Kadın ve müziğe destek

Atatürk’ün konu seçimi ve üst yönetmenliği ile ilk Türk operası Özsoy Destanı (Adnan Saygun, Münir Hayri Egeli) 1934’te bestelendi. Ülkemiz için büyük değer taşıyan, kadrosunu tamamen profesyonel ve saygın sanatçıların oluşturduğu Bilintur Kadın Oda Orkestrası Maestro İlkim Yılmaz ve Bilkent Holding Turizm Grubu BİLİNTUR A.Ş. işbirliği ile Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışının yüzüncü yıldönümü 2019’da kuruldu ve ilk konserini verdi.

MAESTRO İLKİM YILMAZ
Orkestra şefliğine henüz Başkent Üniversitesi Konservatuarı’nda öğrenciyken başlıyor İlkim Yılmaz. Konservatuarı ikincilikle ve yüksek onur öğrencisi olarak bitiriyor. Besteci olmak için okurken kendi zeka özelliklerine ve çalışma ilkelerine, müzikten beklentileri ve müziğin ondan beklediklerine uygun bir icraat düşünüyor gelecekte. Enstrümanlara ses çıkardıkları için hayran olmakla birlikte, asıl sesin aletten değil, beyinden çıktığını görüyor. Böylece çaldığı pek çok aleti bir kenara bırakıyor çünkü “tek bir şey yapmak” istiyor. O amaçla Hacettepe ve Bilkent Üniversitelerinin yüksek lisans bölümlerinde 2 yıl özel öğrenci olarak şeflik dersleri alıyor. Aktif ve gözlemci olarak pek çok ustalık sınıfına katılıyor. “Zihnimde, iç duyuşumla müziği canlandırır, ondan sonra karşıya aktarmak için beden dilinde onu nasıl yaşatacağımı hayal ederim” diyor. Bunun için İlkim Yılmaz kendisine en uygun olanı seçerek Maestro oluyor. Bir şef olarak ses çıkartmaya yönelik literatürün belirlediği mecburi hareketleri öğreniyor. Önlerinde notaları olduğu halde bir orkestra tek başına çalamıyor çünkü şef eserlere ruh ve duygu katıyor. Bir eseri marş, sevgi dolu, neşeli, hüzünlü olup olmadığına göre yorumluyor. Ayrıca yorumda stil ve eserin yazıldığı dönem etkili oluyor. Orkestrayı yönetmesine estetik katmak için bale ve buz pateni dersleri alıyor. Beyaz gömlek, siyah papyon, siyah kuyruklu ceketi ve pantolonu ile İlkim Yılmaz zarafetiyle seyirciyi büyülüyor. “Dans sonuçtur fakat şeflik bir girdidir. Hareketlerimizin sonucunu ses olarak alırız. Kısaca şeflik sonuçlarına katlanılan bir bütündür, teorik olmak zorundadır” diye belirtiyor ve “Notadan seslendirmeye geçmeden önce “partisyonları masa başında hep birlikte okuyoruz, sonra piyanoyla çalıyoruz” diye anlatıyor konser hazırlıklarını.

VE ‘BİLİNTUR KADIN ODA ORKESTRASI’ DOĞUYOR

İlkim Yılmaz yediden yetmişe pek çok orkestra yönetiyor ama kendisi de bir orkestra kurmak istiyor. “Büyük bir orkestra için ekip ve doğru insanı bulmak gerekli” diyor. Sayın Nezih Kuleyin ile birlikte Ankara’da bir kadın orkestrası kurmak amacıyla destek arıyorlar. Yolları Bilkent Holding’in turizm grubu olan Bilintur A.Ş. ile kesişiyor. 7 Mart 2019 Çarşamba saat 20.00’de, Bilkent Oteli, Sakarya Salonu’nda Türkiye’nin 21 yetkin kadın müzisyeninden meydana gelen Batı tarzı oda orkestrası, İlkim Yılmaz’ın idaresinde ilk konserini başarıyla veriyor. Gösteri kusursuz, her şey üst düzeydeydi, eserlerin notaları ve kadın sanatçı fotoğraflarının duvarlara yansıtıldığını gördük. Bu bir ilkti. Sahne kurulumundan, nota sehpalarının tedariki, kulis, kokteyl, soyunma odaları ve ses sistemine kadar her şey Genel Müdür Sayın Arda Yurtsever’in özeniyle yerine getirilmişti. Osmanlı hareminde ve Cumhuriyet döneminde, Avrupa ile karşılaştıracak olursak daha çok sayıda üst düzey kadın ressam, şair, besteci, ve icracı yaşamıştır. İşte bu konserde uyarlaması Şef Musa Göçmen’e ait olan, Neveser Kökdeş, Hüceste Aksavrun, Leyla Saz, İhsan Raif Hanım, Semahat Özdenses ve Şükufe Nihal’in şu eserleri vardı: “Neden gülmesin Gül gibi Yüzler?”, “Gelibolu Marşı”, “Bahar pembe beyaz olur”, “Mani oluyor takrire hicabım”, “Akşam oldu Hüzünlendim ben yine”, “Kimseye etmem şikayet”. Bazılarını solist Derya Özer seslendirdi. Bilintur Kadın Oda Orkestrası şefi dahil tüm üyelerinin kadın olması ve Türk kadın besteci ve şairlerinin eserlerini seslendirmesi bakımından çok önemli bir oluşumdur. Orkestranın amacı gelecekte yurtiçi ve yurtdışındaki saygın klasik müzik festivallerinde başta Ankara’yı ve ülkemizi temsil edecek konserler vermektir.