Kritik süreçte tuzaklar

Yaklaşık bir aydan bu yana Cumhur ittifakından ekonomi konusunda, geçen 40 yıldan farklı mesajlar gelmektedir. Başta Cumhurbaşkanı, MHP Genel Başkanı Bahçeli, Merkez Bankası Başkanı sürekli ekonomi stratejisinin artık değiştiği konusunda çok net mesajlar vermektedir. Mesajların içeriği ve dünya ve Türkiye tahlillerinden yola çıkılarak bu strateji değişikliğinin açıklanması kararının çok kesin olduğunun sinyallerini vermektedir. Bu değişikliği teyit eden bir başka değişiklik, 2 Aralık günü Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın istifa ederek yerine Nureddin Nebati’nin atanması oldu. Nureddin Nebati, Berat Albayrak döneminden bu yana bakan yardımcılığı görevinde bulunan bir bürokrat idi. Berat Albayrak çizgisinde olduğu çok açık şekilde biliniyordu. Faizlerin düşürülmesi sürecinde attığı tweet, tarafını daha net şekilde ortaya çıkarmasına vesile oldu. "Mevcut piyasa koşullarında politika faizinin enflasyonun altında tutulmasında herhangi bir sorun yoktur. Talep enflasyonunu azaltmak için faizlerin artırılması gerekirken, küresel salgının neden olduğu arz enflasyonunu azaltmak için faizlerin düşürülmesi gerekmektedir" türünden faiz ile ilgili yeni sürece uygun mesajlar atanmasının açık nedeniydi.

Sn Nebati’nin Milli Görüş çizgisinde olduğuna dair çevresinden bilgi var. Yeni Hazine ve Maliye Bakanına görevinde başarılar diliyorum.

***

Yeni döneme ait ilk mesajların 28 Ekim günü yapılan Enflasyon Raporu sunumunda Merkez Bankası Başkanı tarafından verilmesinden sonra, olumlu tepkilerin geldiği tarafın karşısındakiler, sürecin neoliberalizmi tasfiye yönünde gelişeceğini fark edince, bunu baltalamak için muhtelif söylentiler çıkarmaya başladılar. Bu söylentilerin en klasiklerinden biri tabi ki bir zamanlar Türkiye’de yarı peygamber muamelesi gören FETÖ elebaşı Fethullah Gülen ile çekilen fotoğrafların çekmecelerden çıkarılarak basına servis edilmesi idi. Yeni görevlendirilen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Fethullah Gülen ile fotoğrafları hemen servis edildi. Muhtemelen bu servisi yapanlar FETÖ’cülerdir. En geniş Fethullah Gülen albümünün onlarda olacağı çok doğaldır.

***

Bu tür söylentilerle kamuoyu artık çok ilgilenmiyor. Böyle o kadar çok çamur atma eylemi gerçekleşti ki bu konuda “at izi it izine karıştığı” için çok fazla itibar edilmiyor. Bu konuda namusundan emin olduğumuz Rahmetli Ecevit’in bile Fethullah Gülen ile birlikte pozu olduğuna göre yapacak bir şey yok.

***

Ancak “mandacı iktisatçılar” tarafından kargaşa ortamı yaratmak amaçlı farklı söylentiler çıkarılıyor. Sinsice insanların beynine yerleştirilmeye çalışılıyor, en yakın fırsatta da halkı panikletmeye yönelik olarak kullanılması amaçlanıyor. Bunun için sosyal medyadaki sözüm ona iktisatçılar çok fazla şekilde bu türden dedikoduları insanlara anlatıyor. İnsanlarda “Tayyip Erdoğan düşmanlığı” kapsamında bu dedikodulara değer verip, bunların gönüllü taraftarları oluyorlar.

***

Bu dedikodulardan en risklilerinden biri “DEVLET BANKA HESAPLARINDAKİ DÖVİZ MEVDUATLARINA EL KOYACAK” dedikodusudur.

HALBUKİ DEVLETİN BU MEVDUATLARDAKİ DÖVİZLERE EL KOYMASINDAN HİÇBİR MENFAATİ YOKTUR. Çünkü bu hesaplardaki dövizlere el koyarak, devlet hazinesine döviz kazanamaz. Çünkü bu hesaplardaki dövizler kaydi dövizdir. Gerçek döviz, ancak kasadaki ya da cepteki dövizdir. Teknik deyimi ile efektiftir.

***

Ancak bu gerçeği fark edemeyen vatandaşın kulağına üflenen dedikodu şudur. “Hükümet doların artışını önleyememektedir. Merkez Bankası'nda döviz yoktur. Devletin kasasında döviz yoktur, kısa sürede de devletin dövize çok ihtiyacı olacak, Batı ile iktidarın sorunları çok büyük, döviz bulamayıp hesaplardaki dövizlere el koyacak. Vatandaş bu paralarını hesaplardan çekip evdeki kasalarına yerleştirsin.”

***

Vatandaşın bu eylemine, bırakın bizim bankalar dünyadaki hiçbir banka sistemi dayanamaz. Mandacılar, neoliberaller, FETÖ’cüler, “Tayyip Erdoğan düşmanlığı” psikolojisini kullanarak ortaya çıkacak bir kargaşa ya da panik ortamında vatandaşı yavaş yavaş bu eyleme hazırlamaktadır.

***

Türkiye yönünü net bir şekilde milli ekonomik uygulamalara döndürmektedir. Üretim ve istihdamın esas alındığı uygulamalar öne çıkmaktadır. Emperyalizmin işbirlikçileri bu süreci baltalayamayacaklar. Bu süreç zaman içinde daha net ve daha doğru uygulamalara yönelecektir.