Kimler neden panikte?

ABD’nin Türkiye operasyonunun pususuna yatanlar olduğu biliniyor. Özellikle de AKP içinde beklenti içinde olanlar var. Şu anda kenara itilen bazı isimlerin ABD operasyonunun sonucunu beklediği konuşuluyor.

Ankara’da özel bürolar hareketli. Birileri sık sık bir araya gelip durum değerlendirmesi yapıyor. Ancak son dönemde morallerinin bozuk ve gergin olduğunu duymuştum. Nedeni belli değildi. “Burası Türkiye, nasıl olsa kokusu çıkar” diye düşünmüştüm. Yanılmadım.

BÜYÜK BALIK!

Anlatılanlara göre, kritik görevlerde bulunmuş, 15 Temmuz sonrasında FETÖ’den tutuklanmış önemli bir isim “itirafçı” olma kararı almış. Pensilvanya’dan gelen “Sabredin” mesajlarının kof olduğunu anlamış. Hapiste çürümek istememiş. Bakmış pabuç pahalı, “bari kendimi kurtarayım” demiş.

“Balık büyük, hem de çok büyük. Birçok sırrı biliyor. Bulunduğu görevler çok önemli. Birilerini yakabilir. FETÖ’nün yurtdışı bağlantıları, Türkiye’den verilen destekler ortaya çıkabilir. Birçok mahrem bilgi ortalığa dökülebilir” deniliyor.

Her şeyi anlatırsa bazı önemli isimlerin bütün hayallerinin yıkılacağı, ABD ve İngiltere’nin bile onları kurtaramayacağı vurgulanıyor.

MESAJI ALMADILAR!

AKP kulislerinde konuşulanlara bakılırsa bu kişiler zamanında birçok kez uyarılmış. Mesaj alınmayınca da gereken yapılmış.

Kimi sürpriz bir şekilde görevden uzaklaştırılmış, kimi yalnızlaştırılmış. Partideki etkileri azaltılmış.

Ama onlar arkadan iş çevirmeyi sürdürmüşler. Son dönemde ABD operasyona başlayınca yeniden hareketlenmişler. Her hareketlerinin adım adım izlendiğini bilmelerine rağmen son dönemlerde cesaretleri artmış. Beştepe’ye yakın AKP’liler, artık işlerinin çok zor olduğunu iddia ediyor.

DOSYALAR KABARDI

AKP’de seçim nedeniyle iç mücadele ikinci plana itilmiş gibi görünse de gerçek öyle değil. Şüphelenilen isimlerle ilgili dosyalar giderek kabarıyor. 15 Temmuz ABD/FETÖ darbe girişimi yargılamalarında ve FETÖ soruşturmalarında epeyce malzeme çıkmış durumda. ByLock da ayrı. Yapılan yazışmalarla ilgili arşivin birçok kişinin elini ayağını bağlayacak cinsten olduğu ifade ediliyor. Bazı isimlerin bu nedenle suskun olduğu, en küçük bir hamlede başlarına gelebilecekleri bildiği konuşuluyor.

MÜCADELE SERTLEŞİYOR

Türkiye seçim sathına girerken mücadele sertleşiyor. Beştepe içerden ihanete karşı tetikte. Bir son dakika gelişmesine karşı (B) planının bile hazır olduğu vurgulanıyor. CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı 16 Nisan halk oylamasına dikkat çekiliyor. Anketler tehlike işareti verirse yeni bir sürecin devreye girebileceği bildiriliyor.

***

KAYBOLAN ALTINLAR

Rıza Sarraf’ın 2013’te Gana’dan Türkiye’ye getirdiği 1.5 ton altın hâlâ tartışılıyor. Altınlardan 292 kilogramı kayıp. Nereye gittiği bilinmiyor.

Dönemin Gümrük Bakanı Canikli, 2014 yılında, “Bugüne kadar 292 kilogram altının ülkemize sokulduğuna dair bulgu bulunamamıştır. 1500 kilogram sadece gümrüğe beyan edilen doğruluğu tartışmalı belgelerde kayıtlıdır” demişti.

Konu son günlerde yeniden gündeme gelince bu işleri iyi bilen bir dostum aradı. “Bu konu çok uzadı. Oysa bir uçak havalanmadan kaç kilogram yük taşıyacağını beyan eder, ona göre benzin yüklenir. Gana’da kalktığı havaalanı kayıtları incelenirse her şey ortaya çıkar” dedi.

Yapılacak iş çok basit. Ama havanda su dövmeye bayılıyoruz.

Ya da işimize öyle geliyor!

***

TELEFONLA ŞEYH’TEN DUA

Emekli bir diplomat ile sohbet ederken ilginç bir anısını anlattı. Şaşkınlığımı görünce ayrıntıya da girdi. Anlattıkları özetle şöyle:

“İsmini vermeyeyim, bir ülkede görev yapıyorum. Bir bakan geldi. Büyükelçinin odasındayız. Bakanın gergin bir hali vardı. Sonra nedeni anlaşıldı. Başbakan bakana talimat vermiş. ‘Şu anlaşmayı yap’ demiş. Sıkıntılı bir iş. Karşı tarafın şartları ağır. Bakan imzalamakta tereddüt ediyor. Sık sık telefonla konuşuyor. Ama talimat kesin. İmzalayacak. Bir ara kenara çekildi. Telefonda birisi ile konuştu. ‘Efendim ben şu anda ...’dayım. Bana bir dua okuyup bu tarafa doğru üfler misiniz’ diye ricada bulundu. Bizler şaşkınlık içinde birbirimizin yüzüne baktık. Sonra toplantının yapılacağı bakanlığa gittik ve anlaşmayı imzaladık.” Diplomat derin bir “off” çektikten sonra, “Türkiye işte böyle yönetiliyor” diye tepkisini dile getirdi.

Haksız mı?..