Kapıdaki asıl seçim
Tiyatrocu bir arkadaş isyan etti. “İki saattir oturmuş siyaset konuşuyoruz. Siyasetçiler iki dakika tiyatro konuşuyor mu!”
Düşündüm, haklı valla. Konuşacak o kadar konu varken bütün akşamımızı yemiş siyaset.
Güya dertleşmek için buluşmuştuk. Fani dertlerimize beraber çare arayacaktık. Oysa memleketi kurtarmaktan birbirimizi kurtaramadık yine.
Her yerde durum aynı. Otobüste, takside, berberde, tribünde... Sanırsın siyasetten başka konu yok. Herkes memleketi kurtarmak derdinde.
Sosyal medyada ilgisiz bir şey bile paylaşsan altına siyasi yorum döşeyen çıkıyor illa ki.
Üstelik bunu yapanın militan falan olmadığı belli. Sade, sıradan vatandaşlar.
Futbola bakıyorsunsiyaset, sanata bakıyorsunsiyaset, şehir planlamasına bakıyorsun siyaset... Ufukta seçim olsa da olmasa da siyaset.
“Sağlıklı” bir toplumda siyasetin kendini bu kadar hissettirmemesi gerek.
Hekimler der ya “Eğer bir organın varlığını hissediyorsan o organ hasta demektir” diye, işte o hesap.
Sağlıksız siyaset daha çok hissettiriyor kendini. Bünyeye metastaz yapıp bütün hayatı kaplıyor. Onun dışında hiçbir şey konuşmaz, düşünmez hale geliyoruz.
Hızımızı alamayınca da başlıyoruz komplo teorilerinin derinliklerinde yitip gitmeye.
Sonuçta memleketi kurtarmaktan birbirimizi kurtarmaya halimiz kalmıyor.
İnsanların birbirini kurtarmadığı bir toplum maneviyat krizi geçiriyor demektir.
“Maneviyat” dediğimiz dinden ibaret değil. Vefa, diğerkâmlık, çevre duyarlığı, vatan sevgisi, empati de maneviyat.
Başkasının mutluluğuyla mutlu olabilmek. Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapmamak...
İnsanlara gönül bağlarını göstermek, onları birbirinin halinden anlar kılmak...
Hayatta paradan ve iktidardan daha önemli şeyler olduğunu hatırlatmak birbirine.
Nihayetinde yürek dayanışması içinde, sağlıklı bir millet olmak.
Bizse aşırı maddiyatçı hale gelmiş bir toplumuz. Birbirimizin fiyatını gayet iyi biliyor ama değerini asla bilmiyoruz.
Bu yüzden de gözümüz artık siyasetten ve onun illüzyonlarından başka bir şey görmüyor.
Pazar günü hangi tiyatro oynarsa oynasın kalbi temiz tutmak ya da tutmamak. İşte kapımızdaki seçim.