Korkutulan toplumu bekleyen dört tehlike

Türkiye’de şu an iki cenahtan korku tezgâhlanıyor.
Biri AKP cenahı. 15 Temmuz Darbesine karşı mücadeleyi, bir demokrasi eylemi olmaktan çıkartıp, muhalifleri korkutma aracı haline getirdiler. Gezi eylemlerinden kalan bir korkuları var. Türkiye’de ekonomi 2018 için alarm verince korku depreşti ve olası halk hareketlerini korkutma telaşı içine girdiler. Bazı silahlı örgütlerin kurulduğu haberleri Aydınlık’ta çıkmıştı. Vatan Partisi, AKP yönetimini kamuoyu önünde uyardı.
Korku tezgâhını çalıştıran ikinci cenah, CHP+HDP+İyi Parti ortaklığı. Dün örneklerini verdik. Elinde satırıyla havanın kararmasını bekleyen yobaz hayâletiyle dehşetli bir propaganda kampanyası yürütülüyor. Bir takım silahlı eğitim kamplarının kurulduğu yönündeki söylentiler hızla yayılıyor. 696 Sayılı KHK’nın 121. Maddesi kullanılarak imal edilen hurafeler bu kampanyanın başlıca malzemesi.

KORKU ZEMİNİNDEKİ KAMPLAŞMA TEHLİKELERİ

Korku imal edenlerin ve yayanların kendi cenahlarına göre çeşitli amaçları olabilir. Bunlar az çok biliniyor. Bir de bu propagandaların onların istek ve planları dışında sonuçları var. Korkutulan toplum, bugünün Türkiye koşullarında dört ciddî tehlikeyle karşı karşıya gelir.
Birincisi, insanların birbirine şüpheyle bakmasıdır. Türkiye’nin vatan savaşı verdiği koşullarda kamplaşma kışkırtılıyor, milletin birliği bozuluyor.
İkincisi, mezhep kamplaşması için uygun koşullar kışkırtılıyor.
Üçüncüsü ve en önemlisi, yükselme işaretleri veren üretici hareketi korkutuluyor. Böylece Türkiye’nin üretim ekonomisine geçmesini sağlayacak millî güç sindiriliyor.
Dördüncüsü, toplumda eli baltalı yobaz korkusu yayılarak, AKP iktidarına karşı teslimiyet havası yaratılıyor. AKP’ye karşı mücadele ettiğini sananlar, AKP’ye güç kazandırıyor.

KORKUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ

Dün bu köşede ABD’li diplomatın kendi ağzından “2018 Cehennem Planı”na değinmiştik. Aslında Cumhurbaşkanlığı danışmanlarının da böyle bir kaygı içinde oldukları, geçen hafta Aydınlık’ın başlık haberi idi. “Ekonomik operasyon korkusu” Türkiye’nin gündemine girmiş bulunuyor (Aydınlık, 5 Ocak 2018). Düne kadar ekonomik bunalım sorunu vardı, şimdi bir de ekonomik bunalımın getirdiği güvenlik sorunu çıktı.
Türkiye’nin korkarak halledebileceği bir sorunu yok. Mehmet Akif’in İstiklâl Marşımızın en başındaki “Korkma” çağrısı bugün de geçerlidir. Türkiye, asında bir korku dönemine değil, çözüm dönemine girmektedir. Büyük çözümler, kör çıkmazlarda yaratılır.
Korku, her durumda ve her zaman çözümsüzdür.
Cesaret, her zaman ve her durumda çözüm gücüdür.

‘İÇ SAVAŞ’ PLANLARININ BOZGUNU

İç savaş planlarının başarı şansı yok. İç savaş olması için, iki ordu olması gerekir. PKK hendeklere gömülmüştür. ABD’nin TSK ve Polis içindeki Gladyosunun çarkı kırılmıştır. Ordu ve Polis büyük ölçüde temizlenmiştir. Bu koşullardan iç savaş çıkmaz, Türkiye’nin ufkunu açacak çözümler çıkar. Korkuya değil, çözüme mevzilenmeliyiz!

İKTİDARA VE MUHALEFETE UYARI VE ÇAĞRILAR

Vatan Partisi, millete “Korkma” çağrısı yapıyor.
Korkutma kampanyalarına alet olanlara çağrımız ise şudur: Korkutmayın ve korkutamazsınız!
AKP hükümeti, komando kampları iddiaları konusunda derhal bir araştırma yapmalı, kamplar kapatılmalı ve sorumlular adalete sevk edilmelidir. Ülkede huzuru ancak devletin güvenlik güçleri sağlar. Devlet tavrı budur. Diğeri başıbozukluğa kapı açmaktır ve yönetemez hale gelmektir.
CHP ve İyi Parti, “Anayasa ve iktidar meşru değildir”, “Adalet bitti”, “Direnme hakkı geçerlidir” türünden şiddete başvurmayı kışkırtan sorumsuz söylemlerden vazgeçmelidirler. Anayasa meşru değilse, niçin seçime katılıyorlar? Adalet bittiyse, adaleti hangi kurum sağlayacak? Direnme hakkı geçerliyse, niçin Mecliste oturuyorlar? Bu sorulara hukuk devleti ve yurtta barış kapsamında verilecek bir yanıt yoktur.

HAKLI ZEMİNDE HALK HAREKETİ

Önümüzdeki dönem, Üretim Ekonomisi için üretici hareketi olacaktır. Vatan Savaşının başarısını destekleyen kitlesel millî hareketler de olacaktır. Bunlar haklı zemindeki eylemlerdir ve aynı zamanda korku tezgâhını bozacak eylemlerdir. Milleti ve devleti, vatan ve üretim zemininde birleştirmek, önümüzdeki dönemin meselesidir.
Vatan Partisi, millî birliği hedef alan kışkırtıcılığın, ırkçı ve mezhepçi kamplaşmaların, halkı sindirmeye yönelik terörün karşısında milletle ve üreticiyle birliktedir. Millet ile devletin gücünü vatan ve üretim zemininde birleştireceğiz.

YARIN: ATATÜRK CUMHURİYETİNİN 121. MADDESİ