Köy gözlemleri (1)

Bu satırlar sizlere Ege bölgesinde yer alan eski bir köyden ulaşmaktadır. Burası şirin bir yamaç köyü. Arazinin çoğu dağlık. Temel geçim kaynaklarını zeytin ve incir oluşturuyor. 40 yıl öncesinde 1200 kişi yaşayan köyde şimdi 180 kişi kalmış. Köyde bağı bahçesi olan ama İzmir ve çevre ilçelerde yaşayanlar da zaman zaman gelip gidiyor.

İLKOKUL

İnsana en çok hüzün veren konulardan biri yıkılmaya terk edilmiş olan ilkokulun durumu. Çatısının üzerinde otlar bitmiş, cam ve çerçeve yok, kapısı aralık. Önünde geniş bir bahçe var. Bahçede giriş merdivenin tam orasında iki metre yükseklikte bir sütun var. Bir zamanlar orada Atatürk büstü bulunduğunun kanıtı. Şimdi Atatürk ve yanındaki bayrak direği ve bayrak da olmadığından sanki bir utanç anıtı. Cıvıl cıvıl çocuklar, onlara ders veren ve köye önderlik eden öğretmenler de yok. Öğretmen lojmanında sanırım mahallenin imamı oturuyor. Okul bahçesinde traktör, römork ve bir otomobil park ediliyor.

Okulun ön tarafında odun yığını var. Okul servisi yapan hurda bir minibüs sabahları birkaç öğrenciyi alıp (şu anda saat 7.00 ve servis aracının sürücüsü korna çalarak öğrencileri çağırıyor) biraz daha kalabalık olan eski bir köydeki okula götürecek. Köylerde her hafta iki defa bayrak töreni yapılır, İstiklâl Marşı söylenir, milli bayramlar kutlanır, anma günleri, müsamereler ve sergiler düzenlenirdi. Bunlar yok artık. Taşımalı eğitim belasını başımıza saranlar, ülkemize en büyük ihaneti yapmıştır.

GÖÇ VE TERK EDİLMİŞ EVLER

Aileler toplumsal güvencesi olan bir iş bulmak ve çocuklarını okutmak için de köyleri terk etmişler. Akşam yürüyüşleri sırasında önünden geçtiğimiz 8-10 evin hiçbirinden bebek sesi duymuyoruz. Yolda oynayan 2-3 çocuk ve bisiklete binen bir afacan var. Köy kahvesi sabah ve akşam saatlerinde hizmet veriyor. Köyün yarı zamanlı kahvehanesinde toplananlar arasında 50 yaşından küçük erkek yok. Bin lira gündelik verildiği halde çalışacak insan bulmak mümkün değil.

Köyde düzinelerce terk edilmiş ev var. Çatıları bel vermiş ve yıkılmak üzere. Kapı ve pencere yok, sıvalar dökülmüş. Avlularda otlar ve sarmaşıklar büyümüş. Bakımsızlıktan ağaçlar cadı süpürgesi gibi. Köy tüzel kişiliğine ait mallar belediyelere devredilmiştir. Bunlardan bir kısmı satılmaktadır. Kahvehane, dükkân gibi olanlar kiraya verilmektedir. Bazıları kendi halinde yıkılmaya terk edilmiştir. Artık köyler sahipsizdir.

KÖY İHTİYAR HEYETİ VE KÖY MUHTARI

Seçimle gelen köy muhtarı ve ihtiyar heyeti devletin köydeki örgütü ve temsilcisi idi. Köye giren çıkan herkes bilinirdi. Salma adı altında vergi toplayabilirdi. Üniformalı köy bekçileri, silah taşıma yetkisine sahipti. Köy muhtarı nikâh kıyabilirdi. Zarar ziyan yapan hayvanları kapatıp sahibine ceza verebilirdi.

Orman yangını olursa köylüleri söndürme çalışmasına ücretsiz olarak katılmaya zorlayabilirdi. Salgın hastalık durumunda köy karantinaya alınır, hayvan giriş-çıkışı yasaklanırdı. Köy senedi ile taşınmaz alım satımı bile yapılırdı. Köy tüzel kişiliği adına mal mülk alabilir, gerekirse kamulaştırma bile yapabilirdi.

Komşular arasındaki anlaşmazlıklar muhtarlar aracılığıyla çoğu kez yerinde çözülür, dava konusu olmazdı. Yaptırım gücü olmayan mahalle muhtarlığı köy hayatını düzenlemeye yeterli olamaz.

HAYVANCILIK

Yaşamakta olduğum köyde at, eşek, katır, deve gibi hiçbir binek veya yük hayvanı yok. Oysa seksenli yıllarda zeytin çuvallarını beygirle taşıtmıştım. Vakitli vakitsiz öten horozlarla, isteksizce havlayan köpeklerden başka evcil hayvan sesi yok. Kiralamış olduğum evin avlusunda terk edilmiş bir hayvan ahırı var.

Koyunculuk yapan bir kişiyle tanıştım. İrili ufaklı 140 baş koyunu varmış. Zeytinliklere zarar vermemesi için yaz gününde bile koyunları ağılda tuttuğunu söyledi. Köyde süt sığırcılığı yapan büyücek üç işletme var. Ayrıca traktörlerin arkasında kooperatifin süt alım merkezine teslim edilmek üzere taşınan süt güğümlerini görüyorum. Bir kova süt taşımak için bir tonluk traktör kilometrelerce yol alıyor. Traktör iş makinesinden çok taşıt aracı olarak kullanılıyor. Eskiden eşekle gidilen yamaçtaki arazilere artık traktörle gidiliyor. Bir zamanlar sepetli motosikletler kullanılmıştı. Köy bakkalının tek sağmal ineği buzağılama zamanı yaklaştığı için kuruya çıkınca süt bulamaz olduk. Çarşamba ve cumartesi günleri gelen manavı herkes dört gözle bekliyor.

Deneyimli bir ziraat yüksek mühendisi olarak yerinde yaptığım gözlemlere dayanarak köy sakinlerine yararlı olacak bilgiler aktarmaya hazır olduğumu söyledim. Şimdilik onların dinlemeye ve anlamaya hazır olmadığı izlenimi edindim. Bekleyip göreceğiz.