Korkmuyorlarmış!

“Terörün dili yok, yüzü yok...Milliyeti, ırkı, vicdanı yok...Duygusu, karakteri yok...Acıması, dini, mezhebi, inancı yok...Bizim de korkumuz yok...Sen, ben yok, Türkiye var!”*** Bu sözler dün kocaman bir Ahmet Davutoğlu fotoğrafıyla bütün yandaş gazetelerde “AKP’nin seçim ilanı” olarak yayımlandı.Ankara’da 100’den fazla vatandaşımız teröre kurban gitmiş; adam utanıp sıkılmadan “korkusuzluk” reklamı yapıyor!Aferin size!Ne “cesur yürekmişsiniz” de haberimiz yokmuş...***Korkmadığınız için mi partili cumhurbaşkanınızın 2 bin, sizin bin 500 kişilik koruma ordunuz var?Korkmadığınız için mi bakanlarınızın yanında gelişmiş silahlar taşıyan dev adamlar dolaşıyor?Korkmadığınız için mi etten duvarlar örülüyor çevrenizde?Korkmadığınız için mi eşlerinize, analarınıza, babalarınıza, kardeşlerinize, çocuklarınıza, teyzelerinize, dayılarınıza, halalarınıza, hatta amca oğullarınıza bile ayrı ayrı koruma verdiriyorsunuz?Korkmadığınız için mi bütün arabalarınız zırhlı ve camları kurşun geçirmez?Korkmadığınız için mi konvoylarınızda doktorlar, cankurtaranlar, sinyal kesici araçlar yer alıyor?Korkmadığınız için mi geçeceğiniz yollar kesiliyor; köprülerin üzerine makineli tüfek taşıyan polisler yerleştiriliyor?Korkmadığınız için mi gideceğiniz her yer saatler öncesinden köşe bucak aranıyor, TGB’li gençler gözaltına alınıyor?Korkmadığınız için mi çeşnicibaşılarınız var?Korkmadığınız için mi güvenliğinize toplamda milyonlarca lira harcanıyor? ***Sakın yanlış anlaşılmasın; bizim gibi ülkelerde devleti yönetenler her zaman hedeftir. Dolayısıyla korunmaları için en yüksek güvenlik önlemleri alınması normaldir.Yanlış ve saçma olan böylesine “yüksek güvenlik önlemleri” ile korunanların, “KORKUMUZ YOK” diye ilan vermesidir.***Gerçekten “korkmayan” biri, asla “Korkmuyorum” demez.Bununla böbürlenmeyi aklına bile getirmez.Otobüse biner, trene biner; Finlandiya Cumhurbaşkanı gibi tarifeli uçaklarla seyahat eder.Ahmet Necdet Sezer çok yaptı; sadece bir korumayla çarşıya pazara çıkar!Bazen bir çay bahçesinde çay içerken bazen de bir hastanede muayene kuyruğunda görürsünüz onu...Tüm bunlar normaldir onun için; sıradandır.Korkusuzluğun reklamını yapmak bir yana, korkmak bile aklına gelmez çünkü... Oysa Ahmet Davutoğlu, Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve partili arkadaşları asla böyle yaşayamaz...Onlar korkar!Değil 10, bin tane gazeteye “KORKUMUZ YOK” diye ilan verseler...Her mitinglerinde avaz avaz bağırsalar...Korkaktır onlar!Korkmaları da gerekir zaten...Çünkü korkulacak iş yapan, korkar...***Ahmet Davutoğlu, korkmuyormuş!Hadi; gelsin de Eminönü’nde balık-ekmek ısmarlayayım o zaman... Hem de kırmızı soğanlı...eTam zamanı!
