İsyanların hedefi: Atatürk ve Cumhuriyet - (TAMAMI)
NABIZ
İSYANLARIN HEDEFİ:ATATÜRK VE CUMHURİYET
Türk ulusunun en büyük suçu;”kendi tarihini yakından bilmemek ve anlatılanlara bakarak kararlar vermek”
Bu eksikliğin en tipik örneğini şu sıralarda yaşıyoruz.
Sapla samanı birbirine karıştırmak, ya cahillerin işidir, ya da asıl amaçları; tarihi tahrif ederek bu milleti geçmişinden koparmak. Yani ihanet… Oysa tarih matematik gibi rakamlar ve belgesel verilere dayanır.
Nasıl koskoca Osmanlı İmparatoru Kanuniyi bir dizide hareme ve kadınlara mahkum göstermek gibi. O diziye bakarsanız bizim Kanuni Sultan Süleyman babası Selim gibi savaştan savaşa koşan, ülkeler fetheden bir cengaverdi.. Oysa bizden sonraki kuşaklara anlatılan Kanuni'ye bir bakın kendisini hareme kapatan despot, en yakınlarının kellesini alan bir imparatordan daha çok bir zevk adamı. Sadece o koca Kanuni mi? Yabancı teşvikiyle Osmanlıyı içinden çıkılmaz bir kaosa sürüklediler çökerttiler. Sonra burnuna Sevr’i dayadılar. Tarihi yazanlar dikkat etmeli.
Gelelim Şeyh Sait- ya da Said-i Kürdi- ile PKK isyanını bir tutup, Şeriat isteyerek yola çıkan Şeyh Sait’i Cumhuriyetin katlettiğini ileri sürüyorlar. Ona ağıt yakanlara bakınız. Şeyh Sait İngilizlerin teşvikiyle arkasına taktığı bir çapulcu sürüsüyle, harekete geçen Cumhuriyete karşı elinde din bayrağıyla yola çıkan bir Şeriat devleti hayalinin talihsiz bir isyancısıydı. Nitekim İsyanın bastırılmasından sonra İstiklal Mahkemesinde:
“-Yanlış yaptım! Hata ettim” demişti ve elbette hak ettiği cezayı da yanındakilerle birlikte ödemişti. Şeyh Sait İsyanı, bir Dini isyan hareketiydi. PKK ise daha değişik bir yol izleyen isyan hareketi.Onun dini bir hiç olmadı. 1970 li yıllarda küçük ve sol bir örgüt olan PKK pek de ciddiye alınmıyordu. Çünkü sosyalist ve Marksist sol, daha örgütlü ve ideolojik yapısı olan bir gücün yanında solda sıfırdı. Önce 12 Mart solu dağıttı, 12 Eylül’ün sol düşünceyi acımasızca tasfiye etti. Sonra kendisini Kürt etnik yapısının kurtarıcısı gören APO, gene yabancı güçlerin, şu günlerde ortaya çıkan Büyük Orta Doğu Projesinin bir aracı olarak beslendi büyütüldü ve isyanların en sakıncalısı olan Etnik isyanı başlattı. Şimdi deniliyor ki:”PKK, Şeyh Sait isyanından sonra başlatılan son isyanın adıdır” Yok öyle yutturmaca.Buna kimseyi inandırmak olası değil.
Şeyh Sait bir Kürt isyancısıydı ancak ideolojik ve etnik bir gayret içinde olmadı.PKK ise soldan çıkan, önceleri Marksist öğretiyi benimseyen ve dağa çıkan bir grup eski solcu, Mustafa Kemalin bir araya getirdiği tüm etnik yapı kanavası içinden Kürt Milliyetçiliğini cımbızla çekerek kullanan bir etnik terör.. Devlete, Cumhuriyete, Mustafa Kemal’e isyan hareketinin adıdır. APO’yu İmralı’da kolayca ziyaret eden ulaklara, onların ilişkilerine, yaptıkları röportajları Atatürk’ün en güvendiği Ulusal Mücadele arkadaşı olarak bildiği, Ali Naci Karacanın kurucusu olduğu gazetede yayınlananlara, sonra da SOROS tarafından finanse edilen TESEV rapor yazıcılarına bakın! Geçmişlerine göz atın. Bakın medyanın en güvenilen gazetesi bile akılsız ellerde ne hale getiriliyor. Dahası, 2002’den bu yana PKK ile baş edemeyen iktidarın tüm istihbarat ordusu ve iktidar gücüyle PKK ile uzlaşma arayan şu siyasete bir daha göz atın.
O isyanı bastıran ve o Şeyh Sait isyankarını İstiklal Mahkemesine çıkaran İsmet Paşa ne diyor:
“- Atatürk’ten acele Ankara’ya dönmem için haber geldi ve ben hemen o gün hareket ettim.21 Şubatta Ankara’daydım. Atatürk’ü beni istasyonda karşıladı. Çankaya’ya çıktık. Atatürk bütün teferruatıyla vaziyeti bana anlattı.”
Uzun, uzun konuşmuşlar ve neler yapılacağını kararlaştırmışlar. Başbakan Fethi Bey istifa etmiş.3 Mart 1925’teİsmet Paşa Meclisten güvenoyu alıyor ve aldığı ilk ve tek karar şu:
“Her şeyden evvel, bazı hadiselerin süratle ve şiddetle ortadan kaldırılması. Memleketin her türlü fesat hareketinden korunması, huzurun sağlanması ve devlet otoritesinin sağlam bir şekilde yerleştirilmesi için her türlü tedbirlerin alınması”( İ. İnönü’nün Hatıraları-s-462-463)
Ve ismet Paşa isyanı bastırdı. Diyarbakır’da İstiklal Mahkemesi kuruldu ve halkın dini duygularını kullanan isyancılar cezalandırıldılar.
Şimdi söyler misiniz? Şeyh Said-i Kürdinin matemini tutarken yeni isyan bayrağı kime açılıyor: Atatürk ve İsmet Paşaya. Daha önemlisi: Laik Cumhuriyete. Ama biri dini isyandı şimdi ki, özerklik adı altında etnik ve bölücü. Açığı biri ötekinin sonu değil. İkisinin tek hedefi var: “Laik Cumhuriyeti çökertmek.”İşte tek doğru ve ortak tarafları bu.
Acısı: İsmet Paşanın CHP sinden ses yok. Genel Başkan gezide, yöneticiler ne yapmakta? Kendi yarattıkları Kriz çözmekteler.
Cumhuriyet elden gidiyor! Hala farkında değil misiniz efendiler, Paşalar, beyler, bayanlar?
kurtulaltug@aydinlikgazete.com