Kaptan’a Mektup
Ferit Abi, mektubun geldi Tekirdağ’dan,
Ferhat’ın yüreği gibi, yüreğin çıktı mektuptan...
İçinde bir de gülüşün vardı, gülüşün taptazeydi:
Dünyanın en güzel gülüşüyle gülmüşsün Kaptan.
Duruyorsun Ağır Ceza Adliyesi’nin önünde,
Bakıp gülümsüyorsun kabarmış zulme.
Bu gülüş, kimsesizlerin zafer gülüşüdür,
Talât Paşa’dan mı aldın Kaptan, sen bu gülüşü?
Bordasında ulusal yazan bir gemi var,
Kalın halatların bağlandığı direkleri gıcırdar.
Kara dalgalar çarpar kaptan köşküne,
Fırtınada ulu gövde yatarak yol açar kendine.
Dediler ki, Gladyonun kılıcı kan içermiş,
Dedim, Kaptan’ın çeliği kırk pınardan su içer.
Dediler ki, zorbaya can dayanmazmış,
Dedim, bizimkiler ağulu otu dibinden biçer.
Mektubunla Karacoğlan türküsüne daldım,
Yüzümü Yunus çeşmesinde yudum, yıkadım,
İçiyormuşsun dediler, Sokrat’ın içtiği tastan,
Bir sen iç Kaptan, bir de bana ver.
Dediler ki, gülüşüne kelepçe vurmuşlar,
Dedim, karayele kurşun sıkmışlar,
Dediler ki, bir acayip pusu kurmuşlar,
Dedim, bakmamışlar mı hiç gözbebeklerine?
Gülüşün her daim karşımda duruyor,
Gülüşün soru soruyor, cevap veriyor.
Gülüşün “sistemi” söküp takıyor,
Gülüşüne kartallar yuva kuruyor Kaptan.
Yurtseverler dövüşürken gülümser,
Yiğidin gülüşü, Küntü Kenz’in kalbine işler.
Köroğlu da der ki, beyoğlu beyler,
Fedailer böyle güler... Böyle güler fedailer.
NOT: Savunması, Türkiye’nin savunulması olan Ferit İlsever’e devrimci selamlar.