Kamala Harris ‘solcu’ ise bizden paydos!

Siyasetin de siyasetçilerin de seviyesinin yerlerde süründüğü zamanlardayız vesselam. Ve üstelik yeryüzündeki her köşeye de bulaşmış bir vasatlık ve sürüngenlik bu. Belli ki, zaten fazla yukarılarda olmayan siyasetçi kalitesi, Amerika’dan yaratılan ve alemin her köşesine bulaştırılan “küreselleşme” sayesinde, “küreselleşmiş bir sürüngenlik” salgını haline gelmiş bulunmakta.

ABD elli gün sonra, tarihinin en önemli ve gürültülü seçimine gidecek. Her seçimde olduğu gibi, sadece iki aday var ortalıkta. Gerek ABD’nin kendi iç dünyası gerekse dünyanın dört bir yanı ateşler içindeyken adaylar ve adayların “futbol takımı tarzı destekçileri”, tamamen uydurma konularla, yani eski Türkçede söylendiği gibi, “abesle iştigal etmekle” meşguller. Gazze’de öldürülen 100 bin Filistinli, sadece Los Angeles’ın orta yerindeki kaldırımlarda ömür tüketen 66 bin evsiz, Ukrayna’da ABD sayesinde perişan edilen bir ülke halkı, her gün ABD’nin bir köşesinde meydana gelen silahlı toplu cinayetler tartışma konusu bile olamıyor. Başkan adaylarının tartışmasının ertesi gününden bu yana, Trump’ın “Haitili göçmenler komşularının köpeğini kesip yediler” zırvasını, mal bulmuş mağribi gibi döne döne anlatıp, bunun Trump’ın ne denli yetersiz olduğunun ispatı olduğuna 350 milyonluk ABD’yi inandırmaya çalışıyorlar.

TRUMP SİZDEN DAHA MI SOLDA?

Bizim arkadaşlarımızın da içinde olduğu, sözde “solcu” Amerikalı çevreler, gözlerini açıp da Gazze’de Biden-Kamala Harris’in yarattığı ve sonuna kadar destek vadettikleri soykırımı sormuyorlar bir türlü! İki senedir Ukrayna’nın başındaki Zelenski çetesine bağışlanan 100 milyar doların, neden ABD içindeki evsizlere, altyapıya, toplu cinayetlerin önlenmesine harcanması gerektiğine bir türlü kendilerini bile inandıramıyorlar! Dünyanın her tarafına dağılmış 800 adet Amerikan üssünün oralarda ne işi var, biz dünyanın polisi miyiz diyemiyorlar! Bu soruyu soran ve bunu engelleyeceğini açıkça ifade eden, kırmızı saçlı Trump kadar bile “solcu” olamayacaklarına kafaları bile basmıyor.

BU SOLCULUK BİR GAZOZ AĞACI MIDIR?

Solculuk nedir ki? Hep sol elini kullanmak mıdır? Sadece sol gözü ile dünyaya bakmak mı? Yürürken hep sol, sol diye rap-rap yapmak mı? Solcu olmanın bu alemde bir adam gibi tanımı olmaz mı? Aynen Türkiye’nin solcuları gibi, “kendin pişir kendin ye” usulü, “kafeterya tarzı, seç beğen al” cinsinden bir solculuk tanımı yaparsanız böyle olur işte. Bırakınız solculuğu, bugün adam gibi bir insan olmanın koşulu bile bir tanedir: dünyayı kasıp kavuran ve soframızdaki ekmekten aldığımız nefese kadar her şeyde kirlenme yaratmış olan emperyalizme karşı olmak! Bunu yapmazsanız, sizin de ABD’li arkadaşlarımızın da “solculuk” teraneleri, Çukurovalıların deyimi ile bir “Gazoz Ağacıdır”!

DÜNYAYA DİCK CHENEY İLE AYNI PENCEREDEN BAKMAK!

ABD’deki arkadaşlarımız solculuk adına Biden-Harris’in peşinden koşarlar, onlar ne kadar kötülük de yapsalar dünyaya. Türkiye’dekiler ise ardından koşacakları bir Biden olmayınca, hemen her konuda kendilerine PKK, daha da doğrusu onların da patronu olan ABD tarafından gönderilen siyasetlere koşturuyorlar. Yani sonuçta, yine Biden-Harris-Pentagon-NeoCon solculuğu oynamış oluyorlar. Daha geçen hafta Irak’taki savaşın organizatörü, milyonlarca Iraklının ve Saddam Hüseyin’in katili Dick Cheney, “Harris’i destekleyeceğini” açıkladığına göre, ya bu tür solcular, rahmetli Atilla İlhan’ın deyimi ile fena halde Leman oldular, ya da zavallı Dick Cheney ömrünün son yıllarında Marx’ı okuyup kemale ererek, solculaştı!

Solculuğun ne olmadığını saptadığımız bu noktada, gelin bugün İnternette okuduğumuz, Brian Bilston adlı bir Amerikalının yaptığı şiirsel bir “emperyalizm tanımını” görelim. Belki bizim hızlı “solcularımıza” da ders olur: (Not: çeviriyi yaparken, daha müzikal ve etkili olsun diye “Amerika bir silah” tanımına, “doldurulmuş” kelimesini ekleyen de biziz. Brian’dan özür dileriz!)

'...FAKAT AMERİKA BİR DOLDURULMUŞ SİLAHTIR!'

İngiltere bir bardak çaydır, Fransa bir teker olgunlaşmış peynir.

Yunanistan, bodur ve yere çökmüş bir zeytin ağacı.

Fakat Amerika bir doldurulmuş silahtır!

Brezilya plajda oynanan futbol, Arjantin Maradona’dan bir gol,

Almanya bir gürültülü orkestra, Fakat Amerika bir doldurulmuş silahtır.

Hollanda bir tahta sandalet, Macaristan bir gulaş çorbası,

Avustralya bir kanguru, Fakat Amerika bir doldurulmuş silahtır.

Japonya bir termal kaplıca, İskoçya yaylada bir macera,

Fakat, başka her şey olmak çok daha iyidir, Amerika’nın bir dolu silah olmasından.