Kaldıraç, ekonomik krizde batma sebebi

Borç alarak faaliyetleri yürütmek Türkiye’de hem ailelerin, hem işletmelerin hem de bankaların çok sevdiği bir şey. Biz millet olarak borcu seviyoruz.
Borç alarak para kazanmak mümkün ama riskler de o kadar fazla. İşte geldiğimiz noktada halimize bakın.
KALDIRAÇ NEDİR?
Potansiyel kazançları artırmak için borç para kullanmaya kaldıraç denir.
Örneğin 100 bin dolar paranız var ve gayrimenkule yatırım yapmak istiyorsunuz. 1 milyon dolarlık bir gayrimenkul alımı için 100 bin dolarınızı peşinat olarak veriyorsunuz ve 900 bin dolar borç alıyorsunuz.
Eğer bu gayrimenkulün fiyatı 1 yıl sonra 1.5 milyon dolara çıkarsa 100 bin dolarınızın 5 katı kadar para kazanırsınız.
Bu yolu tercih etmeyip 100 bin doları 5 gayrimenkul alımında kullanıp 980 bin dolar borç alıp birer milyon dolarlık 5 taşınmaz alırsanız ve taşınmazların değeri 1.5 milyon dolara çıkarsa 100 bin dolarla 2.5 milyon dolar para kazanırsınız. İşte bu işleme kaldıraçlı işlem denir. Yaptığınız şey, kaldıraç kullanarak para kazanmak için borç almaktır.
KALDIRAÇ KRİZDE ZARAR YARATIR
Yukarıda verdiğimiz örnekte eğer taşınmazlar ekonomik kriz nedeniyle 750 bin dolar değerine inerse her gayrimenkulden 230 bin dolar toplam 1 milyon 150 bin dolar toplam zarar doğar. İşte kaldıraçla para kazanayım derken büyük zarar edersiniz.
Bugün ekonomik krizde yaşanan budur. Özellikle hisse senetleri yatırımı ile inşaat sektöründe kaldıraç yaygın biçimde uygulanmaktadır. İnşaat firmalarını batıran da budur.
2008-2009 KRİZİNİN DE SEBEBİ KALDIRAÇ
2008-2009 ekonomik durgunluğu etkileyen temel etkenlerden biri yatırım bankalarının büyük tutarlarda kaldıraç kullanmasıydı. Bankalar genel olarak yatırımlarını 30 veya 40 kat kaldıraç ile yürütüyordu. Bir hisse senedinin bir puan yükselmesi veya düşmesi milyonlarca veya milyarlarca dolar para kazanılmasına veya kaybedilmesi yol açıyordu. Piyasalar çöktüğünde bankaların kayıpları oldukça fazla idi.
KALDIRAÇ ATEŞLE OYNAMAKTIR
Bizim gibi sermaye piyasası gelişmemiş ve yabancıların daha fazla yatırım yaptığı, tasarruf açığının bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde kaldıraç ateşle oynamaktır. Bir de biz de sermaye birikimi olmadan zengin olmak, tabiri caizse köşeyi dönmek yaygın anlayıştır. Sabırla uygun vadede büyüme yerine çok kısa sürede büyüme için kaldıraç kullanılır ve ekonomik krize girilip te kaldıraç riskleri ortaya çıkınca firmalar birer birer batmaya başlar.
FİNANSMAN KAYNAKLARI
1-Bireysel nakit temin etmek

En iyi finansman biçimidir. Elinizdeki parayı kullanırsınız.
2-Bireysel kredi almak
Düşük maliyetli finansman elde etme biçimdir. Ancak kredileri zamanında ödeyemezseniz banka nezdinde itibarınız düşer ve bir sonraki kredi alımlarında sıkıntı yaşarsınız.
3-Bireysel borç almak
Genellikle arkadaşlardan veya ailelerden alınan borçlardır. Bireysel nakit ve bireysel kredilerle ihtiyaçlar karşılanamıyorsa bu ödünçler devreye girer. Eğer borçlarınızı ödeyemezseniz kişisel ilişkileriniz üzerinde yıkıcı bir etki yaratmış olursunuz.
4-Teminatsız krediler
Bankalardan imza karşılığı alınabilinen ve sizin itibarınıza güvenilerek verilen kredilerdir. Bu kredilerin faizleri yüksektir.
5-Teminatlı krediler
İpotekler veya diğer değerli şeylerin teminat gösterilmesi yoluyla bankalardan alınabilinen kredilerdir.
6-Tahviller
Bireysel borç veren şahıslara veya şirketlere satılan borçlardır. Şirket doğrudan bankadan kredi almak yerine tahvil ihraç ederek kişilerden borçlanır ve bunun için belli oranlarda faiz öder.
7-Alacak finansmanı
Alacaklarınızı temlik ederek borçlanma yöntemidir. Faktöring işlemi böyle bir işlemdir.
8-Melek sermayesi
“Melek” elinde servet bulunduran ve özel bir işletmeye yatırım yapmak isteyen genel olarak 1 milyon dolara kadar yatırım yapan özel yatırımcıdır. Böyle bir yatırımcı sessiz ortak gibidir.
9-Risk Sermayesi
Melek yatırımcıların boyutunu aşan durumlarda büyük sermayelere sahip yatırımcılar risk sermayesi kuruluşlarıdır.
10-Halka arz
Bir şirket hisselerini halka arz ederek sıfır faizli kredi kullanmış gibi olur. Şirket kâr sağlamışsa bunun belli bir oranını hisselerini sattığı ortaklarına dağıtır.
BORÇ YİĞİDİN KAMÇISI DEĞİL
Borç almak yiğitlik değil. Eskidenmiş o. Artık alacaklının elinde kamçı veya sopa var. Borçlu olanı alacaklı yönetir. Şu anda ekonomik krizin içinde borca yakalananların, hele kaldıraç yapanların batmaları mukadderdir.
Konkordatoya gidenlerin yüzlerce olması da bunu teyit ediyor.