Kesin hesaplaşma dönemi -(TAMAMI)

5 Ağustos 2013, gericiliğin Türk Devrim’inden intikam alma teşebbüsünde bulunduğu günün tarihidir. Ergenekon Tertibi’nde kesilen cezalar, sadece bugünkü Türkiye’ye değil, 150 yıllık Türk Devrimi’ne kesilmiştir. Anayasa ve Hürriyet devrimleri ile başlayıp Çanakkale’den geçerek, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Devrimi’yle zirvesine ulaşan, devrim ve vatan savunmasının intikamıdır alınmak istenen. 5 Ağustos, devrim ve karşı devrim arasındaki kesin hesaplaşma sürecinin önemli bir dönüm noktasıdır. Çünkü artık karşı devrimin sinsice Atatürk ve Türk bayrağının ardına saklanma olanakları tamamen ortadan kalkmıştır.

5 Ağustos zihinlerdeki tortuları temizledi

5 Ağustos kararları, bu kararları yalnızca aklı ve yüreğiyle değil, bedeninin bütün hücreleriyle reddeden milletin bilincinde çok önemli bir sıçrama yaratmıştır. Sahneye konan tertibin, “olağanın dışına taşan bir aşırılık”, “orantısız güç” ya da “sistem içinde düzeltilebilir bir hatalı uygulamalar zinciri” olmayıp, bir “kesin hesaplaşma” süreci olduğu, bütün çıplaklığıyla milletin gözlerinin önüne serilmiştir. Bugüne kadar milli devletin yıkımı, Atatürk Devrimi’nin tasfiyesi ve Türk Ordusu’nun dağıtılmasında, “kesin hesaplaşma” amacının gizlenerek zihinlerde yaratılan bulanıklığın oynadığı rol açıktır. Ergenekon Tertibi’nde kesilen cezaların yanı sıra, tertibe yardım ve yataklık edenlere verilen ödüller de zihinlerdeki tortuları temizlemiştir.

Kendi milletine savaş açanların vay haline!

AKP iktidarı, 5 Ağustos’a, ülke çapında millete karşı bir savaşa hazırlanır gibi hazırlanmıştır.

Seyahat, gösteri, ifade özgürlüklerinin yanı sıra, “özel mülkiyet haklarına tecavüz edilerek” “ulaşım hizmeti satın alma ögürlüğü” de askıya alınmıştır. Çünkü tertiplerin üstündeki sis perdesi dağıldıkça, AKP iktidarının elinde çıplak zora başvurmak dışında bir araç kalmamaktadır. Hele bir de, milletin rızasını hızla yitirmekte olan bir ikidarın sözcüleri, denetimlerini sürdürebilmek için, devletin bütün gücünü seferber ederek millete karşı savaşta kazandıkları başarılardan dem vurmak zorunda kalıyorlarsa, vay o iktidarın haline! Tarih, kendi milletine açık savaş açan iktidarlar açısından “korkunun ecele faydasının olmadığı”nın örnekleriyle doludur.

Bin yıllık kararlılık

Ergenekon, devrim ile karşı devrim arasındaki kesin hesaplaşma döneminde siyasal saflaşmanın mihenk taşı olacaktır. Çünkü iktidarın kendisi, devrim ile karşı devrim arasında bir yerde durmanın olanaksızlığını, Ergenekon kararlarıyla herkesin zihnine kazımıştır. Millete, ülkeyi yeniden Atatürk Devrimi yoluna sokacak bir Milli Hükümet kurulmasının dışında başka bir çıkış yolunun olmadığını göstermiştir. Millet mücadele sahnesine, bir haftalık, bir aylık, bir yıllık değil, bin yıllık bir kararlılıkla çıkmaktadır. “Gericiliğin kendisini yok edecek güçleri de yaratması”nın anlamı, herhalde bundan başka bir şey değildir.

Önümüzdeki bayramları Aydınlık Türkiye’de kutlama dileğiyle, hepinizin Şeker Bayramı’nı saygı ve sevgilerimle kutlarım.