Kanlı koridor!

Evinin yolu değil bu, ne de bağın bahçenin,

Gireyim dersen kanlı koridora, öleceksin.

Kulak ver sözüme: “Qantır nazê xwê şin nayê!”

“Katır doğurmaz, tuz yeşermez,” diyor mele,

Kuş yuvası yıkılıp puşt yuvası yapılmaz.

Huma kuşu semtine uğramaz, turna yolu bulmaz,

Mazlumlar mazlumu, uyur uyanık halk.

Korsan bayrakla olmaz, senin savaşın değil lo!

Bekçi iti yapacak seni çaldığı petrole Sam Amcan,

Böyle söylüyor güngörmüş devrimci Castro.

Yanki’nin Doları tatlı, dolanı türlü türlüdür,

Söylesin Şam, görmüş geçirmiş aydınlık şehir:

Yakıp tüketir adamı yağlı çıra misali.

Batı’nın gülüşü hoş, verdiği akıl süzme zehirdir:

Gövel ördek uçmaz, devlet kuşu konmaz,

Evinin yolu değil bu, ne de bağın bahçenin.

Acem halısı değil serili, ne de Arap kilimi,

Ne ipekli Türk seccadesi ne de kuru hasır döşeli.

Cenaze örtüsüyle örtülmüş bir tabut,

Pentagon tezgahında dokunmuş kara kaput.

Gireyim dersen kanlı koridora, öleceksin.

Ey Kürt kocası, halkının ileri geleni, kulak ver:

“Tımayi bırakujî... Tımayi bırakujî, lo!”

Tamah, insana kardeşini öldürtür! anla bunu.

Çalma derim zalim Sam’ın borazanını...

Çalınan Şam hurmasıdır, tatlı girer, kanlı çıkar.

1 Ekim 2016