İstanbul’un kalbi Sultanahmet terörün hedefi

Terör, kimden ve düşman işgali altındaki ülke savunması hariç, hangi gerekçeyle gelirse gelsin en büyük insanlık suçudur. Özellikle de terör, sivil insanlara ve eğitim, sağlık hizmeti verenlere karşı işleniyorsa...Türkiye 40 yıla yakın uzun bir süredir PKK terörünün hedefi olurken, son yıllarda IŞİD ve diğer dinci terör guruplarının saldırılarına uğruyor. 12 Ocak 2016 Salı günü Sultanahmet meydanında, çoğu Alman bir turist gurubun içine giren canlı bomba eylemcisi, 10 kişinin ölümüne ve 15 kişinin yaralanmasına neden oldu. Bombacının, onu eğiten ve yönlendiren terör örgütü, bu intihar saldırısıyla kendisinin cennete gideceği, orada onlarca huri tarafından karşılanacağı gibi, akıl ve mantık dışı safsatalarla uyuşturulduğunu biliyoruz. Dini inançları, kendi siyasi, ekonomik ve ticari amaçları için yüzyıllardır kullanan din tüccarlarının, insanları kendi canlarına bile kıymaya kadar, nasıl istismar edebildiklerinin en açık örneğidir. Ne yazık ki Türkiye’de, din tüccarlığı hala ve hem de artan oranda prim yapan bir araç olarak kullanılmaktadır. Oysa anayasanın değişmez maddeleri arasında yer alan laiklik ilkesi, tam da bu nedenle dinin siyasi, ekonomik ve ticari çıkarlar için istismar edilmesini önlemek amacını taşıyor. Gerçekten de laiklik, Türkiye’nin sıkı sıkıya sarılması ve koruması gereken, ülkeyi bir arada tutan çimentosudur. Din tüccarlarının düşmanı oldukları laiklik, gerçek anlamda uygulanabilseydi, insanların dini inançlarının, günümüzde yaşadığımız gibi, bu denli istismar edilebilmesi mümkün olmayacaktı.
IŞİD’İN SULTANAHMET SALDIRISI Hükümet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalara göre, Sultan Ahmet’teki canlı bombayı, IŞİD elemanı olan Suudi Arabistan doğumlu bir Suriye vatandaşı yapmıştır. Böylece İslamcı terör örgütü IŞİD; 11 Mayıs 2013 de Reyhanlı/Hatay’da 52 kişinin ölümü ve 146 kişinin yaralanmasına, 20 Temmuz 2015’te Suruç/Şanlıurfa’da da canlı bomba sonucu 34 kişinin ölümü ve 103 kişinin yaralanmasına, 10 Ekim 2015’te Ankara Garı önünde canlı bomba sonucu 107 kişinin ölümüne ve 500’e yakın kişinin yaralanmasına neden olan terör saldırılarına, İstanbul’da bir yenisini eklemiştir.IŞİD’ın bu canlı bomba saldırısı da, yeri ve hedefi bakımından son derece önemlidir. Öldürülenlerin büyük bir kesiminin Alman turistlerden seçilmesi ve turistlerin en fazla tercih ettikleri bir yerin planlanması, çok anlamlıdır.Her yıl Türkiye’yi ziyaret eden dört milyona yakın Alman turistine ve Almanya’ya ciddi bir göz dağı verilmek istenmiştir. Bilindiği gibi Almanya, Paris’teki terör saldırısından sonra, Fransa’nın isteğine uyarak IŞİD’e yapılacak hava saldırılarında, hedeflerin belirlenmesinde gözleme uçaklarıyla yardımcı olmaya başlamıştır. Kanımca Alman turistlerinin hedef alınması, ciddi bir uyarı niteliğindedir.Rus uçağının düşürülmesinden sonra, Rus turistlerin Türkiye’ye gelmesinin önlenmek istenmesi, ikinci en büyük turist kitlesini getiren Almanların hedef alınmasıyla, Türkiye turizmine ve ekonomisine büyük bir darbe vurulması planlanmıştır. 2014 yılında Türkiye dış turizmden 34 Milyar 305 Milyon Dolar gelir sağlamıştır. 2015 yılında henüz kesinlik kazanmayan verilere göre, bir azalma söz konusudur. Turizm sektörü, çiftçisinden esnafına ve diğer hizmet sektörü alanları da düşünülürse, milyonlarca insanın iş yerlerinin korunması bakımından da çok büyük önem taşımaktadır.