'Köklerinden koparılan CHP'

Yukarıdaki başlık aziz dostum, CHP sevdalısı Ali Nejat Ölçen’in yayınladığı son kitabının başlığı. Dr. Ali Nejat Ölçen geçmişte önemli görevler üstlenmiş, önemli girişimlere imza atmış ve bir dönem birlikte milletvekilliği yaptığımız Atatürk ülküsüne ve ilkelerine sımsıkı bağlı bir yurtsever. 93 yaşında ısrarla ülkenin sorunlarına çözüm arıyor, üretiyor ve 1994 yılından bu yana hiç kimsenin parasal katkısı olmadan Türkiye Sorunları kitap dizisini iki ayda bir yayınlayarak çevresini aydınlatmaya çalışıyor. Her CHP’linin ve her yurtseverin mutlaka okuması gereken bir kitap Köklerinden Koparılan CHP. Ülkenin içine sokulduğu karanlıktan kurtuluşun nasıl olacağına yanıt arıyor ve çalışmasını CHP üzerine odaklıyor sayın Ölçen. Kitabının ilk sayfasında CHP’nin yaşadığı açmazı iki alıntıyla çok güzel ortaya koyuyor. Doğu Perinçek “Çözüm Atatürk’te birleşmek” derken CHP'nin görüşünü yansıtan Gençlik Kolları Başkanı “Atatürk’te birleşmek nafile çabadır” sözlerine yer vererek CHP’nin neden bir ideolojik bunalım yaşadığının altını çiziyor ve bu çelişkiyi kitabının ana teması yapıyor.
CHP’NİN TEMEL YANLIŞI
Ali Nejat Ölçen kitabının 192. sayfasında CHP’nin temel yanlışını ortaya koyuyor ve diyor ki, “Eğer CHP ulusalcılığa, laiklik ilkesine ve devletçiliğe yeterince sahip çıksa ve kendisini dar kadroculuk tutkusundan arındırarak kitlelere ulaşabilseydi ne 18 Nisan 1999 seçimlerdeki sonuç ile karşılaşır ne de Kemalist devrimlerin korunması bugünün Türkiye’sinde temel sorun olabilirdi. Partiyi yeniden kazanmanın çaresi onu başaracak kişileri bulmak kadar ondan daha önemlisi hangi ilkeler etrafında bütünleşmenin yöntemini aramak olmalıdır.” CHP Kemalist ilkeleri unutarak, o ilkelere sırtını dönerek direkleri kırılmış bir yelkenliye dönüşmüştür. Açık denizlerde nereye gideceğini bilmeden, yönünü tayin edecek gücü olmadan rüzgârın sürüklediği yöne gitmektedir. CHP’nin gidişatını kendisi değil ülkenin yaşadığı olaylar belirlemektedir. CHP ülke gündemini belirleme yerine ülke gündemine teslim olmaktadır.
CHP KENDİNİ SORGULAMAKTAN KAÇINIYOR
Deniyor ki zaman CHP’yi eleştirme zamanı değil. Bütün sorunda burada ya. CHP kendini sorgulamaktan, özeleştiri yapmaktan kaçındığı için AKP politikalarının peşine takılmaktan başka çare bulamıyor. AKP politikalarını eleştirmenin CHP’ye kazandıracağı bir şey yok. CHP’nin yapması gereken kendi iç ve dış politikalarının ne olduğunu belirlemek ve bunları kamuoyu ile paylaşmak olmalıdır. Bugün CHP, ideolojisi olmayan, rüzgârın önünde sürüklenen bir parti konumundadır ve bu yüzden ülke politikalarının belirlenmesinde hiçbir ağırlığı yoktur. Başka bir deyişle CHP üretemeyen, masaya yumruğunu vuramayan, gerektiğinde sine-i millete dönmeyi göze alamayan, içi boş, muhalefet edemeyen bir muhalefet partisi konumuna dönüşmüştür. Parti üyelerinin heyecanı buharlaşmış, seçimlerde kerhen CHP’ye oy vermeye başlamışlardır. Partinin acilen ilçe tabanından başlayarak genel merkeze kadar özeleştiri süzgecinden geçirilmesi gerekmektedir.
İŞÇİLER HÂLÂ ANLAMADI MI?
Ülkemizde demokratik rejim dünyada örneği olmayan bir biçimde değiştirilmek istenmektedir. Halkın egemenliği yerine tek adamın egemenliği getirilmek üzeredir. Bu sonucun ortaya çıkmasında CHP’nin sorumluluğu kadar işçi sınıfının ve örgütlerinin de sorumluluğu vardır. CHP de işçiler de bu iktidar tarafından önlerine konanı inanılmaz bir sessizlikle kabullenmektedirler. CHP ülkenin baştan aşağı yanılgılarla dolu dış politikasını neden demokratik protesto hakkını kullanarak sokaklara taşımaz? İşçiler neden AKP’nin sürekli çalışanlar aleyhine gerçekleştirdiği politikalara sessiz kalır? Sendikalar ve özellikle Türk-İş neden asgari ücret 1600 lira olsun derken bu isteğini meydanlarda kamuoyu ile paylaşmaz? Neden asgari ücretin 1400 lira olmasını kuzuların sessizliği ile kabullenir? Bu sessizlik, bu tevekkül, bu teslimiyet devam ettikçe AKP elbette istediği düzeni er veya geç kuracaktır. Demokratik protesto hakkını kullanmayı unutanlar olanları ve olacakları hak ediyor demektir.