İTİRAF!Başbakan Davutoğlu, yandaş bir kanalın canlı yayın konuğu olmuş ve “IŞİD’in kafasındaki İslam ile Türkiye’de yaşanan ve bizim savunduğumuz İslam arasında 180 derece değil, 360 derece fark var” demiş... Yani; IŞİD’le aslında “aynı noktada” olduklarını itiraf etmiş...Siyasete atıldığı günden beri ilk kez kendisine katılıyorum.Doğruları söylediği için de yürekten kutlarım!İşte gerçek bundan ibarettir:AKP ile IŞİD’in durduğu yer aynıdır!
GÜNÜN SORUSUCumhurbaşkanı Erdoğan Almanya Başbakanı Merkel’in Nobel’e aday gösterilmesini eleştirmiş: “30 bin mülteci alacağız diyen Nobel’e aday gösteriliyor; bizde 2,5 milyon mülteci var, kimse umursamıyor.” Sorum kendisine:Bizdeki 2,5 milyonun tamamına yakını sefalet içinde yaşıyor ve başka ülkelere kaçmak istiyor... Almanya’dan ise kaçmak isteyen olduğunu duymadım. Acaba sebep bu olabilir mi?
O yedi hakim, aslında hakim değil, mahkûm!Doğu Perinçek, Türkiye’nin başının en büyük belalarından biri olan Ermeni soykırımı iddiasını yerle bir etti.Önce İsviçre’de bir konferansta, “Ermeni soykırımı” iddiaları için “Emperyalistlerin 100 yıllık yalanıdır” dediği gerekçesiyle “soykırımı inkâr etmekten” hüküm giydi... Ardından AİHM’deki yargılamalardan alnının akı ile çıktı... AİHM’nin temyiz organı olan Büyük Daire, İsviçre’nin, Perinçek’in ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini teyit etti. Büyük Daire bu kararı 7’ye karşı 10 oyla aldı...Davalı ülke olan İsviçre’nin AİHM’deki yargıcı Helen Keller bile Perinçek lehine oy verdi. Ayrıca “davalı safında müdahil” konumunda olan Fransa’nın üye hakimi de Türkiye’yi haklı buldu.Aleyhimizde oy kullanan 7 ülke ise Lüksemburg, Andorra, Monaco, Malta, Yunanistan, Hollanda ve Litvanya...Türkiye, Fransa, Liechtenstein, Slovakya, Finlandiya, Almanya, İsviçre, İsveç, Çek Cumhuriyeti, Bosna Hersek hakimleri ise lehimizde oy verdi. İfade özgürlüğünde yeni bir çığır açacak olan bu davada aleyhte oy kullanan hakimlere; hakim değil, olsa olsa “mahkûm” denir... Siyasetin ve diplomasinin mahkûmu!Tarih; hakimleri de hükümlüleri de unutmayacak!
156+144=300!11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görev süresinin bitmesinden sonra Huber Köşkü’nü işgal etti; boşaltması için tam 156 yazı yazdım...Boşalttı, “Masrafları kime ödettin? 20 milyon liralık yeni evi hangi parayla aldın?” diye 144 yazı daha yazdım...Toplamda 300 yazıya ulaştım!Pazartesileri hariç düzenli olarak haftanın 6 günü sordum, sordum, sordum... Dünyada hiçbir gazeteci, aynı konuda bu kadar “ısrarla” sormadı!Ama dünyada hiçbir siyasetçi ve devlet adamı da Abdullah Bey gibi kör, sağır ve dilsiz olmadı!Sözüm söz:Yanıt vermezse, ikimizden biri ölünceye kadar bu soruları sormaktan vazgeçmeyeceğim!
GÜNÜN İSYANIDiyanet-Sen, sendikaya üye olmaları şartıyla imamlara kredi vermeye başlamış... Ancak; faizle! Yani vatandaşa “Faiz haram”, kendilerine gelince “lüp, lüp!”İsyanım bu sendikanın yöneticilerine:Halkı aldatırsınız da... Hakk’ın huzuruna nasıl çıkacaksınız sarıklı yalancılar?