Karayipler ve Doğu Akdeniz’de Exxon

Türkiye, milli gemileri ve silah sistemleriyle tarihinin en büyük deniz tatbikatına başladı.

Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de aynı anda yapılan Mavi Vatan Tatbikatı’na 103 savaş gemisi katılıyor.

Tatbikatın yapılma nedeni ise Doğu Akdeniz’den Türkiye’ye yönelen tehditler.

Tehditlerin kaynağı ise Doğu Akdeniz’de Kıbrıs ve Türkiye deniz sahalarında petrol ve doğalgaz arayan Exxon Mobil oluşturuyor.

Tabii ki geçen yılın Kasım ayında sondaja başlayan Exxon, ABD, Yunanistan, GKRY, Mısır ve İsrail destekli.

Güney Kıbrıs'ın 1, 4, 5, 6, ve 7'nci parseller olarak adlandırdığı bölgeler, Türkiye'nin olası Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) alanı ile çakışıyor.

Mavi Vatan Tatbikatı da bunun için yapılıyor esasen.

Exxon sadece Doğu Akdeniz’de değil, Suriye’de de karşımıza çıkmıştı.

IŞİD’in çaldığı Suriye petrollerini uluslararası piyasalara pazarlarken.

Trump ile Kuzey Kore konusunda ters düştüğü için (Trump’a moron da demişti) 2018 Mart ayında görevden alınan eski ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da Exxon CEO’su idi.

İşte aynı Exxon, Doğu Akdeniz’de olduğu kadar Venezuela’da da kritik bir rol oynuyor.

Nasıl mı?

EXXON VENEZUELA’DA NEYİN PEŞİNDE?

Amerikalı enerji analisti William Engdahl, kendi sitesinde 17 Şubat’ta bir yazı kaleme aldı.

“Venezuela Petrol Savaşı’nda Anlatılmayanlar” başlıklı yazısı çok ilginç bilgiler içeriyor.

Engdahl, Venezuela’daki olayın sadece Venezuela’nın Orinoco (yeni adıyla Chavez) havzasıyla ilgili olmadığını söylüyor.

Orinoco havzası dünyanın en zengin petrol yataklarını barındırıyor ama bir de deniz kısmı var.

Engdahl, bu konuya geçmeden önce Çin’in CNPC devlet petrol şirketinin Venezuela’da büyük yatırımları olduğunu, Maduro yönetiminin Çin’e 61 milyar dolar borcu olduğunu hatırlatıyor.

Rusya’nın Rosneft’i de Venezuela Devlet Petrol Şirketi PDVSA ile ortaklık kurdu.

Yani Çin ve Rusya, tıpkı Libya’da olduğu gibi Venezuela’da da büyük yatırımlara girdi.

Peki Exxon’un tüm bunlarla ne ilgisi var?

İşte orada konu Venezuela ile komşusu Guyana’nın deniz sularına geliyor.

Engdahl diyor ki, Venezuela, Guyana ve Brezilya topraklarından denize açılan Esequiba havzası dünyanın en kaliteli ve bol rezervlerini içeriyor.

Guyana ve Venezuela arasında tıpkı Doğu Akdeniz’deki gibi ihtilaflı sahalar var.

İki ülke arasında tek geçerli anlaşma 1983’te imzalanan Port of Spain memorandumu.

Guyana 2015’te kendine ait olduğunu iddia ettiği sahada petrol araştırma iznini ExxonMobil’e verdi.

2015’ten beridir de Venezuela donanması Exxon araştırma gemilerine müdahale ediyor dönemsel olarak.

Exxon Guyana’nın bulguları Esequiba havzasında çok büyük rezervler olduğunu gösteriyor.

İşi karmaşık hale getiren ise, Çin’in CNOOC (China National Offshore Oil Corporation) şirketinin aynı zamanda Maduro hükümetinin finansörü ve Exxon Guyana’nın da ortağı olması.

Aslında bu karmaşıklık, Maduro’nun Esequiba’daki statükoya çok fazla karşı çıkmasına da bir engel.

Çin’in Exxon’a ortak yapılmasının nedeni de bu.

Eğer ABD’nin kuklası Guaido, Venezuela’da yönetimi eline geçirirse, PDVSA’yı tekrar Amerikan petrol şirketlerine satar ve Orinoco havzasını onlara peşkeş çeker, Rus ve Çinlileri kovarsa, bu kez ABD destekli Venezuela, Esequiba’ya gözünü dikecek.

Ve zayıf Guyana’nın kolu bükülüp, denize de sulanılacak.

Bu arada Guyana da Çin tarafından Kuşak ve Yol’a dahil edildi.

Brezilya’nın kuzeyindeki Manaus’tan Guyana’ya Panama Kanalı’nı baypas edecek bir otoban yapılıyor.

Bu arada Çin akıllı bir tüccar gibi yumurtaları farklı sepetlere dağıtmayı da iyi biliyor.

2016’da Çin’in Landbridge Şirketler Grubu, Panama’nın Margarita Island Limanı’nı satın aldı.

Kanalın Atlantik tarafındaki liman dünyanın en büyük dağıtım merkezlerinden.

Görüldüğü gibi dünyadaki krizlerde sadece büyük devletler değil, büyük çok uluslu şirketler de önemli rol oynuyor.

Engdahl yazısını, “Bu kriz Venezuela sınırlarının çok ötesine kadar yayılma potansiyeline sahip. Ve bunun sebebi de petrolün ta kendisi” diyerek bitiriyor.

Şimdilik ortada olan tablo Maduro’ya Rusya ve Çin, Guaido’ya ABD ve Avrupa ülkelerinin destek verdiği, krizin giderek Suriye’dekine benzer kirli bir vekalet savaşına doğru evrilmekte olduğu.

Doğu Akdeniz’de ise günler ne getirecek bilinmiyor. Ama güçlü donanmamızla Venezuela’ya göre daha avantajlı olduğumuz kesin.

KAYNAKLAR:

http://www.williamengdahl.com/englishNEO17Feb2019.php