Kimse Suriye’ye hariçten anayasa gazeli okumasın

Tayyip Erdoğan açıkladı da öğrendik.
Türkriye-İran-Rusya liderleri buluşmuştu ya (22.11.2017).
Suriye’ye bir de “anayasa” yapalım demişler!
***
Erdoğan’ın Soçi dönüşü uçakta söylediklerine bakalım: “Suriye Ulusal Diyalog Kongresi toplanacak.”
İki ana görevi olacakmış.
“Birincisi, yeni bir Anayasa yazılması. Bu konuda mutabıkız...”
“ İkinci hedef, BM gözetimde adil ve şeffaf olarak seçime gidilmesi...”
(22.11.2017).
***
“Birinci görev”i etraflıca konuşmak farz.
Öncelikle şaşırdığımızı belirtelim.
Türkiye’nin de anayasa üreticiliğine soyunduğunu bilmiyorduk.
Söylenenlerden anlıyoruz ki...
Türkiye, İran ve Rusya... Üçü uzlaşmış.
Vardıkları sonuç: Suriye’nin yepyeni bir anayasaya ihtiyacı var!
***
Erdoğan, mutabakatın öncesini de anlatıyor.
“Bazıları, mevcut anayasa onarılsa yeterli olur gibi bir yaklaşım sergiliyordu.”
“Ama şimdi o görüşü gündeme getirmediklerini gördük... Yeni bir anayasa düşüncesi kabul görmüş durumda.”
***
Bir parantez açalım.
Astana sürecinin ilk toplantısına gidelim (23.12.2016).
Katılımcı yelpazesi geniş.
Önce üç garantör ülke: Türkiye, İran ve Rusya.
Artı: Suriye ve silahlı muhalifler.
Krizin başından bir ilk gerçekleşti.
Hepsi aynı salonda buluştu.
***
İyi başlamıştı her şey.
Fakat bir “dosya” görüntüyü bozmuştu.
Rusya bir “anayasa taslağı” hazırlamış... Taraflara sunmuştu.
Dikkat çekici yönü: Bir tür “Kürt özerkliği” öngörüyordu.
***
Rusya, “anayasa”yla yetinmedi.
Astana’dan hemen sonra... Suriye muhalefetini Moskova’da topladı. Normaldi. Astana’ya da çağrılmışlardı zaten.
Fakat: Davetli listesindeki bir örgüt düşündürücüydü.
PKK’nın Suriye kolu PYD’de de ağırlandı Moskova’da.
Anlamı: Türkiye’nin baskılarına rağmen... Rusya, PKK/PYD konusunda ısrar ediyordu.
***
Tekrar “anayasa” bahsine dönelim.
Rusya’nın anayasa girişimine... O dönemde iki kanaldan itiraz geldi.
Suriye yönetim çevrelerinden...
Ve Astana’ya katılan muhaliflerden.
Konuştuğum bir muhalif lider: “Taslağı almayı reddettik” demişti.
***
Tuhaftır: Taslak, PYD’ye yasal statünün kapısını aralamasına rağmen... Türkiye’den ciddi bir itiraz gelmedi.
Neden?
Ankara “el”ini çok sağlam gördüğü için mi?
Yoksa, güvensizlikten mi?
***
Erdoğan’ın son açıklamasından anlıyoruz ki...
Türkiye, “hariç”ten anayasayı prensipte reddetmiyor.
Belli ki itiraz eden İran’mış.
Sonuçta: Tahran da ikna edilmiş.
***
Suriye için “anayasayı” kimler hazırlayacak?
Erdoğan, onların da listesini veriyor.
“Dışişleri bakanları, genelkurmay ve milli istihbarat...”
“Bir teknokratlar heyetini bu konuyla ilgili çalıştıracaklardır.”
“Yeni anayasa için böyle bir hazırlığın da yapılması gerekecek.”
***
Yani: Dost da olsa...
Üç yabancı ülkenin bakanları...
Askerleri...
İstihbaratçıları...
Ve de teknokratları toplanacak.
Suriye’ye bir anayasa hazırlayacaklar.
Bir tören kıyafeti diker gibi!
İbretlik.
Soru: Avrasya’da işler Atlantik tarzı mı gidecek?
***
Kimse tevil yoluna sapmasın.
Taslak, sonunda Suriye halkının onayına sunulacak diye.
Amerika da işgal ettiği Irak’ta öyle yapmıştı.
Anayasayı yazmış... Referandumla Irak halkına kabul ettirmişti.
***
Türkiye’yi yönetenler biraz düşünsün.
Henüz: Rusya’ya PYD itirazınızı bile kabul ettiremediniz.
“İthal anayasa”, Suriye’nin iradesini elinden almaktır.
Anayasa dinamiğini Suriye’nin dışına çıkarırsanız...
Federal Suriye’ye nasıl engel olacaksınız?
***
Şam’dakilerin nabzını bilerek yazıyorum.
Esad yönetiminin asıl tercihi “üniter Suriye”dir.
Ama zor bir süreçten geçiyor ülke.
Mecburiyetler istemedikleri tercihlere sürükleyebilir onları.
***
Hep dikkat çektik.
Tarihi bir süreçteyiz.
Ankara ve Şam’ın kaderleri birleşti.
Hangi cenahtan gelirse gelsin...
Dayatmaları ancak birlikte aşabiliriz.
***
Suriye’den taze bir “not”la bitirelim.
Erdoğan dikkatle izleniyor.
Özellikle Soçi dönüşü açıklamaları.
Hatırlansın. Gazeteciler Cumhurbaşkanı’na sormuştu.
Esad yönetimiyle ilişki kurulacak mı diye.
Cevap: “Siyasetin kapıları, malumunuz, son ana kadar her zaman açıktır.”
Şam’daki algı: Galiba, yakın zamanda bir adım atılacak.
Onların tavrı ne olacak?
“Hazırız... Herkes eski 15 yılı özlüyor.”
Kastedilen dönem: 1998-2011 yılları...
Hayırlısı diyelim...