Kesme imi

Atatürk bize çok kolay bir yazı bıraktığı halde, uzmanlar hep bu kolay dili zorlaştırmak için uğraştılar. Uzmanların anlaşamadığı, farklı kurallar koydukları imlerden biri de kesme  (‘) olmuştur. Kılavuzlarda nerede kullanılacakları ya da kullanılmayacakları konusunda toplam 18 kuralla karşılaşabiliyorsunuz. Bu kılavuzları anlamak için ayrıca Türkoloji öğrenimi görmek gerektiğini de söylemeliyim. Yazım kuralı koyarken, önce şunu düşünmeliyiz: Hangi nedenlerle noktalama imlerine gerek duyulur?  Hiçbir dil kuralı nedensiz ortaya çıkmaz, noktalama imleri de öyle. Ayrıca bu kurallar yalın, anlaşılır olmalı, okuryazarlığı zorlaştırmamalı. Aklımda askerlikten kalan bir öyküyü anlatacağım: Olay İngiltere’de yaşanmış. Bir askeri garnizonda pinpon masasını boyamışlar, gelip geçenler dokunmasın diye de başına bir nöbetçi koymuşlar. İlk gün, ikinci gün, üçüncü gün... Her gün nöbetçi konulurken, bir zaman gelmiş buraya neden nöbetçi konulduğu unutulmuş, boyalı masa kuruduğu halde askerler nöbet tutmaya yıllarca devam etmişler. Dinde de, dilde de nedeni araştırılmadan konulan, uyulan kurallar böyle gülünç ve gereksiz sonuçlar doğurur.Dilimizde bu öyküyü anımsatan kurallar var mı acaba? Bence var... Kesme iminin kullanımı da çoğu yerde anlamsız gelmiştir bana. Anlaşmazlıklar, karışıklıklar, uzlaşmazlıklar yaşadığımız, kime, neye uyacağımızı bilemediğimiz, maddeleri kalabalık işaretlerden biri de budur.  ‘TÜRKÇE’DEN SONRA KESME İMİ OLMALI MI?Bu ekin kullanılmasının ilk nedeni özel adların kökünü, aslını belirtmek içindir. Ancak özel adlara getirilen her ekin kesme ile ayrılmasını kılavuzlar benimsemiyor. Örneğin, -cı, -gıl, -ler gibi eklerden sonra ayrılmaz. Yani yapım eklerinden sonra ayrılmayacağını söyler kılavuzlar. Bu durumda, “Türkçenin inceliklerini iyi bilmeliyiz” dediğimizde,  “Türkçenin” sözcüğünde kesmeye gerek olmamalı. Başta dil uzmanları olmak üzere, pek çok kişi bu örnekte kesme imi kullanıyor. Yalnız “Türkçe” ders ya da kitap adıysa durum değişir. Yani şöyle düşünmeliyiz: “Türkçe” sözcüğünün kökü “Türk’tür”, buna getirilen yapım eki -çe’den önce kesme imi kullanmamalıyız, daha sonra gelen ekler (yapım ya da çekim eki) için kesme imi kullanılmamalı. İşte bu yapım eki-çekim eki ayrımı insanların işini zorlaştırıyor ki, bence bu kural daha da yalınlaştırılmalı. Profesörlerin de yanlışlar yaptığı bir kural var ortada. Bu kural en çok nerede, niçin gerekli, yeniden düşünmeliyiz. Ayrıca çok az karşılaşsak da, sesçe benzeşen sözcükleri birbirinden ayırmak için de bu imden yararlanabiliriz. Örneğin bir okurum geçenlerde “hava” ile “havan”ın karışabileceği bir tümce göndermiş. Bunun gibi “balo” ile “balon” da bazı durumlara karışabilir, kesme iminden yararlanarak bu karışıklığı önleyebiliriz.  Bunlar dışında bir de sayılar ve eklere getirilen eklerden önce konulur; bu kesindir, gereklidir, bana göre tartışılmaz da... Birden çok sözcükten oluşan kurum, kuruluş adlarına getirilen ekler için kesme imi öteden beri kullanılmaz ya da zorunlu değildir.Kesme imini anlatmak için 18 maddelik bir açıklamaya neden gerek duyulur, doğrusu anlayamıyorum.