Kripto paralar ve savaş

Geçen ay içinde Rusya’nın NATO kuşatmasına karşı Ukrayna’da başlattığı operasyon küresel ekonomi ve finans sistemi için dönüm noktası oldu. Yeni küresel ekonomik sistemde Atlantik Cephesinin ağırlığını kaybettiği ve artık işlerin onun istediği gibi yürümediği ortaya çıktı. Rusya’ya uygulanan keyfi ve hukuk dışı yaptırımlar bir yandan mili paralarla ticaret eğilimini dalga dalga yayarken diğer yandan merkez bankalarında tutulan dolar ve avro varlıklarının sorgulanmasına yola açtı. Sorgulanan başka bir konu ise kripto varlıkların zor zamanlarda oynayacağı rol oldu. Beklenenin aksine kripto varlıklar savaş sürecinde beklenen ilgiyi görmedi. Konu ile ilgili OMFIF’te (Resmi Parasal ve Finansal Kurumlar Forumu) çıkan bir makale konuyu inceliyor. Makalenin yazarı Philip Middleton OMFIF Dijital Para Enstitüsü Başkanıdır.

KRİPTO PARALAR SAVAŞTA BEKLENEN İLGİYİ GÖRMEDİ

Makale yazarı tarih boyunca yaşanan savaşların toplumsal olarak önemli değişiklikler için vesile olabileceğini ifade ediyor; penisilin kullanımının yaygınlaşması örneğini veriyor. Kripto varlıkların gerçek değerinin bir savaş veya sürecinde yaşanacağını iddia edenlerin bu savaş deneyiminde yaşananlardan dolayı büyük hayal kırıklığına uğradığını ifade ediyor. Makale yazarı kripto varlıklara inananları bir ‘kabile’ olarak tanımlamış ve üç ayrı sınıflandırma yapmış; gerçek inananlar, spekülatörler ve pragmatistler (fırsatçılar).

‘Gerçek inananlar’ Bitcoin ve diğer kripto paraların kullanıcıları fiat paranın egemenliğinden kurtaracağını ve devletlerin kontrolü altında olan finansal sistemlerden kurtaracağını iddia ediyorlar. Ayrıca kripto varlıkları hem ABD dolarının kötülüklerinden koruyan sınırsız ve politik olarak tarafsız bir ödeme aracı olarak, hem de değişmez, anonim bir varlık olarak da gelişeceğini iddia ediyorlar. ‘Spekülatörler’ kripto paraları özellikle fiat enstrümanları için sıkıntılı zamanlarda gelişmesi gereken ticarete konu ve yatırım yapılabilir alternatif varlıklar olarak görüyorlar. ‘Pragmatistler’, kriz zamanlarında, kriptonun ekonominin işleyişini sağlayan paralel ve yedek bir dizi araç sağlayacağı beklentisi içindeler.

YAPTIRIMLAR KRİPTO PARALARI CANLANDIRMADI

Ukrayna Operasyonu sürecinde Ukrayna’da crowdfunding (kitlesel fonlama) yoluyla 100 milyon dolar civarında kripto para toplandı. Esasen şüpheli olarak tanımlanabilecek bu işlem hacim olarak önemli bir miktardır. Fakat mevzuatı kripto paralarla işlem yapmak için en açık olan ülkelerden birisi olan Ukrayna dahil kurumlar ve bireyler ‘geleneksel’ yollarla paralarını transfer etmeyi ve fiat paralarda varlıklarını korumayı sürdürdüler. Rusya tarafına bakarsak; Rusya’nın rezervlerinin dondurulması sonrasında çok sayıda Rus küçük yatırımcısının kripto varlıklara dönerek talep gösterdiği gerçektir. Fakat orta ve büyük para sahipleri ve tüccarlar kripto varlıklara ilgi göstermediler. Ayrıca Rus hükümeti ABD’nin tüm baskılarına ve tehditlerine rağmen ticaret için mili paralarla ticaret ve takas yöntemlerini hayata geçirmeyi tercih etti. Kriptolarla ilgili çalışmalar yürütüldüğü resmi makamlar tarafından açıklanmış olsa da somut bir adım atıldığı görülmedi. AB yetkililerinin Rusya’nın altın ve kripto varlıklar üzerinden yaptırımları deldiği iddiası altının gördüğü talep ile teyit edildi. Fakat kripto varlıkların yaptırımlarda bir rol oynamadığını sahada fiilen görmüş olduk.

