Kınama, sargı bezi, makarna
Dün gece gelen son dakika haberlerinden biri şöyle idi: “Gazze Şifa Hastanesi'nde erken doğan 37 bebek, hipotermiye yakalanmamaları için, hizmet dışı kalmaları sebebiyle kuvözlerinden ayrılarak battaniyelere sarıldı.”
Siyonist katiller yenidoğan ünitesine saldırıp enerjisiz bırakmadan önce sayıları 39'du. Bu sırada 2 bebek öldü. Kalanların yaşaması için ise sadece dua edebiliyoruz.
Dünyanın her yerinde milyonlarca insan sokaklarda, meydanlarda İsrail terörünü lanetliyor. Ama hükümetlerden çıt ses yok! Çünkü her birinin ABD ile kocaman kocaman stratejik hesapları var.
Haksızlık etmemek lazım, her gün başına bombalar yağan insanlar için “ellerinden geleni” yapıyorlar. Nedir ellerinden biliyor musunuz? Kınama, sargı bezi, makarna… Sonra tekrar kınama, tekrar sargı bezi, tekrar makarna…
İsrail ile ticaretini kesen bir ülke yok.
İsrail’e ambargo koyan bir ülke yok.
İsrail’i hala resmi olarak uluslararası ceza mahkemesine taşıyan (kendisinden başka) bir ülke yok.
Ne İslam ülkeleri ne de diğerleri Gazzelilerin yanında duruyor. Ne yapacaksa Gazzeliler kendi başına yapacak, tıpkı daha öncekiler gibi. Çünkü işgalciye direnmek sadece ve sadece o halkın boynundaki bir yükümlülüktür.
Biz böyle kazandık. Çinliler, Hintliler, Pakistanlılar böyle kazandı. En son Afganlar, yine böyle kazandı. Kendi öz güçleri ile, hürriyetin bedelini kendileri ödeyerek. İş yabancılara kalsa, en iyi niyetlisi sargı bezi falan gönderir. Tarihin tunç yasası böyle maalesef…
Peki kazanabilirler mi dersiniz? Doğrusu işin ahlaki tarafını çoktan kazandılar. Batılı büyük medya şirketleri ne kadar iftira atarsa atsın, Filistinliler bir kez daha yurtlarını savunan namuslu bir halk olarak tarihe geçtiler. Siyonizm ise bir kez daha mahkum oldu.
Ama İsrail’in modern silahlarına, parasına puluna direnmek çok zor.
İsrail’in savaşta bir başka gücü daha var ki başka hiçbir ülkede bulmak mümkün değil. O gücün adı ahlaksızlık. Evet İsrail, dünya tarihinin gördüğü en ahlaksız terörist devlet. Geçmişte de çocuk öldüren devletler, ordular mutlaka olmuştur. Ama hiçbiri İsrail gibi bunu böbürlenerek anlatmamıştır.
İsrail başbakanı televizyon konuşmasında elindeki kitabı gösteriyor. Kitap Hitler’in Kavgam adlı kitabı. “Bunu çocuk dediğiniz Filistinlilerden birisinin odasında bulduk” diyor. Yani “bunlar çocuk değil, bunlar Nazi” demeye getiriyor, cinayetlerine böyle hastalıklı bir gerekçe üretiyor!
İsrail’in BM temsilcisi, BM Genel kurulunda yaptığı savunmada aynen şu cümleleri koruyor: “BM’nin Gazze’deki tüm çalışanları Hamas üyesi teröristler, gazetecilerin hepsi Hamas üyesi teröristler….” BM görevlilerini öldürüp sonra da BM’ye karşı “sizin çalışanlar öldürülmeyi hak ediyor zaten” diyebilecek kadar şımarık, bu denli psikopat bir devlet ile karşı karşıyayız.
Peki BM üyesi ülkelerin bu küstahça sözler karşısında “kınamak” dışında kılları kıpırdıyor mu dersiniz? Ne mümkün! Dedik ya, yetmiş yıllık formül hazır ve basit: Kınama, sargı, bezi makarna….
Büyük soruya dönelim.
Öldürülen bebeklerin hesabını kim soracak? Bunun cevabı da çok basit, ya Filistinliler ya da hiç kimse.
İşte çağdaş dünyamız bu. Paranın ışıltılı şerefsizliğini sindirmiş, kınama, sargı bezi ve makarna arasında çürümüş bir dünya…
Bebek katillerinden bile hesap soramayan bir dünya….
Dönmese de olur.