Kemaliye’den bakanlığa Hasan Basri Aktan

Hasan Basri Aktan benim hemşehrim... Onunla geçmiş görevleri ve Kemaliye üzerine bir söyleşi yaptım. Sn. Aktan’la hesap uzmanlığına başladığı zaman tanıştım, yörenin kültür geçmişi ve geleceği üzerine çalışmalar yaptık. Bu röportaja giderken, geçmişi düşündüğümde, Hasan Basri Aktan’ın ulaştırma bakanlığına kadar geçen zaman diliminde, bütün görevleri sırasında ziyaret etmişim, özellikle memleketimizin dertlerini konuşmuşuz. Ve yine gördüm ki her dönemde Hasan Basri Aktan yöresinin sorunları için çaba göstermiş, gelişmesine ve kalkınmasına katkı sağlamış. İyi bir maliyeci zaten Maliye Bakanlığı müsteşarlığı sırasında çeşitli ödüllerin yanında yılın bürokratı unvanını da almıştı. Çok naif ve içten çok çalışkan, her dönemde ülkesi ve memleketi için önemli işler başarmış bir insan… Kemaliye Vakfı’nın kuruluşuna öncülük etmiş, uzun süre de başkanlığını yapmıştır. Değerli hemşerim bugünlerde geçmiş çalışmaları ve Kemaliye ile ilgili çok özel bir kitap hazırlıyor. Bu röportajı yapma fırsatını verdiği için teşekkür ediyor sağlıklar ve başarılar diliyorum.

  • Sayın Aktan, Kemaliye’nin Ergü Köyünden olduğunuzu biliyoruz. Köyünüzde o yılardaki yaşamı ve İstanbul’a geldikten sonraki, eğitim hayatınızı anlatır mısınız?

Biz Aktan ailesi olarak aslen Erzincan ili, Kemaliye ilçesinin, Ergü Köyüne mensubuz. Babam Hacı Şükrü Efendi 1932, Annem Hacı Fatma Hanım 1938 yılında İstanbul’a gelmişler. Babam uzun yıllar membaa suyu satıcılığı işi ile iştigal etmiş. Ben 1952 yılında İstanbul’da Vefa semtinde doğmuşum, ancak nüfus kayıtlarında Kemaliye/Ergü olarak yer almaktadır. 1955 yılında ailece tekrar Ergü Köyüne dönmüşüz.

1955-1962 yılları arasında ilkokul çağında çocukluğumun güzel yılları köyde geçti. Okulumuzun iki dersliği vardı, 1-2-3. sınıflar bir derslikte, 4-5. sınıflar diğer derslikte okurdu. Öğretmenler de birer saat dönüşümlü olarak ders verirdi. Bu vesileyle ilkokul öğretmenim Şadan Fırat’ı hürmet ve şükranla anıyorum.

Biz de bu süreçte ailece, 1962 yılının son güzünde trenle İstanbul’a Haydarpaşa Garına indik ve Karagümrük’deki evimize yerleştik. Okul hayatım İstanbul’da geçti, Karagümrük İlkokulu’na 5. sınıfta kaydoldum ve 1963’de, daha sonra Karagümrük Ortaokulu’nu da 1966’da bitirdim. 1970 yılında İstanbul Vefa Lisesini bitirdim. ÖSS’ye girdim ve kazandığım İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne kaydoldum. 1975 yılında İktisat Fakültesi’nin Maliye-İşletme bölümünden mezun oldum.

  • Hesap uzmanı oluyorsunuz, bu kurulda çalışıyorsunuz, bir süre başkanlığını yapıyorsunuz? Hesap uzmanlığı müessesesini görevlerini ve önemini anlatır mısınız?

Ocak 1976’dan itibaren hesap uzman yardımcısı olarak İstanbul’da kamu görevine başladım. Altı aylık bir mesleki uygulamalı kurs döneminden sonra 1,5 yıl dört ayrı kıdemli üstatların refakatinde çalışıp, tezkiye aldım. Bir konuda tez hazırladım, 1979’da yazılı ve sözlü yeterlik sınavını da vererek hesap uzmanı unvanı alarak bu kariyer ve liyakat mesleğine üçlü kararname ile atandım.

Daha sonra yaşamımızı 1988’den itibaren Ankara’da bürokrat olarak devam ettirdik. 1988 - 1989 yıllarında Hesap Uzmanları Kurulu Başkan Yardımcısı; 01.10.1989 - 02.10.1994 döneminde beş yıl Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı olarak görev yaptım. 1993’de Hesap Uzmanları Vakfı’nın kuruluşuna öncülük ettim ve Mütevelli Heyeti Başkanı oldum.

GELİRLER GENEL MÜDÜRÜ

  • Kamuda sürekli yükselerek Gelirler Genel Müdürü oldunuz. Neler yaptınız, vergi gelirleri konusundaki görüşlerinizi anlatır mısınız?

