Karadeniz’de ABD tuzağına dikkat

Son NATO Zirvesi’nin ardından, Atlantik mecralarında Türkiye’ye karşı tutum konusunda değerlendirmelerde öne çıkan yaklaşım şu: Genel olarak Türkiye’yi Batı kampında tutmak için elverişli koşulların oluştuğu; daha özel olarak Ukrayna krizinin ABD lehine çözümünde Türkiye’nin Rusya’dan uzaklaştırılması için fırsatların ortaya çıkışı. Bu kapsamda özellikle ABD ve NATO’nun Karadeniz’de ağırlığını artırması yönündeki hazırlıklar dikkat çekiyor.

TÜRKİYE’Yİ UKRAYNA KRİZİNDE ATLANTİK GEMİSİNE BİNDİRMEK

Washington Post gazetesinde yer alan Josh Rogin imzalı değerlendirmede şöyle deniyor:

“Bu haftaki olumlu Biden-Erdoğan etkileşimleri, yıllar süren karşılıklı ihmal ve güvensizliğin ardından ilişkilerin önemli ölçüde iyileştirilmesi için bir şans sunuyor. Her iki taraf da (bu yönde) devam etmek için siyasi iradeyi bir araya getirebilirse, bir sonraki adım Türkiye’yi Ukrayna krizinde ekibe dahil etmek olacaktır. ABD ve Batı, Erdoğan’ı bunun kendi çıkarına olduğuna ikna edebilirse, Türkiye’nin Ukrayna’yı daha fazla destekleyebilmesinin birçok yolu var. Türkiye, Odessa’daki Rus deniz ablukasını kırmaya yardım ederek en etkili konuma sahip olabilir. Ruslar, tahıl ihracatını engelleyerek Ukrayna ekonomisini çökertiyor ve küresel bir gıda krizini körüklüyor.”

Washington Post yazarı CFR uzmanı Steven Cook’un şu değerlendirmesini aktarıyor:

“Bu limanlardaki Rus ablukasını kırmak, ABD ve NATO için daha doğrudan bir rol gerektirebilir. Türkiye, bir Karadeniz gücü ve İstanbul Boğazı’nı kontrol eden ülke olarak bu çabada önemli olacaktır.”

Cook şöyle devam ediyor:

“Biden yönetiminin Türkiye için yeni F-16’lara açık desteği, Ankara’yı da yanına getirme ve Türk hükümetini Ukrayna’nın tarımsal ihracatını güvence altına almak için uluslararası bir çabaya katılma lehine Rusya ile diplomasiden uzaklaşmaya teşvik etme stratejisinin sadece başlangıcı olabilir.” (Washington Post, 30 Haziran 2022)

NATO’NUN KARADENİZ’DE YOĞUNLAŞMA PLANLARI

ABD’nin, öteden beri doğrudan ve NATO üzerinden, Karadeniz’de askeri varlığını artırma yönündeki planları biliniyor. Ancak Türkiye 1990’lı yılların sonunda itibaren artan ABD’nin bu basıncına direniyor. Ukrayna krizine giden son süreçte Karadeniz NATO’nun ağırlıklı güncel gündemlerinden biri haline geldi. NATO Zirvesi’nin hemen ardından 1 Temmuz’da ABD Helsinki Komisyonu olarak da bilinen ABD’nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Komisyonu, Romanya’nın Köstence kentinde Karadeniz Zirvesi düzenledi. Zirve’de konuşan NATO Genel Sekreter Yardımcısı Mircea Geoană, Karadeniz’in NATO’nun caydırıcılığı ve savunması için kilit önemde olduğunu vurguladı. NATO Genel Sekreter Yardımcısı, “Karadeniz bölgesi, istikrarı bozan, acımasız ve saldırgan Rusya ile demokratik dünyamız arasındaki daha geniş rekabeti yansıtıyor” dedi. Geoană konuşmasında, Karadeniz’e kıyısı olan NATO Müttefiklerine İttifak’ı güçlendirme çalışmaları, Rusya’nın işgaline direnen Ukrayna’yı desteklemeleri ve Ukrayna’nın tahıl satışı için çalışmaları konusundaki katkıları nedeniyle ve “Türkiye’ye de Rus savaş gemilerine erişimi kısıtlamadaki rolü için” teşekkür etti. (NATO resmi web sitesi, 1 Temmuz 2022)

NATO’nun son devlet ve hükümet başkanları zirvesinde kabul edilen yeni Stratejik Kavramı’nda da Karadeniz konusunda özel bir vurgu bulunuyor. İlgili bölüm şöyle: Batı Balkanlar ve Karadeniz bölgesi İttifak için stratejik öneme sahiptir. Bu bölgelerdeki ilgili ülkelerin Avrupa-Atlantik özlemlerini desteklemeye devam edeceğiz. Karşılaştıkları farklı tehditleri ve zorlukları ele alma yeteneklerini güçlendirmeye ve kötü niyetli üçüncü taraf müdahale ve zorlamalarına karşı dayanıklılıklarını artırmaya yönelik çabaları artıracağız.”

DOĞU AKDENİZ’DE KAYBETTİRİR

Financial Times gazetesine konuşan eski NATO Kara Kuvvetleri ve Avrupa Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Ben Hodges şöyle diyor:

“Yalnızca bu zirvenin değil, tüm bu krizin sonuçlarından biri de ABD’nin Karadeniz’e artık stratejik bir gözle bakmak zorunda kalması oldu. Bu da Türkiye ile ilişkileri düzeltmeyi içeriyor.” (BBC, 29 Haziran 2002)

“Türkiye ile ilişkileri düzeltmek” ifadesi yanıltıcı olmasın. Gerçekte Türkiye açısından kazanım sayılamayacak F-16 ve birtakım konularda “Türkiye’nin istekleri karşılanıyor” gibi gösterip, Türkiye’yi Karadeniz’de Rusya ile karşı karşıya getirmek amaçlanıyor. ABD böylece, Türkiye açısından en hassas cephe olan Doğu Akdeniz’de ve Kıbrıs’ta Türkiye’yi yalnız bırakarak Atlantik dayatmalarını kabul ettireceği bir ortam oluşturmayı hedefliyor.