İstihdam meselesine devam

Engelli istihdamına dair geçen haftaki yazım nedeniyle gelen sorular üzerine, bu hafta birkaç konuya açıklık getirmek istiyorum. 4857 sayılı kanuna göre, 50 (tarım ver orman işletmeleri için 51) veya daha fazla işçi çalıştıran kamu işletmeleri en az yüzde 4, özel sektör işletmeleri ise en az yüzde 3 engelli çalıştırmak zorunda. Ayrıca, özel sektör işverenlerinin kontenjan dâhilinde veya kontenjan fazlası olarak ya da yükümlü olmadıkları halde engelli çalıştırmaları durumunda, bu şekilde çalıştırılan her bir engellinin asgari ücret düzeyindeki sosyal güvenlik primi işveren paylarının tamamı (603,32 TL) hazine tarafından karşılanıyor. İstihdam edilecek engellinin engellilik oranının en az yüzde 40 olması ve İŞKUR üyeliğinin olması gerekiyor. Kamu işletmelerine istihdam için ayrıca EKPSS’ye (Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı) girme şartı da aranıyor.

Bu kanun, özel sektör işverenlerinin engelli istihdamı karşısındaki isteksiz tavrını değiştirme potansiyeli açısından çok önemlidir. Devletin böylesi bir teşvikine rağmen, engellilerin kendilerine yapılan masrafları çıkaracak bir üretim potansiyeli göstermediklerini düşünerek iş yerlerinde engelli istihdamına soğuk bakan ve engelli çalıştırmamak için olmadık yollara başvuran özel sektör yöneticileri hem vicdani açıdan hem de vatandaş ahlakı açısından düşkünlük arz etmektedir. Uzun yıllardır yürürlükte olan bu kota uygulaması aslında özel sektöre hiç de yük olmayan bir uygulama iken yine de engelli istihdamının yeterli rakamlara ulaşamaması son derece düşündürücüdür.

ÖZEL SEKTÖRÜN TUTUMU

Devletin özellikle özel sektör kurumlarına yönelik engelli istihdamını özendirmek adına yürürlüğe soktuğu bu kanun, engelli hakları açından son derece önemli bir kazanım olma özelliği taşıyor. Bu yalnızca engelliler için değil, özel sektör için de öyle. Kanunu tumturaklı uyguladıkları takdirde, engelli yurttaşların üretkenliği konusundaki köhne kuşkuların silineceğine ve en nihayetinde kota uygulamasına filan gerek kalmadan engellilerin iş piyasasında diğer herkes gibi ve onlarla eşit biçimde yerlerini bulacaklarına yürekten inanıyorum. Elimizde kamu yada özel sektör iş yerlerinde çalışan engelli yurttaşlarımızın üretkenlik anlamında istenilen verimliliği göstermediğine dair bir veri yok. Bu anlamda takınılan olumsuz tutum tamamen engellileri yeterince tanımamaktan kaynaklanıyor.

SALGININ PENCERESİNDEN

Bu arada, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un geçtiğimiz günlerde engellilerle ilgili yapılan bir çalışmadaki konuşmasında tanımaya ve anlamaya dair sarf ettiği sözler çarpıcıydı: "Hayatımızın belli noktalarda kısıtlandığı, bu anlamda da engellilerimizi daha iyi anladığımız bir süreç yaşadık. Bu salgın döneminden sonra engellilerimizin hayatını daha erişilebilir kılma noktasında daha büyük adımlar atacağız." Bu kavrayış son derece önemlidir. Sayın bakanı kutlarım. Umarız salgının yarattığı küresel yıkımın o gri penceresinden bizlere görünecek başka hassasiyetlerimizi de keşfetme olanağı buluruz.

İLETİN YAYIMLAYALIM

Tüm engellilerin, engelli yakınlarının, engellilerin sorunlarına çözüm arayan kişi ve kurumların katkısını bekliyoruz.

halklailiskiler@aydinlikgazete.com