Ekim 1994’te Gelirler Genel Müdürü olarak atandım ve yaklaşık 3 yıl bu görevde bulundum. Görev alanı çok geniş, vergi mevzuatı hazırlama, uygulamaya yön verme, vergi toplama gibi zor ve zahmetli bir misyonu olan, devlet bütçesini doğrudan etkileyen Maliye Bakanlığının en önemli birimlerinden biri. Yine o yıllarda vergi kanunlarında çeşitli değişiklikler ve “özel tüketim vergisi” tasarısını hazırladık. O dönemde önemli işlerden biri de, mükelleflerin vergi numarası ile otomasyona geçişi idi. 1996 yılının ortalarında yaklaşık 5 milyon mükellefe elektronik ortamda vergi numarası verdik. Sonra vatandaşlık numarası ile eşleştirildi. Bankalar üzerinden vergi ödeme kolaylığı getirdik.

-Maliye Bakanlığı Müsteşarı olarak yaptıklarınızı ve anılarınızı da anlatır mısınız?

Malum 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra Ak Parti tek başına iktidara geldi ve 18 Kasım günü hükümet kuruldu. Ertesi gün merhum Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, beni davet edip, müsteşar olarak görev teklif etti. Teşekkür ettim, nasıl çalışmamız gerektiğini, karşılıklı fikirlerimizi ve ilkelerimizi konuşup paylaştık ve mutabık kaldık. 18 Aralık 2002 günü göreve başladım. Kısa bir süre sonra Ak Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan başbakan oldu. İlk yıllar çok yoğun çalışmalar ve sık sık çeşitli toplantılarla geçti. 2004 yılında Dünya Gazetesi geniş bir jüriyle beni yılın bürokratı seçti. Yaklaşık 6,5 yıl bu görevde bulundum. Bu yeni dönemde Sn. Bakanımız ve üst yönetici arkadaşlarımızla birlikte çok önemli çalışmalar, reform niteliğinde düzenlemeler ve hizmetler, uluslararası görüşmeler ve anlaşmalar yaptık.

Bürokrat olarak Maliye Müsteşarlığı benim en yoğun çalışma dönemimdi. Sayın Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde, Bakanımız Sn. Unakıtan ile birlikte uyumlu ve verimli bir çalışma dönemi yaşadık. Bütçe ve mali disiplin alanında önemli gelişmeler kaydedildi. Bakanımıza Allah rahmet etsin.

ULAŞTIRMA BAKANI

  • Ulaştırma Bakanı olarak görev yaptığınız dönemden de kısaca bahseder misiniz?

Merhum Başbakan Sayın Bülent Ecevit’in teveccühü ile 11 Ocak 1999’da 56. Hükümette, dışarıdan atanan- bağımsız olarak, Ulaştırma Bakanlığı görevine başladım. Bu vesileyle kendilerini rahmetle anıyorum. Burada 5 aya yakın bir süre görev yaptım. Bu dönemde Kapadokya, Samsun-Çarşamba, Zonguldak-Çaycuma Havaalanlarının açılışlarını merhum Ecevit ile yaptık. İstanbul Atatürk Havalimanı’nın 3. pistinin inşası süreci ile metro bağlantısına proje tadilatı yaparak katkı verdik. Yine Türksat-3 uydusunun Fransa-Nice’deki Alcatel firmasınca imali sürecinde incelemelerde bulunduk. KKTC’yi cep telefonu hizmetine kavuşturup, ilk görüşmeyi Sn. Ecevit ile Sn. Rauf Denktaş arasında sağladık. Keza Kars-Tiflis-Bakü demiryolu ile ilgili projeyi raflardan indirip, bu konuda bir mesafe aldık. Aynı kabinede iki Kemaliyeli olarak Ziya Aktaş Hocamla birlikte 23 Nisan 1999 günü Eğin’i ziyaret edip hasret giderdik, güzel bir anımdır.

  • KEMAV Vakfı başkanlığınız ve çalışmalarınızdan da bahseder misiniz?

26 Mayıs 2003’te Kemaliyeli 212 kişilik kurucular kurulu ve mal varlığı tahsisiyle kısa adı (KEMAV) olan Kemaliye Kültür ve Kalkınma Vakfı’nın kuruluşuna öncülük ettik. Vakfımızın temel amacı; “Kemaliye ilçesi ve köylerinin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden gelişmesine katkıda bulunmak üzere, Kemaliyeliler arasında dayanışmayı sağlamaktır.” Mütevelli Heyetinin teveccühü ile yedi yıl başkanlığını yürüttükten sonra, görevi kardeşim İsmail Yücel’e devrederken Şahsıma KEMAV Onursal Başkanlığı tevcih edildi. Bu dönemde değerli Bakanlarımız Sn. Ali Coşkun ve Ziya Aktaş ile yönetim kurullarında görev alan arkadaşlarımın ve hemşerilerimin daima teşvik ve desteğini gördük, kendilerine müteşekkirim.

TÜM OKUYUCULARIN BAYRAMINI KUTLAR İYİ DİLEKLER SUNARIM.