Karşı devrimin sonbaharı -(TAMAMI)

ABD’nin “Ilımlı İslam” siyaseti iflas etmiştir. İflasa yol açan, halkın emperyalizmden ve Ortaçağ’dan bağımsız bir güç olarak sahneye çıkmış olmasıdır.

Sınıflar ve sınıf mücadelesi ortadan kalktı mı?

“Ilımlı İslam” sahnesinde halk seyirci konumundadır. Sahnede, rolleri ABD tarafından eşgüdüm içinde yönlendirilen oyunculardan başkasına yer yoktur. Rolü kabul etmeyenler zorla sahneden indirilecek, verilen rolü yeterince içselleştiremeyenler de yeniden şekillendirilecektir. Senaryo, gizilgücü yok edilen halkın sonsuza kadar siyaset sahnesinin dışında tutulması esasına göre yazılmıştır. Küreselleştirme saldırısıyla birlikte “sınıfların ve sınıf mücadelesinin artık ortadan kalkmış olduğu”nun ilanı, bu senaryonun ideolojik özetinden başka bir şey değildir.

‘Amerikan İslamı’nın çöken iki ayağı

Bugün “Amerikan İslamı”nın iki ayağı birden çökmüştür. Hem halklar, emperyalizmin Ortaçağ’a dayanarak kurmaya çalıştığı bentleri yıkmaktadır; hem de ABD, halka karşı kullandığı güçlere yüklediği roller arasında eşgüdüm sağlayamaz hale gelmiştir. Suriye halkı, milli devletini emperyalizmin kirli savaşına karşı başarıyla korurken, ABD, Beşar Esad’a karşı bir iktidar seçeneği yaratamamanın çaresizliğini yaşamaktadır. Mısır halkı, ABD’nin kendileri için biçtiği “Müslüman Kardeşler” yönetimini reddederken, Obama, Mısır’da ne halkın, ne Mursi’nin, ne de Mısır Ordusu’nun çağrılarına kulak astığı bir “süper gücün” sözcüsü durumuna düşmüştür. Ülkemizdeki Haziran Direnişi, ABD açısından ister AKP-PKK, ister Erdoğan-Gülen düzleminde olsun, iktidar ortakları arasındaki çatışmaların yönetimini iyice zora sokmuştur.

Küresel kriz ve ABD içindeki ayrışma

“Ilımlı İslam”, aynı zamanda “İslam’ın, Batı’nın kapitalist piyasalarıyla bütünleşmenin önünde engel oluşturan bütün öğelerinden arındırılmasını” öngören bir projedir. Kapitalist sistemin en büyük krizini yaşıyor olması, dolayısıyla “Batı ile bütünleşme”nin bir yanılsama olarak bile çekiciliğini yitirmesi, bu projenin çöküşünde önemli bir rol oynamıştır.

Öte yandan, ABD’nin kendi içinde bu projeye ilişkin oluşan ayrışma, herhalde Amerikan tarihinin dış siyaset konusunda tanık olduğu en derin bölünmelerden biridir. ABD içinde bu projeye karşı muhalefeti besleyen en önemli etkenlerden biri, projenin beklenen getiriyi sağlayamamasının yanı sıra, birçok Ortadoğu ülkesinde geleneksel olarak “Batı’ ile bütünleşmeyi” savunan görece laik kesimlerin de ABD’den uzaklaşmasına yol açması olmuştur.

Karşı devrimin sarıldığı ideolojik zehir

Ancak güçlü bir ABD’nin kısmen başa çıkabileceği bu sorunlar karşısında, gücünü yitiren bir ABD çaresiz kalmaktadır. Bölgemiz ülkelerinde halk hareketlerinin yükselmesinin ardında yatan nedenlerden biri de, kuşkusuz emperyalizmin zincirinde görülen bu zayıflamadır. Aynı olgu, emperyalist sistemin dışına çıkmayı, yani devrimi bu halk hareketlerinin gündemine taşımaktadır.

Öte yandan, karşı devrim can havliyle halk hareketinin kuşatmasını yarmaya çalışırken, buna koşut olarak “her şeyi belirleyenin Amerika olduğu”na ilişkin ideolojik zehir, bu kez daha yüksek dozlarda topluma zerkedilmeye çalışılmaktadır. Mısır’da Mursi’nin devrilmesinin, halka figüran rolünün verildiği bir Amerikan oyunu olarak sunulması bunun en açık örneklerinden biridir. Ülkemizde yeni dalgalar halinde yükselmeye devam edecek olan halk hareketini iktidar hedefinden koparma çabaları, Türkiye’deki iktidara ilişkin “ABD’nin icazet tekelini” korumak amacıyladır.

Her sorun tartışmayla çözülmez

Her sorunun tartışmayla çözülmesine olanak yoktur. Özellikle söz konusu olan toplumun üstünde birikmiş olan tortularsa, onları temizleyecek olan halk hareketinin kendisidir. Küresel krizin başından bu yana, karşı devrimin ülkemizde ekonominin çarklarını döndürmede en büyük zorluklarla karşı karşıya kalacağı bir sonbahara yaklaşıyoruz. Bu sonbahar, karşı devrimin sonbaharı olacaktır. Bu döneme halkın kendi gücünün farkına vardığı bir Haziran’ın ardından giriyor olmamız, ülkemiz açısından büyük bir şanstır. Sihirli formül, Haziran enerjisini örgütlü bir güce dönüştürmektir.