Kasım'da savaş bir başkadır... ABD'nin İran açmazı ve ısınan sular

6 Kasım’daki seçimler öncesi deliye yatan Trump sert oynamaya çalışıyor.

İran’a petrol yaptırımları yarın (pazartesi) başlatacak.

Ama Waşington’daki şahinler ve güvercinler arasındaki tartışma da sürüyor.

Trump’ın faşist danışmanı John Bolton ile Hazine Bakanı Steve Mnuchin arasındaki savaşta, “izole edelim derken izole oluruz, en büyük silahımız doları kaybederiz” korkusu hakim geldi.

Sonuç; 8 ülke yaptırımdan muaf olacakmış.

Yani ‘yüce ABD tarafından lütfen İran’dan petrol almalarına’ göz yumulacakmış!

Türkiye, Japonya, Hindistan, Güney Kore ve belki Çin.

Ama Avrupa ülkeleri muafiyet dışıymış.

Bunu Dışişleri Bakanı Pompeo söyledi.

Avrupa ülkelerinin SPV takas sistemi de pazartesi günü SWİFT sisteminin kapatılmasıyla yürürlüğe girecek.

Bunu görünce doların krallığı sallanır diye korkan Mnuchin, ABD kontrolündeki SWIFT’te İran için bazı ayrıcalıkların da olacağını belirtti.

Ancak deniyor ki, Amerikan sermayeli pek çok Avrupa şirketi (700 kadar olduğu söyleniyor) Trump ambargosuna uyacakmış.

Farkındaysanız, miş-li geçmiş zaman kullanıyorum. Çünkü belirsizlik var pek çok noktada.

ABD her zamanki gibi kendi kurallarını koymaya çalışıyor.

Oyun oynanırken, yenilmeye başlayınca kuralları değiştirmeye kalkıyor.

Tıpkı mahallede maç yapılırken, topun sahibi çocuğun yenilmeye başlayınca “verin topumu ben gidiyorum” demesi gibi.

Ama artık mahallede tek bir top yok.

O yüzden ABD’nin bu tek taraflı zorba hamleleri artık kabul görmüyor.

5 Kasım’dan itibaren Batı Asya ve Doğu Akdeniz’de suların iyiden iyiye ısındığını göreceğiz.

Madde madde özetlersek;

1-ABD 4 Kasım itibarıyla İran’dan kimsenin petrol alamayacağını ilan etti.

2-Rusya, Çin ve Hindistan, İran petrolünü almaya devam edeceklerini ilan etti.

3-ABD, buna 5 Kasım itibarıyla İran’dan petrol alacak ülkelere yaptırım uygulayacağı ve bu ülkelerin gemilerine donanma engellemesi (Naval Blockade) uygulayacağını ilan etti.

4-Rusya, Çin ve Hindistan, ABD’yi uyardı: “Eğer bir deniz blokasyonu yaparsan, biz de bu kuşatmayı askeri yollardan bozarız ve saldırgan Amerikan gemilerine yanıt veririz.”

5-İran buna bir ekleme yaptı: ”Eğer biz satamazsak, İran Körfezi’ndeki hiç bir ülke (Suudi Arabistan ve diğer körfez ülkeleri) petrol satamaz. Hürmüz Boğazı’nı kapatırız.”

6-ABD, buna şu yanıtı verdi: “Eğer sen Hürmüz Boğazı’nı kapatırsan, biz de donanmamızla o boğazı açarız”

7-İran da eğer herhangi bir Amerikan saldırısına maruz kalırsa Amerikan Körfez Donanması’na saldıracağını ilan etti.

8-Eğer Hürmüz Boğazı kapanırsa. Ki İran’ın iki tane gemisini batırıp, bunu yapma kapasitesi var. Günde 3 milyon varil petrol dünya pazarına çıkamaz ve bu tüm dünyadaki petrolün yüzde 30’una tekabül eder. Petrol fiyatları iki katına fırlar.

9-ABD’nin bu kez yanına İngiltere, Fransa ve Almanya’yı almak gibi bir şansı da yok. Çünkü bu ülkeler Trump’ın tek taraflı İran kararına şiddetle karşı çıkıyor. ABD’nin Trump ve Bolton ile bile olsa dünyaya karşı tek başına bir savaş ilan edeceğini sanmıyorum. Ama böyle bir olasılık hiç bir zaman sıfır da değil.

Ben bir önceki yazımda ABD’nin geri adım atacağını, atmak zorunda kalacağını yazmıştım.

Tahminime göre, 6 Kasım seçimleri sonrası Trump, İran yaptırımlarını gevşetecek ve önce Rusya ile sonra da Çin ile masaya oturacak. İran her ne kadar büyük ekonomik sıkıntı yaşasa da geri adım atmayacak. Trump, petrol fiyatlarının yükselmesiyle bu işten karlı çıkacak Rusya’yı yanına almaya çalışacak, ama bu da mümkün olmayacak. Çin ise ticaret savaşından kazanan olarak çıkacak. Doların tahtı sallanmaya devam edecek ve Trump’ın saçma sapan politikaları, bu süreci daha da hızlandıracak.

Türkiye, Suriye, Irak ve İran’ın, hatta Suudi Arabistan, Yunanistan ve Mısır’ın da, bu gelişmeleri doğru okuması ve bir şekilde bir araya gelmesi gerekiyor.

Artık Batı Asya ve Doğu Akdeniz’de ABD parametresinin azaldığı, Avrasya ve bölgesel sistematiğin güç kazandığı bir döneme giriyoruz.

Mevcut küresel ve ülkesel ekonomik/siyasi kriz ancak böyle aşılır.