli, kıdemli ve vasıflı olup bu kadar fazla kural dışı hareket etmeleri kasten ve bilerek suça karıştıklarını göstermektedir.
-Bu ihmal ve hatalar delillerin elde edilmesini ve olayın tam olarak aydınlanmasını zorlaştırdığı gibi asıl delil olan uyuşturucunun da yok olmasına neden olmuştur. Bilgi, tecrübe, niyet, davranış ve savunmalarına bakıldığında her şey bilinçli olarak yapıtıkları kanaatine varılmıştır.
Tutanağı yok ediyorlar
İddianamede yer alan şüpheli polis A.D'nin beyanında "İhbarcının kimliğinin açığa çıkmaması için bir tutanak tuttuk. Tutanak herhangi bir yerde kullanılmayacaktı. 15-20 gün sonra bu şekilde tutlan tutanaklar yok edilmektedir" dediğine savcı tarafından dikkat çekiliyor.
Bu beyanla ilgili olarak, "Herhangi bir yerde kullanılmayan evrak 15-20 gün sonra imha edilmez. Çalıştığı yer kanun, tüzük, yönetmelik gibi kuralları olan resmi dairdir. Buralarda kadrolu maaşlı memurların kafalarına göre bir şeyleri yazıp isteyince de yırtması mümkün olmadığından bu geçerli bir savunma değildir. Polislerin tavrı normal bir polis tavrı değildir."
Polisin yaptığı önemlidir
Savcı polisin tuttuğu tutanağın önemi hakkında iddianamesine "Bir olayı anlamak ve ifade veya eylemin ne olduğunu anlamak için herkes önce polisin ne yaptığını söylediğine bakar. Çünkü herkese eşit mesafede tarafsız ne görmüş ya da duymuş ise onu zapta geçiren kamu görevlisidir. Polisin sadece çantaya odaklanmaları, çantanın içinde sadece cips, kola, bisküvi çıkması ancak absürt filimlerde ya da masallarda olabilecek gerçeğe ihtimal ve imkan olmayan uydurma bir senaryodur. Polislerin ellerindeki adamı salı vermesinin nedeni uyuşturucu maddeye el koyma amacı taşımaktadır. En acemi polisin bile yapmayacağı kuralsızlıklar, ihmaller, suistimaller ve tutukları sahte tutanaklarla bu olayda uyuşturucu madde alım-satımının olduğunu göstermektedir. Suçun en önemli delili olan uyuşturucu maddeler yine bu iki polis tarafından yok edilmesi diğer ve önemli vahim sonuçtur" değerlendirmesini yazdı.
"İcbar suretiyle irtikap","Kami görevlisinin resmi belgede sahtecilği" ve "Uyuşturucu madde ithal etmek" suçlarından hakkında dava açılan polis memurları hakkında hazırlanan iddianade ise kabul edildi. Polislerin yargılannmasına Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.