SAVAŞLARDA ‘GÜVENLİ LİMANLAR’ DEĞİŞMEDİ

Ukrayna Operasyonu başladıktan sonra Atlantik Cephesi tüm gücüyle ekonomik ve finansal yaptırımlar uygulamaya başladı. Öyle ki yaptırım sayısı olarak İran ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne uygulanan yaptırım sayısını aşan uzun bir liste oluştu. Bu koşullar teorik olarak yani makale yazarının ifadesiyle ‘gerçek inananlar’ın iddia ettiği kripto paralara büyük bir akın olması için uygun bir ortam oluşturuyor. Fakat Operasyon başladıktan sonra beklenenin aksine Bitcoin başta olmak üzere kripto paralarda artış olmadı. Bitcoin 35 bin – 45 bin bandında yatay bir seyir izledi. Oysa Kovid-19 salgınının başladığı anda 4 bine gerileyen Bitcoin salgın sürecinde 64 bine kadar soluksuz bir ralli yapmıştı. Bu ralliyi paradigma değişikliği olarak algılayanlar ve empoze edenler daha yüksek fiyatları telaffuz ederek yatırımcıları kripto paralara yönlendirdiler. Ukrayna operasyonu ardından uygulanan yaptırımları ve buna bağlı olarak emtialarda yaşanan artış kripto varlıklara kaçış için uygun bir ortam oluşturmuş olmasına rağmen yatırımcılar ‘geleneksel’ güvenli limanlara sığınmayı tercih etti. Altın güvenli liman olarak tanımlanan yatırım araçlarından en yüksek payı aldı. Kripto varlıklar kayda değer bir atış göstermezken aynı süreçte altın yüzde 12 oranında değer kazandı ve Ağustos 2020’de ulaştığı tarihi zirveyi test etti. 1945’ten sonra görülen en büyük siyasi ve ekonomik çalkalanma sürecinde kripto varlıklar kötü bir sınav vermiş oldular.

KRİPTO VARLIKLARIN GİDECEĞİ YOL ZORLU VE UZUN

Sonuç olarak makale yazarının ifade ettiği gibi Ukrayna krizi yeni bir finansal sistem ve yeni ekonomik modelin tartışılmasını sağlarken kripto varlıkların durumu güven vermiyor. Şu anda dünyada Avrasya merkezli yeni bir ekonomik ve finansal sistemin inşası başlarken kripto varlıkların altyapısının yetersizliği ve dağınık yapısı nedeniyle geri planda kaldığı ve alacağı çok yol olduğu anlaşılıyor. Bu süreçte çok sayıda merkez bankasının üstünde çalıştığı CBDC’ler (merkez bankası dijital para birimi) daha çok ön plana çıkacaktır. CBDC’lerin yaptırım tehditlerine karşı gerek milli paralarla ticarette gerekse Batı ödeme sistemlerine karşı alternatif oluşturmada önemli rol oynaması beklenmektedir. Önümüzdeki yıllarda somut varlıklara dayanan kripto varlıklar sanal kripto varlıkların yerini alabilir. Dijital para sistemlerinde ‘gerçek inananları’nın iddiasının aksine daha da merkezi bir yapı ortaya çıkacaktır. Bu bağlamda TCMB’nin önümüzdeki dönemde gelişecek olan blok zincir altyapısına ve gelişen dijitalleşme eğilimine hazırlık açısından CBDC çalışmalarını hızlandırması büyük önem taşımaktadır.

Kaynakça;

https://www.omfif.org/2022/03/cryptocurrency-failing-to-take-advantage-of-crisis/