Kapadokya inleri


Kapadokya’ya yeni gidiyor değilim. İlk kez lise öğrencisiyken gitmiştim. Gürbüz Tüfekçi ağabeyimin sigortacılık faaliyetine takılarak, o zaman Tıp Fakültesi öğrencisi Mustafa dayımızın oğlu Dr. Selahattin Özcan’la birlikte Nevşehir, Avanos, Göreme, Ürgüp, Kozaklı’da köy köy dolaşmıştık. Daha sonra tarih merakıyla da gezdik oraları.

MAĞARADAKİ ZERAFET

Pazartesi ve salı günleri çok mutlu oldum.
Göreme’de Bora Özkök gönüldeşimizin mağara otelinde (Cappodocia Cave Suites) konuğu olduk. Dünyanın hiçbir yerinde mağaraların içinde otel olduğunu duymadım. Mağara devrinde otel yoktu. Bugünkü devirde ise, mağaraya otel yapan yok. Kapadokyalılar hariç elbette! Mağara devrine gitmeden mağara otelde kalma olanağı, yeryüzünde bir tek Göreme’de... Olağanüstü buluşlar ve zevkler... Zerâfet, mağaranın içinde bir başka zerâfet oluyor.

MAĞARA TOPLANTISI

Başta Prof. Dr. Meliha Atalay, Prof. Dr. Eyüp Karakaş, Prof. Dr. Nimet Karataş, Av. Yusuf Akbaş ve Olcay ile Tahir Sedat Tan olmak üzere kırk kadar Kayseri, Nevşehir ve Kırşehir öncüsüyle Türkiyemizin sorunlarını Kapadokya ortamında, mağarada konuştuk. İbrahim Tokmak dostumuzla insan ve din üzerine söyleşilerimiz oldu. Toplantı Bora Özkök’ün dilsiz kavalıyla açıldı ve yine kavalla kapandı. Açılış da kapanış da gündeme uygundu: Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa ve İzmir Dağlarında Çiçekler Açar.
Mustafa Kemal Paşa, Kapadokya’nın her anında bizimle birlikteydi. Artık mağaralar Atatürk’le aydınlanıyor.

MAĞARADAKİ PATATES

Ne ilgisi var, patates mağaranın neresinde diye sorabilirsiniz. Kapadokya mağaraları, Hattilerden, Hititlerden beri, binlerce yıldır doğal soğuk hava depoları. Bugün de yüz binlerce ton patates ve soğan o mağaralarda alıcısını bekliyor. Soru şudur: Nolacak bu mağaradaki patatesin hali?
Patates mağarada ve patates üreticisinin aklı mağaradaki patateste. Çünkü mağaradaki patates, üreticinin ekmeği, çocuğunun ayakkabı ve okul parası, kızının çeyizi ve oğlunun düğün masrafı. Patates üreticisi emeğinin değerini kurtarmanın çarelerini arıyor.
Derinkuyu, Kaymaklı, Niğde’ye kadar uzanan üreticilerin temsilcileri Erol Güven ve Metin Güven, patatesin üretimi ve pazarlanması konusunda bizleri bilgilendirdiler. Birlikte çözümleri araştırdık. Mağaradaki patatesi kurtarmak için kolları sıvadık, çözümler yoldadır.

MAĞARA MÜZE

Salı sabahı kayaların içine oyulmuş Güray Müzesi’nde, eski çömlek ustası Yusuf Güray Ocağıyla olağanüstü mutluluklar yaşadık. Ocak sözcüğünü özellikle seçiyoruz. Ocak, aileden daha yoğun anlamlar yüklü.
Müze yapmak için kayaları oymak, ancak Kapadokyalıların işi olabilir. Yarım futbol sahası büyüklüğünde bir mağara düşünün, her köşesi bir başka güzellik. Orada mağara insanı olmayı düşleyebilirsiniz. Binlerce yılın sırları, bugünün büyüsünde saklı. Binlerce yılın yaratıcılığı, bugünün nakışlarında binlerce yıllık geleceğe renk veriyor.
Çömleklerin, tabakların, vazoların, testilerin, çinilerin arasında Anadolumuzun o güzel çalışkanlık ve güzellik geleneklerini yâd ettik. Türkiyemizin yaratıcı aydınlarına güvenimiz pekişti. Kolektif yaratıcılığın ve emeğin neler üretebileceğini gördük ve hayran olduk. Güray Mağarası, pardon Güray Müzesi diyecektik, Güray Ocağı’nda yetişmiş altı kuşağın ustalığını altı yüz kuşak için saklıyor şimdi.

MAĞARA KENTLER

Kapadokya, eşi olmayan bir coğrafya ve tarihsel miras. Yeraltı kentlerinin dünyada eşi yok. Dursun Karadağ arkadaşımız, bu benzersiz mirasın hikâyelerini anlattı. Merâk etmek ayrı bir mutluluk.
Mağaraları gezince, in sözcüğünün evrenselliği aklımıza geldi.
İn, Türkçe mağara anlamında. İnmek eylemi de kuşkusuz o kökten geliyor.
İngilizce, Almanca, İtalyanca, İspanyolca ve Fransızca’da içinde sözcükleri in ve en.
Abecedeki n harfine bakınız, sizce in resmi değil mi?
Sizin anlayacağınız Kapadokya bahislerinde türlü türlü merâklar ve zevkler var.
Kapadokya inlerinin derinlikleri öyle üç beş satırla anlatılamaz. Bu köşede güzellikleri özledikçe Kapadokya mağaralarına gireceğiz. Yalnız değil, sizlerle birlikte.
"Güzel Atlar Diyarı" Kapadokya!
Meğerse sende ne sırlar varmış!