Kobi tanımı değişikliği: ölçek, kapsam, hız vs.

İş dünyasında büyüme sorunsalı ekonomi ve işletmecilik yazınında hep gündemdeki bir konudur. Şov devam ediyor etmesine, rüzgar çoklukla kuzeyden (yıldız, poyraz ve karayel) esiyor. İstanbul’da Osmanlı’dan beri rüzgar yüzde 70 poyrazdır. Şimdi güneyden rüzgarlar da (lodos, kıble, keşişleme) esmeye başladı!

ÖLÇEK Mİ KAPSAM MI?

İşletme büyüklüğü, makroekonomide büyüme gibi kapitalizmin geleneksel fetişizmidir. Ancak, “küçük güzeldir” anlayışı çıktı ve yaygınlaşmaya başladı. Küçük işletmenin istihdam yaratma, daha esnek ve uyum sağlayabilir olma, daha insani, daha doğasever, daha etik olma vb. birçok üstünlüğünden söz edilmektedir.

Büyüklüğün odak noktası ölçek ekonomisiydi. İşletme büyüdükçe birim maliyetin içindeki birim sabit gider payı düşünce fiyat rekabeti avantajı artar! Beri yandan daha çok ürettikçe sağlanacak hata yapma oranı düşüşü (öğrenme eğrisi etkisi), tüketiciler nezdinde kalite ve marka imajı dayatması, sektörü kontrol vb. avantajlar da cabası.

Son zamanlarda düşen satın alma gücü, tüketicilere dayatılan planlanmış eskitilme, kültürel olarak ihtiyaçtan isteğe dönme ve bu dönüşte çabucak bıkma temelli dönme dolap oyunu vb. nedenlerle hızlanan “ürün gamında sık değişim (hızlı moda, hızlı tüketim vb.)” meselesi “ölçek ekonomisi”nin yerini “kapsam ekonomisi”ne (çok sık değişen ve çok çeşitte mal ve hizmet üretip satmaya) bırakmasına yol açtı. Bizim çocukluğumuzda tek çeşit gofret vardı, ya şimdi?

BÜYÜK BALIK MI HIZLI BALIK MI?

Büyük işletme yerine hızlı davranan (çevik) işletme olmanın getirdiği avantajlar günümüzde ön plana çıkmaya başladı. 15 günde bir ürün gamını değiştiren ve  vasat kalitede konfeksiyon ürünleri ürettirip satan bir ÇÜŞ sildi süpürdü ortalığı!

Krizlerde büyük şirketlerin kimileri dökülürken kimi şirketler hızlı (çevik ve de yalın) balık olup yüzegeldiler. Çünkü devir “ölçek ekonomisi devri” değil, “çeviklik” dönemi. Ayrıntılı okuma için bkz. https://www.ekonomist.com.tr/yonetim-kariyer/sirket-yonetiminde-cevik-model-donemi.html

ORTA MI, KÜÇÜK MÜ, MİKRO MU?

İşletmenin büyüklüğü nasıl ölçülmeli? Parasal mı yoksa fiziksel mi, yoksa da çok değişkenli mi? Konu çok karmaşık ve ilgili yazında çok tartışmalı!

Ülkemizde bu konuda sayısız resmi ve gayri resmi tanımlama mevcut. 2005 yılında hükümetin resmî tanımlamasına ait bir yönetmelik çıkmıştı, desteklemelere esas tutulması için, ayrıntılı bilgi için bkz. https://www.kosgeb.gov.tr/site/tr/genel/detay/5560/mevzuat

Bu yönetmelikteki tanımlarda yer alan rakamlar aşınınca onları artırma gereksinimi doğdu, yoksa işletmeler destek alamaz duruma geliyorlardı. 18.3.2022’de rakamlar değiştirildi. Şöyle ki; a) Mikro işletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya bilanço toplam varlıkları rakamlarından herhangi biri beş milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler; b) Küçük işletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya bilanço toplam varlıkları rakamlarından herhangi biri elli milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler. c) Orta büyüklükteki işletme: İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya bilanço toplam varlıkları rakamlarından herhangi biri ikiyüzelli milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler.

DEĞİŞTİ DE NE OLDU?

Dağ minik bir fare doğurdu. TÜİK’in 2021 yılında yayınladığı KOBİ istatistiklerine göre Türkiye’de 3 milyon 427 bin 891 işletme olduğu 3 milyon 419 bin 773 olan KOBİ sayısının yapılan düzenlemeyle KOBİ sayısının 2 bin 44 işletme artarak 3 milyon 427 bin 891’e ulaşacağı belirtilmiş. Adet yerini bulur mu? Bulmaz. Niye elimizi korkak alıştırıyoruz acep? BOBİ’lere (Büyük ve Orta Boy İşletmeler) köprü geçiş garantileri gibi yapsak ya esas hakeden KOBİ’lere de!

Dinleyiniz: Kazancı Bedih : Felek Sen Ne Feleksen, “Elbet yüzüm gülecek bülbül güle erecek / Şu karanlık günlerin bir gün sonu gelecek...”